Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Basın bilgilendirme toplantısı” mı, “PİKNİK” mi

“Basın bilgilendirme toplantısı” mı, “PİKNİK” mi

Vakit’i akredite etmişsiniz etmemişsiniz...
Ne fark eder?..
Gelir sizi bulur o...
Haberleriyle sadece Genelkurmay’ın değil, “beyinlerin de içine” yerleşir!..
Hukuksuz akreditasyon uygulamaları filan,
VAKİT’in “haber almasını”, “olan bitenden haberdar olmasını” engelleyebilir mi?..
“Duvar dibi” fotoğrafları “akredite” olmayana gelmiyor mu?..
“Ödeneksizlikten dolayı karakol tadilatının yapılamadığı” yönündeki açıklamaların yanına;
“Ultra lüks Orduevi ek bina inşaatlarını”,
“yeni yeni askeri golf alanlarını”,
bütün ihtişamları ile ortaya koyan “fotoğrafları” yerleştirebilmek için “akredite” olmak mı gerekiyor?..
Hayır...
Belki de aksine...
“Akredite olmamak” gerekiyor!..
İşte, Genelkurmay’ın dün gerçekleştirilen “haftalık basın bilgilendirme toplantısı”nda gündeme gelen de, Arkadaşımız Kemal Gümüş’ün, “Askeri helikopterle PİKNİK!..” sürmanşeti oldu.
Haberdeki “yalanlanmayan” iddiaya göre;
Aktütün baskınında 17 şehit vermemizin ardından “karakolları parasızlıktan dolayı nakledemediklerini” açıklamak suretiyle cümle alemi şaşkına döndüren Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Kara Kuvvetleri’ne ait 12301 nolu helikopterle ailesini pikniğe götürmüş!..
-
Askeri helikopterle pikniğe gidilir mi...
Gidilmez mi?..
Bu helikopterler hangi “görevler” için emanet edilmiştir, Asker’e?..
Bu görevler içinde “pikniğe gitmek” de var mıdır?..
Bizim Kemal Gümüş, öyle “fotoğrafları” ve “bilgileri” ele geçirir geçirmez, “küüüt” diye teslim edecek değil ya haberi...
Hemen Genelkurmay Başkanlığı’na sorularını göndermiş:
-TSK’nın elimizdeki fotoğraflarla ilgili açıklaması nedir?..
-Sayın Iğsız, devletin helikopterini alarak eşi ve çocukları ile tatile çıkmadan önce, gerekli izinleri almış mıdır?
Vesaire, vesaire...
Şimdiii...
VAKİT akredite değil...
Genelkurmay akredite olmayan bir gazeteye cevap verir mi?..
Vermez!..
Vermemiş de!..
Dolu dolu beş gün Genelkurmay’dan cevap bekleyen Kemal kardeşimiz de, mecburen haberini patlatmış!..
İşte efendim; Genelkurmay’ın dünkü bilgilendirme toplantısının gündemine taşınan haber bu.
Olay TV’nin Ankara Temsilcisi Mehmet Çatakçı, VAKİT’in haberine dikkat çekmek ve “Genelkurmay 2. Başkanı Org. Hasan Iğsız’ın askeri helikopterle pikniğe gidip gitmediğini” sormak suretiyle, İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak’a “konuya açıklık getirme” imkanını sunuvermiş!..
İşte; Kemal’in cevapsız bırakılan yazılı sorularından sonra, bu kez de “sözlü” soru!..
İşte fırsat, buyur haberi yalanla!..
Olmuyorsa... “Ne var bunda, askeri helikopterle pikniğe gidilemez mi?” demek de mümkün...
Ya da;
Ne bileyim;
“O piknik fotoğrafları aslında... Aslında... Aslında....”
Of, ne bileyim, aklıma gelmiyor işte!...
Soruları gönderen VAKİT, cevapları da mı bulacak Allah aşkına?.
Buradaki sorumlu, “İletişimin başındaki” General’se...
Ki öyle....
Elbette, vardır söyleyecekleri...
Olmalı...
Böyle bir haber cevapsız kalmamalı!..
Hele hele “Basın bilgilendirme” toplantısıysa bu...
“Göstermelik” değilse...
Ya da, “Propaganda faaliyetinden” ibaret değilse...
Her soru, hele böylesine “çarpıcı” bir soru hakkıyla cevaplandırılmalı...
Da...
Ne yazık ki, cevap ver-e-memiş Generalimiz...
Bakar mısınız şu karşılığa:
“Bize amacı belli olan yayın organlarının yayınlarına dayalı soru sormayın!...”
Oh ne alâ?...
Akredite gazetecilere, “bilgilendirme” toplantısında yöneltmeleri “emredilen” soruların listesini geçin oldu olacak!..
Hangi soruyu kimin soracağı da “behemahal bildirilsin”!..
Ya, Sayın Generalim;
Kimin neyi ne amaçla yaptığına,
Bırakın da, sizleri-bizleri görevlendirmiş olan milletimiz karar versin...
Unutulmasın ki, “Asker Maaşlarını” ödeyenler arasında, yüzbinlerce VAKİT okuyucusu da var!..
Bir Asker, kendisini “istihdam” edenlere karşı saygıda kusur etmemeli!..
Hem sonra...
Haber doğru mu, yanlış mı?..
“Askeri helikopter, piknik için kullanılmış mı, kullanılmamış mı?..”
Mesele bu değil mi?...
Bu!..
Başka bir şey değil...
Bu!..
-
Genelkurmay’ın “iletişimini” kuvvetlendirmekle görevli olan Generalimizin hiç de iyi bir sınav vermediği ortada...
“İletişimci” işini yapmalı...
Sinirlenmemeli...
Madem öyle bir toplantı düzenliyorsunuz, herkes (tabii edebiyle) soracak istediğini...
Olay TV Temsilcisi Çatakçı da, tekniğine gayet uygun olarak yöneltmiş sorusunu...
Haber VAKİT’e ait, ertesi gün birçok gazete de alıntı yapmış...
Hadise, kamuya iyice mal olmuş...
Gazeteci de, “görevini yapıp”, böyle bir soru yöneltmiş...
Terslemenin mânâsı var mı?..
Filan derken....
Bir de NTV muhabirinin sorusuna, daha doğrusu Generalin “Bir başka soru karşısındaki tavrına” takılalım diyorum.
O soru da VAKİT’e ait olmayan bir haberle ilgili...
Mevzu üç aşağı beş yukarı aynı;
Bir Binbaşı, Askeriye’nin Denizaltı’sı ile arkadaş mı gezdirmiş, ne olmuş!..
Bu meseleye ilişkin bir soruya da, “susmak” suretiyle karşılık vermiş Sayın General!..
VAKİT’in haberine ilişkin soru üzerine “Bize amacı belli olan yayın organlarının yayınlarına dayalı soru sormayın!...” fırçasını çeken Generalimiz...
“Denizaltı olayını” haber yapan organların amaçları hakkında ne düşünür acaba?..
Söylememiş ki bilelim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi