Tahliye edilip yıkılması gereken kaç bina var?
Kartalda, üç katı sonradan kaçak yapılmış, kanunla sağlamlaştırılmış sekiz katlı binanın aniden çökmesinden ve nice masum vatandaşa mezar olmasından sonra; çürük, çatlak, kolonları yıkılmış, üzerine kaçak kat yapılmış birkaç bina yıkılmaya başlandı. Birkaç bina ile olmaz. Ülke yüz binlerce çürük bina ile doludur.
***
Bu maaşa çalışılır mı diyen birine: Dırdır edip durma, yatıp kalkıp devletine dua et. Sen bu aciz, tembel, ehliyetsiz, cahil halinle Japonya’da yaşasaydın, seni bostan korkuluğu olarak bile kullanmazlardı.
***
Çocuklarını, gençlerini, yeni nesilleri iyi ve vasıflı yetiştiremeyen, onlara sağlam bir eğitim veremeyen bir devlet, bir millet bir tür intihar etmiş olur.
***
Her ay birkaç ciddî kültür, derin düşünce, edebiyat, tarih, sanat kitabı okumayan bir eğitimci, başarılı eğitim hizmetleri verebilir mi?
***
Türkiye eğitimde, tarımda, el sanatlarında, adalette, temizlikte, şeffaflıkta, fazilette, güvenlikte, huzurda, mutlulukta dünya birincisi olsun demek, kesinlikle muhalefet yapmak değildir. Bunlar güzel isteklerdir, her vatansever bunları istemeli, özlemelidir. Bu istekler uçuk istekler midir? Hayır hiç uçuk değildirler, son derece makul temennilerdir. Danimarka şeffaflık ve temizlikte dünya birincisi olabiliyor da, biz niçin olamayacakmışız? Finlandiya ve Singapur eğitimde dünya birincisi olabiliyor da biz niçin çok gerilerdeyiz? Onlar da bizim gibi dünyalı, buraya Mars’tan veya Venüs’ten gelmemişler...
***
İyi eğitim sistemi vasıflı, ehliyetli, liyakatli, bilgili, ahlaklı, faziletli, becerikli insanlar yetiştirir: Kötü eğitim sistemleri aceze, robot, zombi yetiştirir.
***
Kadınların ve kızların en büyük, en değerli süsü iffettir. İffetsiz kadının boynuna bir milyon dolarlık gerdanlık asılsa ona beş paralık değer ve itibar kazandırmaz.
***
İnsanlığın en büyük kurtarıcısı, Allahın kulu ve Resulü Muhammed aleyhisselamdır. Onun yolundan gitmeyen, aykırı işler yapan hiçbir dünya büyüğü kurtarıcı değildir.
***
Âhirete, Büyük Mahkemeye, hesap verileceğine, Cennete ve Cehenneme inanmayan kimse nasıl âdil olabilir, nasıl iyi işler yapabilir?
***
Müslüman geçinen, âhirete inandığını söyleyen ve bir sürü kötü iş yapan zalim kişi gerçek Müslüman mıdır?
***
Hindistan’ın lüks turistik trenlerindeki mükemmeliyeti düşünüyorum... Dünyanın en kaliteli zengin kültürlü turistleri geliyor, çuvalla para ödeyerek konfor ve ihtişam içinde bu trenlerle Hindistan turu yapıyor. O ülke bu lüks araçlarla büyük gelir elde ediyor. Lüks trenlerdeki bütün çalışanlar Hindistan medeniyetinin kıyafetlerine bürünmüş. Dünyanın en paralı, en zengin, en seçkin turistleri oraya gidiyor. Biz genellikle dünyanın en fakir, en kalitesiz, en züğürt turistlerini çekebiliyoruz. Turizm kelle sayısı ile değerlendirilmemelidir. Şu kadar turist geldi demekle iş bitmiyor. Önemli olan turistin kalitesidir, zenginliğidir, kültürüdür, bıraktığı paradır. Hindistan’ın Lüks Trenleri kelimeleriyle internetten aramanızı, çıkacak resimleri ibretle seyr etmenizi tavsiye ederim.
***
Hollanda, dünyada tarım konusunda birinci ülkedir. Toprakları yeterli olmadığından topraksız tarım da yapıyorlar. Orada tarım, nükleer fizik seviyesinde ilmî araştırmalara, laboratuvar çalışmalarına bağlıdır. Bizde topraksız tarım Yıldız Teknik Üniversitesinde henüz deneme safhasındadır. Tarım konusunda durumumuz hiç parlak değildir. Topraklarını değerlendiremeyen, ekip biçemeyen bir ülkenin topraksız tarıma ihtiyacı da yoktur.
