KURULAN TUZAKLAR VE BUGÜN!
Kuşatma devam ediyor.
Çevremiz oyuldu resmen..
Önce Irak, Sonra Suriye, Libya.. Halloldu.
Arap NATO’su diye karşımızda S. Arabistan, Mısır, BAE ve İsrail konumlandırılacak..
PKK, DEAŞ, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi.. Doğuda İran ve Ermenistan.
ABD bizi oyalıyor.
Fırat’ın doğusuna sadece Suriye’ye değil, Irak topraklarına bir oldu-bitti operasyonu çekmezsek çok geç kalacağız. Bu bölgede birliklerimizi tertiplemeliyiz. 1927 yılında C. Tayyar Paşa Hakkâri bölgesindeki ayaklanmaları bahane ederek “Kolordumla Musul, Kerkük bölgesine kadar ineyim. Sonra orada savunma hattı oluşturayım. Siz beni gerekirse emre itaatsizlikten yargılayın. Ama birliklerimiz bu yeni hatta kalsın.” demişti.
Biz Ümmet-i Muhammed deyip sarıldıkça, emperyalizm ile omuz omuza gelmiş geçmişin ihaneti bu gün de aynı alçaklığa devam ediyor. Buyurun Ezher Uleması, Buyurun FETÖ ile aynı minvalde diyalog ve yalakalıktan menfaat bekleyen din adamları. Geçmişte FETÖ’yü bu Arap Ülkelerine sokmamıştı emperyalizm. Neden peki? Emperyalizm maşalarının bile birleşerek güçlenmelerini istemiyor demek ki.
Türkiye mi?
Malazgirt’ten bu yana gerçek hedef, asıl hedef Anadolu’muz ve Türk Milleti değil mi?
Aksayan ya da yapılması gereken hususları söylüyoruz. Aman deniyor, yerel seçimler öncesi fitne çıkartmayın. Eyvallah da Türkiye’de yapay gündemler bitmiyor ki! Gerçek gündemleri konuşamıyoruz ki! Şu anda yerel seçimlerden daha önemli kuşatılan Türkiye’nin alması gereken tedbirler. İnanın siyaset Beka Kaygımızın üzerinden siyaset yapsa daha çok oy alır. Halkımız, Beka ve Medeniyet Topraklarımızla irtibatın devamı noktasında çok daha hassas. Hamdolsun.
“Bölgemizde bize müzahir sivil oluşumlar yapılandırmalıyız.” diyoruz. Kim yapacak? Yurt dışındaki STK yapılanmaları da vaktiyle FETÖ’ye bırakılmıştı. Öncesinde TSK’nin GNH (Gayrinizamî harp) unsurları bazı işleri yapardı. Kozmik Odanın işgali sonrasında sınırlarımız dışında bize müzahir yani bizden yana birçok insanın adları deşifre edildiğinden vuruldular. Şimdi, ciddi bir boşluk var. Maarif Vakfı mı? bakın bakalım ne kadar yüksek bir ruhla organize olmuşlar!!!!
Özellikle yurtdışında Psikolojik Harp/Harekât faaliyetleri devletin kontrol ve denetiminde yürütülmelidir. Deniliyor ki STK bağımsız olmalı, devlet kurumlarından daha önde ve ileri fikirleri olmalı. Çok doğru. Peki, Milletimizin yazılmamış Milli İdeolojisine uygunlukları? Bu minval üzere önde olmaları gerekmez mi?
Büyük devletlerimizde, şu anda büyük devletlerde STK, devletin ilerisinde olsa dahi, devletin ve milletin yazılmamış ideolojisine uygun hareket ederler. Türkiye’de geçmişte Devlet ile Millet arasında algı, idrak, düşünce, hâsılı mefkûre farklılığı vardı. Şu anda devlet, milleti ile uyumlu hale geldi.
15 Temmuz ve gelinen süreç bize çok şey öğretti.
Aziz Milletim. Şu anda karar vericilerin çevresinde ve halkımızın içinde birkaç farklı insan yapısı var. Milli ve Yerli Unsurlar ve Gayri Milli Unsurlar… Gayri Milli Unsurların şeytanın kullara soldan yaklaşması gibi aleni düşmanlık yapıyorlar. İçlerinde az sayı ve oranda bilmeden olan insanımız var. Bunlar büyük sorun. Ama bir de yanımızda olan ve ya görünenler..
Yanımızdakiler ise birkaç guruplar..
Bir gurup, fikir üretip, çözüm için gayret edenler. Bunlar var olanla yetinmeyip geliştirmeye çalışan ve yeni şeyler söyleyen üretken insanlar. Maalesef yanlış anlaşılıyorlar. Çünkü kendi statükosunu oluşturmaya çalışan menfaatçi ya da hödük birileri bunları boğup yerlerini korumaya çalışıyorlar.
Başka bir gurup, gayretli. Ancak öyle hedefler koymuşlar ki, önümüzdeki öncelikli sorunlarla uğraşmayıp, ulvi idealler oluşturup, onların peşine düşüyorlar. İttihad-ı İslam gibi. Evet, bu tüm mü’minler için hedeftir. Peki, kuşatılmışlığımızın çözülmesi daha öncelikli değil mi? Ümmet için Selefilik, diyalogçu yalakalar, terörize edilmiş Müslümanları katleden emperyalist köpeği sözde İslamcı zalimler, yurt içinde parçalanmaya çalışılan insanımız. Bazı tarikat, cemaat yapılarının milletimizi bölmeye devam ediyor olması!.. Milli Eğitim Sistemimizdeki eksikler, STK’nın yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetleri! Siyasi kadroları istismar eden yereller, bürokratlar, menfaat gurupları.. Hala devlette paralel yapılar oluşturmaya çalışanlar.. Sanayi, üretim ve ihracatın zafiyetleri.. Ülkemize sıcak para girişini güçleştiren devlet ricali kişi, kurum ve bankalar…
Ordumuzu, yurdumuzu, devletimizi işgal etmeye çalışan fitne gurupları.. Savunma Sanayi başta olmak üzere, tekamüle takoz koyanlar.. Bunlar öncelikli sorunlarımız değil mi? Bunları söylemek, öneride bulunmak, çözüm gayretleri oluşturmak öncelikli işimiz olmalıdır. Maalesef Milletimizin enerjisini bir kısım idealist insan tarafından böyle absorbe edildiği gibi, farklı öncelikleri olan Milli ve Yerli insanlar dışlanmaktadır.
Burada yine temel zafiyet tüm bu gayretlerin devletin P/H eliyle yönlendirmemesidir.
Diğer bir gurup siyasetin ve devlet kadrolarının içindeki menfaatperest yapılardır. Bunlar en iyi organize olmuş guruptur. Maalesef her yerdeler. Bunlardan sıkı takip, hüsnüzan gösterilmeyip ifşa edilmeleri ve toplumdan dışlanmaları ile kurtulunabilir.
Diğer bir gurup, içinde bulundukları parti, cemaat, tarikat, STK ne ise onun menfaatlerini toplum menfaatlerinin önünde tutanlar ki, bunlar da içinde bulundukları organizasyon için, millet ve devletimiz için risk gurubudur.
Aziz Milletim..
FETÖ, DEAŞ vb. yapılar, 15 Temmuz deneyimi, Mısır Olayları ve en son Venezüella’da yaşananlardan çok ciddi sonuçlar çıkartmalıyız. FETÖ vb. yapılar sadece kendi elemanları ile saldırmazlar ki. Menfaat guruplarını da çok iyi kullanarak devlet ve milletimizi, hedef haline getirdikleri yönetici kadroları yıpratırlar. Düşünün 15 Temmuz’dan önce Sayın Cumhurbaşkanımızın psikolojik durumu ve ruh hali bile televizyonlarda konuşulmadı mı? Bu normal değildir. Dolayısı ile önümüzdeki dönemde çok dikkat ve ferasetli olmak zorundayız. Malum geçmişte karşı cephe FETÖ’nün bir sürü pisliğini yazarken, FETÖ’cüler onlara cevap bile vermiyorlardı. Neden mi? Çünkü Milli Cephe’den birileri cevap veriyor ve FETÖ’ye sahip çıkıyordu. Ne büyük bir hata!... Bundan sonra “Aldatıldık, kandırıldık!” demenin hesabını Rabbimize de veremeyiz.
Aziz Milletim…
Devlet, Milleti için vardır. Ancak, Millet de devletine sahip çıkmak zorundadır. Şimdi birlik, beraberlik içinde kuşatmayı kırma zamanı… El ele, gönül gönüle ezeli ve ebedi düşmanlarımızla mücadele etme zamanı.
Sınırlarımızı tutan gencecik fidanlara destek olmalıyız.
Ecdad kanı ile sulanan vatan topraklarımızda bıraktığımız Devlet-i Aliye vatandaşlarının çocuklarını örgütlemeliyiz.
Buralarda ne Selefilik, ne PKK, ne FETÖ, ne DEAŞ hayat bulamamalıdır.
Psikolojik Harp/harekât Merkezi ya da başkanlığı Cumhurbaşkanımıza bağlı olarak ivedi kurulmalı ve yapılanmalıdır.
Fırat’ın doğusuna ivedi askeri harekât icra edilerek gerekirse ABD Askerleri ada garnizonlarda bırakılarak ileri harekât yapılmalıdır.
Medeniyet Coğrafyamızda bize müzahir STK ve sivil yapılar oluşturulmalıdır. Irak, Suriye vb. yerlerdekiler silahlandırılıp eğitilmelidir.
“Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes,
Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es!..”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.