Baykal çarşafa dolandı
Zaten başından beri siyasetin bu kirli yüzünü herkes biliyor. Birilerinin iddia ettiği gibi ‘balık hafızalı’ bir milletin kolay yutacağı basit siyasi oyunlardan biri bu da. Lakin bu kez durum farklı. Millet balık hafızalı olsa bile, dakika başı ona geçmişi hatırlatacak araçlar iş başında. Kimi buna ‘duyarlı basın’ der, tekerine çomak sokulansa ‘besleme basın’…
İki kavram da birileri için önemli. Ama asıl konu, siyasi münafıklığın ulaştığı son noktanın çok iyi bir analizinin yapılması.
Mesela ezeli muhalefet partisi CHP ve onun başındaki ihtiyar delikanlı Baykal’ın son dönemde yine o çok tanıdık mesajlara sığınarak millete fotoğraf karelerinde sırıtmaları… Gel de inan bu samimiyete. Gel de gerçekten bu partinin ve liderinin bir an için imana gelerek Müslüman kadının örtüsüne saygı gösterdiğine inan. Bakın Türban demiyorum, örtü.
Neymiş, “Biz çarşafa değil, türbana karşıyız.”
Uyanmak istiyorum, biri yardım etsin lütfen… Bu millet daha ne kadar tahammül edecek?
Küçük bir örnekle süsleyeyim:
"Erkal" diye gittiler, "Baykal" çıktı…
Ne komik değil mi? Millet nelerle kandırılıyor. Maksat ne, o ortamı hazırlamak. Hangi ortamı, siyasi münafıkların tam da istediği ortam.
Haber ne diyor:
“CHP Eyüp İlçe Başkanlığı, günler öncesinden bölgeye ‘İbrahim Erkal konseri’ pankartı astı. CHP’li Erzurumlu işadamı Emin Atmaca’ya ait düğün salonuna giden, çoğu da hemşeri ve akraba olduğu belirtilen vatandaşlar, konser yerine Baykal ve ekibini karşılarında görünce neye uğradığını şaşırdı.”
Ve perde. Sıkı durun. İhtiyar delikanlımız, İbrahim Erkal konserine gelen çarşaflı Erzurumluları karşısında görünce fırsat bu fırsat, objektiflere unutulmayacak kareler yakalatayım planı yapar ve başarır. Sonrası önemli değil, zira seçim döneminde bu fotoğrafların gani gani kullanılacağını, seçim otobüslerini süsleyeceğini hepimiz çok yakından biliyoruz.
Gerçek midir, partinin oyunlarından biri midir bilinmez, bu çarşaflı şovların devamı da gelir…
Bunu çoğu kişi, zamanında sormuştur Baykal’a. Hani milletimiz balık hafızalı(!) ya, bir kez de ben sorayım…
Sayın Baykal, türbana karşı olduğunuzu delikanlıca söylediniz, eyvallah. Saygımız var. Ve devamında da dediniz ki, “Biz çarşafa karşı değiliz.”
Bravo! Müthişsiniz, ‘işte bu’ dedirtiyorsunuz…
Ve biz bu manevranızı daha da ileriye götürerek, yeni atılımlar yapmanızı bekliyoruz ve soruyoruz.
Önümüzdeki belediye seçimlerinde, belediye meclisine, belediye başkanlığına çarşaflı aday gösterecek misiniz?
Karşı olmadığınız çarşafın TBMM çatısı altına milletvekili giysisi olarak girmesine olanak sağlayacak düzenlemelere öncülük eder misiniz?
Çarşaflı öğrencilerin üniversitelerde özgürce okumalarına olanak tanıyacak yeni yasal düzenlemelere öncülük eder misiniz?
Devlet memurlarının sizin istediğiniz ve karşı olmadığınız çarşafla kamu hizmeti vermelerine olanak tanıyacak düzenlemelere öncülük eder misiniz?
Aslında sizin için öncülük biraz zor gelebilir ama en azından bunları destekler misiniz?
Hadi size bir iyilik daha yapayım, yıllardır milleti ‘laiklik ve cumhuriyetin temel kazanımları elden gidiyor’ gibi safsatalarla kandırdınız geri dönmek zor olabilir, en azından birileri öncülük ederse siz köstek olmayacağınıza söz verir misiniz?
Efendim siz bunu yapın, Müslüman için önemli olan örtünmek değil mi, türban olmaz, çarşaf olur…
Hadi bakalım delikanlı Baykal, göreyim sizi.
İki seçenek kalıyor, ya gerçekten bu tavırlarınızda samimisinizdir, ya da milletin yüzüne gülerek arkasından mukaddesatına hakaret edecek kadar art niyetli…
Bence bunu kanıtlamanın tek yolu var samimiyeti göstermek.
Aksi takdirde siyasi münafıklık çok yakışacak…
Çarşafa dolanırsınız haberiniz olsun…