İnsaf, insaf, el-insaf
Haklıya hakkını tam vermenin adıdır, insaf. Satın alırken kendini satıcı yerine koymak, satarken alıcı yerine koymaktır, insaf. Kendin için istediğini kardeşin için de istemektir, insaf. Bir denge üzerine kurulan dünyada yaşarken, dengeyi gözetmek, dengeli hareket etmektir, insaf. “İnsaf” kelimesi, “Nısf/yarım” kelimesinden türemiştir.
Sevgili Peygamberimiz, Cabir bin Abdullah’ı evine götürür ve birlikte yemek yerler. Olayı Cabir (Allah ondan razı olsun) şöyle anlatır: “Benim önüme bir parça koydu, kendi önüne de bir parça koydu. Bir parça daha aldı, ikiye böldü, bir yarımı kendi önüne koydu, diğer yarımı benim önüme koydu.” (Haraiti, Mekarim’ül-Ahlak, bab insaf, hadis no 341)
Bir tek ekmeğinizi bölüşmektir, insaf.
Elem, gam, keder paylaştıkça azalır,
Mutluluk, sevinç, neşe, saadet ise paylaştıkça çoğalır.
Paylaşmak insaftır.
“Gitme ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım” Mehmet Akif Ersoy
Ya “Paylaşıldı mı artar durur sürûr-i beşer; Kederse, aksine: Ortakla eksilir” derler. Mehmet Akif Ersoy
Her zaman ve her yerde gördüğün, tattığın, tuttuğun her şeyi kendinin yarımı olarak gör ve ona göre davran.
Sağ elinle sol elini dövmek delilik işaretidir. Sağ elin felç olmuşsa tedavisini yaptığın gibi, kanserse her türlü yardımı yaptığın gibi yanlış yapan kardeşini de tedavi etmek insaf gereğidir.
Geçmişini hakir görmemek, iyiliklerini hatırlayıp hayırla yad etmek de insaftır.
“Niçin eslâfı muhakkar görelim ey ahlâf!
Biraz insâf gerektir bize insâf, insâf!” Mehmet Akif Ersoy
Sana ve değerlerine düşmanlık yapan biri, bir konuda tartışırken doğruyu söylemişse onun o doğrusunu tasdik etmektir, insaf.
Rabbimiz buyurur: “Ey iman edenler, Allah için şahitlik yaparak adaleti ayakta tutup gözetenler olunuz. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adil olunuz. Bu takvaya daha yakındır. Allah’tan sakının. Elbette Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide suresi ayet 5/8)
“Ey iman edenler, Allah için şahitlik yaparak adaleti ayakta tutup gözetenler olunuz. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adil olunuz. Bu takvaya daha yakındır. Allah’tan sakının. Elbette Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide suresi ayet 5/8)
Süfyan bin Uyeyne’nin rivayetine göre Hazreti Ali’ye: “Şüphesiz Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya vermeyi emreder, fuhşiyatı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. Öğüt alasınız diye size öğüt verir.” (Nahl suresi ayet 16/90) ayetindeki “adalet” in anlamını sorduklarında “İnsaf” diye cevap vermiş. (Hılyet’ül Evliya, 7/291)
Sevgili Peygamberimiz: “Allah, her hak sahibine hakkını vermiştir. Varise vasıyyet yoktur” buyurmuş. (Ebu Davud, Sünen, K. Vasıyyet, bab 6)
Sevgili Peygamberimizin eğitiminden geçen Selman-i Farisi de din kardeşi Ebu’d-Derda’ya: “Senin üzerinde Rabbinin hakkı vardır, kendi nefsinin hakkı vardır, ailenin hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver” demiş. (Buhari, Sahih, K. Savm, bab 51)
Sevgili Peygamberimiz, İslam ülkesinde yaşayan gayri Müslim için: “Dikkat ediniz! Kim bir gayri Müslim vatandaşa haksızlık yaparsa, malından, kişiliğinden, onurundan eksiltme yaparsa, gücünün üstünde yük yüklerse, rızası olmadan ondan bir şey alırsa, kıyamet gününde ben onun hasmıyım” buyurmuş. (Ebu Davud, Sünen, K. Harac, bab 33)
1400 yıl önce, Mısır fethedilince, Mısır valisi Amr bin As’ın oğlu, Kıpti gençlerden birini döver. Durum hazreti Ömer’e bildirilir. Hazreti Ömer, valinin oğlunu cezalandırırken valiye ve oğluna:
“Annelerinin hür olarak doğurduğu çocukları, ne zamandan beri köle gibi kabul ediyorsunuz” diye azarlamıştır. (İbn’ül-Cevzi, Menakıb’ü Ömer bin Hattab sayfa 99)
1400 yıl sonra, çağdaş dünyamızda, Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi (1951-) 2013 yılında Batı’nın ve Amerika’nın desteğindeki askeri darbeyle darp edilmiş ve o günden beri hapishanede yatmaktadır. Buhari’nin Sahihinde Ammar bin Yasir’in sözü olarak rivayet edilen, amma başka hadis kitaplarında Ammar’ın sözünün aslında hadis olduğunu söyledikleri hadiste şöyle haber verilir:
“Kim üç şeyi kendinde toplarsa imanını toplamış olur: 1- Kendine insaflı olmak, 2- Aleme selamı ve selameti yaymak, 3- Fakirken de yardımda bulunmak.” (Buhari Sahih, K. İman, babifşa’üs-Selam)
Şair Bursalı Talip:
“Çeşm-i insaf kadar arife mizan olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz” diyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.