***
Bir ülke insanıyla ilerler, yükselir, ayakta durur. Altın insanlar yetiştiren ülkeler vardır, gümüş insanlar, bakır insanlar, demir mangırlar... Japonya kendi altın insanlarını yetiştiriyor... İngiltere’nin kolejleri vasıflı, kaliteli, bilgili gençler yetiştiriyor. Biz nasıl insan yetiştiriyoruz? Eğitim sistemimiz, toplum yapımız, resmî ideolojimiz altın mı, gümüş mü, bakır mı, demir mangır mı üretiyor?
***
Maaşı azmış da onun için kitap alamıyormuş, okuyamıyormuş... Boş mazeretler... Az maaşla üç bin liralık telefon alıyor, faizli krediyle otomobil alıyor, yirmi liralık kitaba gelince para yok...
***
Kötülüklerin anası: Nefs-i emmaresine tâbi olmak... Nefs-i emmaresini aklamak (tebrie etmek)... Nefs-i emmare kötülükle çok emr eder. Onu beğenen kötü olur.
***
Allahtan ümidini kesmek haramdır. Azgın, cahil, gafil, fasık, facir, ıslah olmayan insanlardan ümit kesilebilir.
***
O genç garsonluk, çaycılık bile yapamaz. Marangozluk yapamaz, esnaflık yapamaz. O iki ayağı üzerinde duramaz. Onda zerre kadar girişimcilik yoktur. Onu ancak devlet memurluğu paklar. O mükemmel bir devlet memuru olur.
***
Zaruret olmadan her muhtaca devletin yardım etmesi, az da olsa maaş bağlaması; devletin, ülkenin çökmesine yol açar.
***
Devlet ve sistem vatandaşlara balık yedirmek yerine, balık tutmasını öğretmelidir.
***
İyilik edebiyatını bırak, somut iyilikler yap.
***
Başı örtülü genç bir hanım, CHP’den belediye başkanı adayı olmuş; ben hem Atatürkçüyüm, hem laikim, hem de Müslümanım diyor. Barut ve ateşi bir arada nasıl barındırıyor?
***
Kemal hakkında derleme toplama bir kitap yazılmış. Lüks baskısı tanesi iki bin beş yüz liradan birkaç saatte satılmış. Dört milyon lira para kazanılmış.
***
O adamın Müslüman geçindiğine bakmayın. Onun dini imanı paradır
***
Hazret-i Ömer, İbn Hattab’ın elbisesi yamalıydı edebiyatı yapan o bozuk herifi görseydi, bir temiz döverdi.
***
Farmason Jön Türkler, Ermeni komitacıları, Selanik Dönmeleri, mürtedler Sultan Abdülhamid’e Kızıl Sultan diyor, Müslümanlarsa Ulu Hakan...
***
Ne garip tecelli. Kiminin aklı var parası yok, kiminin parası var aklı yok.
***
Elifi görse mertek sanan cahillerle buraya kadar...
***
Vefa, mürüvvet, fütüvvet, âlicenablık, âdab-ı muaşeret, edeberkan... Bunların manasını bilen kaç kişi kaldı?
***
Bendeniz, patronunun menfaatleri için çalışan gazeteye gazete, gazeteciye gazeteci demem.
***
1960’larda, 70’lerde Sovyetler Birliği, Resulullah’ın (Salât ve selam olsun ona) mektubunu yırtıp atan Fars krallığına, ABD ise, semavî bir dine inanan, Peygamberimizin mektubunu hürmetle okuyan Kayserin idare ettiği Hıristiyan Bizans’a benziyordu. Mekke müşrikleri İran’ı, Müslümanlar Bizans’ı tutuyordu. Müslümanların, zulümden kurtulmak için Habeşistan’a hicret etmeleri, “Habeşçilik yapmak” manasına alınamayacağı gibi, ateist Marksist kolonyalist Sovyet imparatorluğuna karşı, paralarının ve pullarının üzerinde “Biz Allaha güveniyoruz” yazılı ABD’yi tutan Müslümanlara Amerikancı denilemez. Artık Sovyetler Birliği dağıldı, ABD tek süper güç oldu ve İslama cephe aldı ama 1960’larda 70’lerde durum böyle değildi. Müslümanlara Amerikancı demek, Altıncı Filoya secde ettiler demek, Sovyet yanlısı teröristleri aklayıp temiz göstermek büyük bir yalan ve iftiradır.
***
Yahudi asıllı ateist Cuba diktatörü Castro’nun zulümleri ve canavarlıkları saymakla tükenmez. Birini zikr edeyim: Sırf fikir ve inançları yüzünden Katolik şair ve düşünür Armando Valladaras’ı yirmi iki sene feci şartlar altında zindanlarda çürütmüştür.