Çeşitli Önemli Meseleler
Edison Cennet’e Girecek mi?
* İstanbul’u büyütmek
Şu anda İstanbul’un metropol nüfusu 10 milyon, çevresiyle beraber 20 milyondur. Genel nüfus 72 milyon olan bir ülke bu kadar büyük bir şehri kaldıramaz. Bu şehrin nüfusu 4-5 milyonu geçmemeliydi. İstanbul rantçıların kurbanı olmuştur.
* Daha da büyütmek istiyorlar
İstanbul’un nüfusunu 40 milyona çıkartmak istiyorlar. Bu işte belki de bir trilyon dolar rant var. Böyle bir şey cinayet olur. Kırk milyonluk İstanbul, Türkiye’yi tepetaklak eder.
* Niçin böyle alışılmamış sözler ediyorum?
Nüfusu seksen iki milyon olan Almanya’nın başkenti Berlin’in metropol nüfusu 3.5 milyon, varoşlarıyla birlikte 5 milyondur. Bu yüzden de gül gibi idare edilmektedir. İstanbul ise bu haliyle dünyanın en büyük köyü veya mezraası olmuştur. Boğaz’a üç köprü değil, on köprü yapsalar bile problemler çözülmez.
* Size hiç akla gelmeyen bir rant söyleyeyim.
Şu anda dev İstanbul’da en kârlı iş moloz dökme işidir. Üzerine moloz dökülecek büyük bir arazi bulan kişiler kısa zamanda köşeyi dönmektedir. Bu konuda dönen dolapları size bir anlatsam küçük dilinizi yutarsınız. Kimler var bu işin içinde...
* Yaklaştığı söylenen büyük deprem için tedbir (önlem) alınıyor mu?
Alınmıyor. Belediye İst. Fatih’teki Akdeniz Caddesi’nin bütün binalarını fennî muayeneden geçirdi. Yedi küsur şiddetinde bir zelzelede sadece üç bina ayakta kalacak, diğerleri ya yıkılacak ya da içinde oturulamayacak derecede hasar görecekmiş. Aradan uzun müddet geçti, herhangi bir tedbir alınmadı.
* Türkiye’de şiddeti, terörü, sosyal çözülmeyi kim destekliyor?
Derin devlet destekliyor. Toplumsal barış ve uzlaşma içinde yaşanan bir ülkede derin devlete lüzum ve gerek yoktur.
* Adam öldürmeler, öteki cinayetler, suçlar sizce patladı mı?
Korkunç şekilde patlamıştır. Bunlara paralel olarak zina ve bina da patladı. Toplum dengesini yitirmiş vaziyette. Ahlâksız medya halkın bir kısmını seks manyağı haline getirdi.
* Türkiye şu anda daha hür müdür?
Din, inanç, fikir, basın hürriyetinde ilerlemeler var. Yakın tarihimizde bir ara bir evde toplanıp Risale-i Nur okuyan Müslümanlar yakalanıp tutuklanıyordu. Müslüman ve Marksist gazeteciler ve düşünürler şiddet ve hakaret içermeyen yazılarından ve konuşmalarından dolayı hapse atılıyordu. Ülkede tam bir dehşet havası vardı. Bu konuda hayli iyileşme, normalleşme var. Lâkin hâlâ başörtülü kızlar üniversitelere gidemiyor, Cumhurbaşkanı ve Başbakan hanımlarıyla birlikte orduevinde bir akşam yemeği yiyemiyor. Lâikçilik terörü azalmış olmakla beraber devam etmektedir.
* Müslümanların bugünkü durumu ve geleceği parlak mıdır?
Bence değildir. Çünkü: (1) Tek bir Ümmet oluşturmuyorlar, son derece dağınık ve parçalanmış vaziyetteler. (2) Kültürleri de, genellikle kırsal kesim ve varoş kültürüdür. (3) Müslüman çoğunluğu çekip çevirecek, ona kılavuzluk yapacak ehliyetli ve güçlü bir ulemâ sınıfı da yok. (4) İslâmî kesim, hem İslâm’ı iyi anlamış, hem de çağı yakalamış ziyalı (aydın) sınıftan da mahrum. Birkaç istisna kaideyi bozmaz.
* Ümitsiz misiniz?
İslâm’da Allah’tan ümit kesmek haramdır.
* Dinlerarası Diyalog nedir?
Yüz kere yazdım: Müslümanlara kurulmuş bir tuzaktır, bir aldatmacadır. Üç ibrahimî din vardır, üçünün bağlıları da ehl-i necattır ve ehl-i Cennet’tir demek dolaylı şekilde İslâm’ı inkârdır ve böyle bir düşünüş ve inancın, sahibini küfre götürmesinden korkulur.
