Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İmam Birgivi

İmam Birgivi

Hangi ırktan, hangi dilden, hangi coğrafyadan olursa olsun, dünyaya gelen her insanın fıtratında, yaratıcı bir güce, “inanma ve sığınma” ihtiyacı vardır. Dikkat edilirse geniş toplumların hepsi de bir inanca sahiptir.
Müslümanlığı seçen milletlerin de kitapları Kur’an-ı Kerim, Peygamberleri Hz. Muhammed (s.a.v.) dinleri İslâm’dır. “Ben de Müslümanım” her insan bir şekilde İslâm’a ihtiyaç duyar ve sığınmak ister. Bunun için de İslâm’ı, Kur’an-ı ve Peygamberi anlatmak içinde yüzyıllardır âlimler gelir ve vazifelerini kendilerinden sonrakilere bırakarak giderler. Kıyamete kadar da bu vazife böyle sürecektir.
İşte bugün sözünü edeceğim âlimlerimizden İmam-ı Birgivi Hz.leri “Tarihin saklandığı kent,” Birgi’de uzun yıllar vazife yapmış ve hemen hemen bütün Osmanlı coğrafyasına önderlik ederek hocalık yapmış biridir. İmam Birgivi’nin hayatını okuduktan sonra Birgi kasabasından tekrar söz edeceğim.
Osmanlı âlimlerinin meşhurlarından, büyük Velî. İmam Birgivi’nin adı, Muhammed, babasınınki adı Ali, lakabı ise Zeynüddindir. İmam Birgivi 1521 (h.929) yılında Balıkesir’de doğar. 1573 (h.981) de Birgi’de vefat eder. Kabri, Ödemiş ilçesinin Birgi kasabasında merkeze hâkim bir noktanın üzerindedir.
İmam Birgivi’nin ilk hocası müderris olan babasıdır. Babasından ilk eğitimini alan Birgivi Hz.'leri, ilim deryasına dalmak üzere eğitiminin geri kalanını tamamlamak için İstanbul’a gelir. İstanbul'da bulunan meşhur “Semaniyye Medresesi” müderrislerinden Ahîzâde Mehmet Efendiden ders okur, hemen arkasından Kadıasker Abdurrahman Efendiden ders alır. Büyük bir şevk, gayret ve başarıyla “Semaniyye Medresesi’nden” mezun olur.
Mezuniyetinin ardından “Müderrislik” rütbesiyle İstanbul’un çeşitli medreselerinde hocalığa başlar. Bu vazifesi sırasında “Bayramiyye Tarikatının” şeyhlerinden olan Abdurrahman Karamani’ye öğrenci olarak tasavvufta da kendisini yetiştirir. Buradaki eğitimini de tamamlayarak hocası Abdurrahman Karamani’nin tavsiyesiyle Edirne'de “Kassam-ı Askeri” (miras taksim eden kadılık) vazifesine geçer.
Bir müddet bu vazifeyi ifa ettikten sonra uzlete çekilmek üzere, dünya işlerini terk eylese de hocası Abdurrahman Karamani razı gelmez ve hocasının ısrarı üzerine ders ve vaaz vermeye başlar. Hızlı yükselişi ve dönemin hocaları arasındaki şöhreti, II. Selim Han’ın hocası Ataullah Efendi’ye kadar ulaşır.
Ataullah Efendi, Birgivi’nin ilimdeki kudretini takdir ederek kendisini bugün kabrinin bulunduğu Ödemiş İlçesi’nin Birgi Kasabası’ndaki “Hadis Medresesi’nin” müderrisliğine tayin edilir. Burada ömrünün sonuna kadar talebe yetiştirmek, vaaz vermek ve kitap yazmakla meşgul olur ve “Birgivi” adıyla şöhreti bütün İslâm âlemine yayılır.
Sözünü ve gözünü budaktan esirgemeyen ve söylediği her sözde her eylemde her düşüncede sadece Allah rızasını gözeten Birgivi Hz.'leri, haramlardan sakınmanın önemi ve dünyanın faniliği üzerinde durarak, dinin emirlerini asla taviz vermeden açıklamasıyla çevresinde çok sevilir ve sayılır.
Zamanının âlimleriyle yazılı ve sözlü pek çok münazaralara girer. Hak bildiğini, ilmî delilleri ile söylemekten asla çekinmez. Öyle zamanlar gelir ki, Birgi Kasabası’ndan ayrılarak İstanbul’a gelir ve Sadrazam Mehmet Paşa’ya nasihatlerde bulunur.
İmam Birgivi Hz.'leri yaptığı dualarla da halkın gönlünde büyük bir yer edinir. Sık sık yaptığı dualardan biri şöyledir: “Ey yardımcıların en iyisi! Ey ümitsizlerin sığınağı! Ya Erhamerrahimin! Ey günahları örten merhameti bol Allah'ım! Habibin Sevgili Peygamberin hürmeti için ve bütün Peygamberlerin, Meleklerin, Peygamberinin Ashabının ve Tabiinin hürmetleri için, günahı çok olan bizlere acı! Suçlarımızı affeyle!”
İsraf konusunda da tüketimin zararlarına dikkat çeken İmam-ı Birgivi Hz.'leri, bugünleri işaret edercesine yine sıkça dile getirdiği nasihatleriyle ilim ve fikir sohbetlerindeki canlılığını halen korur. İmam-ı Birgivi’nin “İsraf ve Tasavvuf” konusundaki görüşlerine yarın devam edelim İnşaallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi