Adalet ve merhamet
Necip Fâzıl merhumun, "Reis Bey" adlı şahane piyesinde, "göz yaşları, suçun rengini soldurmaz!" cümlesi, Reis Bey'in bir idâm hükmünde yanlış kararını vermeden önceki döneminde yazarın söylettiği sözdür. Yine söz konusu piyeste, Necip Fâzıl Bey, hatalı karar sonunda idâm edilen gencin suçsuzluğu ortaya çıktığında, Reis Bey azâb-ı vijdanıyesinin kendisine yaptığı baskıyla öyle bir değişime duçar olur ki, bu hâl onu bir merhamet çeşmesine çevirir. Adl, herkese lâzım olan, peşin hükümlülükten kaçınılması gerekendir. İnsanoğlunun bulunduğu her yerde suç olur, ancak savunması olmayan suç yoktur hukuki anlayışı kenara atılmaması gereken ve savunmaya asalet kazandıran bir olgunluk yaklaşımıdır.
Boğazlıyan Kaymakamı Kemâl Bey'in o hazin hikâyesini, Avrupa'nın emperyalistlerini tatmin için Nemrut Mustafa divânında sözde yargılanmayla, Osmanlı adalet târihinde kara bir leke olarak maalesef yer almış olan idâm kararı, Sultan Vahideddin'in nizami mahkeme kararı olmasına rağmen içine sinmemiş olacak ki, derhal tasdik etmeyip, Şeyhülislâm'dan fetva istemiş. Damat Ferid Paşa hükümetinin şeyhülislâmı Mustafa Sabri Efendi'nin verdiği fetva, herhalde Kemâl Bey'in Yozgat'da yapılan muhakemesi esnasında, Yozgat müftüsü Hulusi Efendinin de Kemal Bey'i suçlayıcı ifadesinin yer alması sâikiyle, şeyhülislâmın lastikli bir fetva vermesiyle Vahdeddin kararı tasdik etmiştir. Kemâl Bey de, darağacında ömrünü ikmâl etmiştir.
Hâlbuki; Kaymakam Kemâl Bey, Ermenilerin, Anadolu'ya girmeye başlamış Rus ordularıyla müştereken, Yozgat'da yapması muhtemel katliamları göz önüne alıp, Dahiliye Nâzırınca (Talat Paşa) neşredilmiş tâmime uygun olarak Ermenilerin tehcirini hızlandırma vazifesini yerine getirmiştir. Bütün bunlar ki, Müftü efendinin de şahitliğinin yer aldığı Yozgat'daki dâva sonunda, Kemâl Bey beraat etmiştir. Ne var ki 10/Nisan/1919'da Bayezit Meydanında ipin ucunda sallanan Boğazlıyan Kaymakamı Kemâl Bey'den başkası değildi. Nasıl olmuştu? Hâni beraat etmişti? Evet etmişti. Çünkü Yozgat'taki dâva adl ile yürütülen ve adl ile kararı verilendi. İstanbul ve ülkemiz 1.cihan harbi galiplerinin işgâline mâruz kalınca Ermenilerin de tazyikleriyle Kaymakam Kemâl Bey'i yeniden yargıladılar. Olur mu? Düşman eline düşersen her şey olur. Mahkemeye reis olarak tâyin olunan bir zât Kemâl Bey'e: "Suçsuzsan beraat edersin. Korkma" diye seslendiğinde hemen görevinden alındı ve Nemrut Mustafa riyasete geçirildi. Adl ile hareket etmeyen uşak tiynetliler olarak kararı verdiler. Kemâl Bey asılırken bile evlatlarını millete emanet eden, Allah'ın devlet ve millete zeval vermemesini ifade ederek Hakk'a uçtu..
DİKKAT ÇEKİCİ BİR İLÂN
Muhterem okurlarım; Gazetemiz Vakit'de Altuğ M. Berker Beyefendi tarafından verilmiş bir ilân neşredilmektedir. Özetlersek sayın Adalet Bakanına yazılmış açık mektup hâlinde. Sayın Berker diyor ki: "Yargıladığı kişiler aleyhinde yedi dava açarak toplam 127 milyar TL tazminat talep eden bir hâkim düşünün.. Bu hâkim bu kişileri mahkûm ederse bu tazminatı kazanacak, beraat kararı vermesi hâlinde ise bu tazminatı alamayacaktır.." Dâvalılar bu vaziyette Hâkim Bey'i ret etmişler ne var ki aynı zâtın da katıldığı heyet, ret kararını, ret etmişlerdir. Ülkemiz birçok dâvalarda adl'e kıyıldığına şahid olmaktadır. Muhterem Erbakan ve arkadaşlarının, Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmaları gerektiği halde yaptıkları çeşitli itirazlar kaale alınmayıp, sonunda Erbakan Hoca'yı siyaset dışına atabilme bu yolla temin edilmiştir. Sayın Berker ve kıymetdar arkadaşları, Darvinizmi ülkede bulunduğu tahttan indiren, Allah(c.c)'ün kitabındaki yaratılışı anlatan ve hamdolsun insanımıza benimsetmiş bir mücadele insanlarıdır. Ben ümid ediyorum ki, aşağıya aldığımız Avni Özgürel Beyefendinin yazısından alınmış bir paragraf koyuyorum. Cumhuriyet dönemi gelmiş geçmiş hâkimleri arasında müthiş zekâsıyla temayüz etmiş olan sağsa ömrü uzun olsun vefat etmişse rahmete ersin Tâlip Güran Beyefendi. Aşağıdaki paragrafla Berker Bey'e sabırlar dilerken, ret kararına, ret kararı verenlerin ve başta Sayın Adalet Bakanı Mehmed Ali Şâhin'in Tâlip Bey'i ve davranışını örnek almaya dâvet ederim. "İhsası rey, hukukta önemli bir konu. Türkiye bu alanda yüz akı örnekler görmüş bir ülke. İstanbul âşığı bir 5. Ağır Ceza Reisi Talip Güran vardı. Yargıtay üyeliğine seçildiği halde dersaadetten ayrılamayacağı kanaatine varıp görevi kabul etmediği biliniyor. Çocukluk arkadaşı bir avukatla adliye binasında kol kola yürüdüğünün görüldüğü, dolayısıyla o avukatın taraf olduğu dosyada yansız karar vereceği konusunda kuşku uyandığı hatırlatıldığında talebi haklı bulup davadan çekilmişti. O yüzden, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın konuşmasına, işgal ettiği makamla bağdaşmadığı gerekçesiyle itiraz eden Başkan Yardımcısı Güven Dinçer'in tepkisine hak vermemek elde değil." Kol kola gezmek nerede? 127 milyar tazminat nerede? Fiemanillah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.