* İnsanlığa hizmet etmiş olan Edison Cennet’e girmeyecek midir?
Edison’u Hıristiyanlar bile cennetlik saymaz. Dinî bakımdan Edison kimdir? Cevap: Bunca ilmine, maharetine, zekâsına, kültürüne rağmen Allah’ın Resulü’ne iman etmemiş, İslâm’ı kabul etmemiştir. Böyle bir kişi, bildiği halde iman etmediği için ehl-i necat değildir. Kaldı ki, o Hıristiyanlıktan da çıkmış, saçma sapan inançlar ve uyduruk bir din icad etmiştir. İnsanlığa hizmeti varsa, bu yüzden belki azabı hafifleyebilir. Birtakım beyinsizler, Edison’u Cennet’e sokalım derken kendileri Cehennem’e yuvarlanıyor...
* Dinsizler tesettürü ve hele çarşafı hiç beğenmiyor.
Çarşafı beğenmeyenler mini eteği, bikini mayoyu, çıplaklığı, seksiliği medeniyet sanıyor. Güzellik görecelidir. Afrika kültüründeki Hotanto Venüs’ü, Akdeniz Grek-Roma kültüründeki Venüs ile bir değildir. Kuzgun’a yavrusu şahin görünürmüş. Dinsiz mayoyu, mini eteği beğenecek, dindar ise tesettürü ve çarşafı. Yakub Kadri çarşaf ve peçe için şaheser bir övgü yazısı kaleme almış. Bikini mayo, mini etek için böyle bir yazı yok...
* Eğitimi nasıl buluyorsunuz?
Bizdeki millî eğitim kesinlikle millî değildir. Bu halkın, bu ülkenin, bu devletin (Anadolu Selçuklu, Osmanlı devletleri...) bin yıl kullanmış olduğu bir yazıyı öğretemeyen, yeni nesillere dedelerinin mezar taşlarında ne yazılı olduğunu okutamayan bir eğitim millî değil, gayr-i millîdir.
* Türkiye iktisadî bakımdan nasıl kurtulur?
Bugünkü israfı ve vahşi kapitalizmi bırakıp İslâm’ın kanaat, yardımlaşma, paylaşma, ortahalli yaşama, azıp kudurmama sistemine dönmek gerekir. Bugünkü sosyal adaletsizlikle bu sistem ayakta duramaz.
* Türkiye Müslümanları İslâm’ı yaşıyor mu?
Yaşamıyor.
* Şu anda en kolay yapılacak şey nedir?
Beş vakit namaz kılmak ve elden geldiği kadar camiye gitmektir.
* Bir kısım imamlar kalitesiz...
Bunu söyleyenler aynaya baksınlar.
* Halkın durumu nasıl?
Halkın büyük kısmı maalesef yararına ve zararına olanı bilmiyor. Bu yüzden de yanılıp duruyor, yanlış tercihler yapıyor. Halkın İslâmî bakımdan şuurlu olması gerekir. Bugünkü akıl karışıklığı ile düze çıkılamaz.
* Halkın büyük kısmı nasıl parti tutuyor?
Futbol kulübü tutar gibi.
* Bozukluklar nasıl düzelir?
Önümüzdeki beş yıl içinde üçüncü dünya savaşının patlama ihtimali vardır. (Patlayacak demiyorum...) Ayrıca Mehdi de zuhur edebilir. Korkunç hadiselerden, savaşlardan sonra bir düzelme olur inşaallah.
* Bazı ilâhiyatçılar mehdi falan çıkmayacak, bunlar hurafedir diyor...
Ateistler de Allah yoktur diyorlar. Birileri inkâr ediyor diye bunca sağlam hadîsle geleceği bildirilen Mehdi’yi biz de mi inkâr edelim?
* BirMüslümanın belli başlı vazifeleri nelerdir?
(1) İtikadını tashih etmek. (2) Namazı kılmak. (3) İlmihalini öğrenmek ve öğrendiklerini hayatına uygulamak. Böylece Kur’ân’a, Sünnet’e ve icmâ-i ümmete bağlanmak. (4) Ahlâk ve karakterini düzeltmek. (5) Büyük günahlardan kaçınmak. (6) Ümmet şuuruna sahip olmak, tefrika ve nifaktan uzak durmak. (7) Rütbe ve derecesine göre (elle, dille, kalben) emr-i maruf ve nehy-i münker yapmak. (8) En geniş mânâsıyla ıslah edici olmak. (9) Ezelde Allah ile yapmış olduğu ahd ve misakı hep hatırında tutmak ve ona göre yaşamak. (10) Peygambere ve onun bu zamandaki vekil, halife ve vârislerine itaat etmek. (11) Nefs-i emmâresini en büyük düşman bilmek, onu yenmek, onu kontrol altında bulundurmak.