Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Korkarım resmi ideoloji Baykal’ı aforoz edecek

Korkarım resmi ideoloji Baykal’ı aforoz edecek

Sayın Baykal’ın çarşaf ve de başörtüsü konusundaki u dönüşünü -niyet tazelemesini- tarihi bir yanılgı olarak mı göreceğiz, yoksa “harp hiledir” nevinden mi?..
Geçmişte Ecevit’in meclis kürsüsüne çıkarak “Tarihi yanılgı içerisindeyiz” dediği yılları ben unutmadım... Hatta o konuşmasında Adalet Partilileri göstererek “Asıl dini siyasete alet eden gericiler bunlardır, diğerleri dindar insanlardır” dediği de gerçektir...
Arkasından ayetler, hadisler... CHP’liler meclis kürsüsünü mevlit şölenine çevirmişlerdi.
Bir de Adana mitingindeki sloganlar...
“Ortanın solu Muhammed’in yolu...”
Faydasını görmediler mi, gördüler. 1973 seçimlerinde Karaoğlan Ecevit, % 33 oranında oy alarak birinci parti olmayı göğüsledi... 1977 seçimlerinde ise, % 41 oranında bir başarı...
Devamını da söyleyeyim... Bu açılımdan sonra CHP ile MSP koalisyon kurduklarında yaptıkları işlerin dörtte birini tek başına iktidar olan bugünkü hükümet yapamamıştır...
Karadan hac seferlerinden tutun da haşhaşın serbest bırakılmasına kadar...
Kıbrıs’a çıkarma...
İncirlik hariç ABD üslerinin kapatılması...
İmam Hatip okullarının sayı olarak çoğaltılması...
Ağır sanayi hamlesinin başlatılması...
Hem geçmiş iktidarlara ve hem de şimdikilere soralım, ABD üslerinden sadece bir tanesini kapatmaya cesaretleri var mi?..
Kapatmak bir tarafa, onlardan izin almadan memura maaş bile veremiyorlar...
Tabii ki o zamanki Karaoğlan Ecevit ile ANASOL-ME’deki Ecevit aynı Ecevit olamazdı.
Önceki Ecevit demokrat, sonraki Merve Kavakçı olayında rejim ağalığına soyununca, sandıkta halk da ona gerekli cevabı verdi...
Bıçak kemiğe dayandığında insan oğlu yılana da sarılmaya razı oluyor... Tabii ki buradan CHP’yi bir yılan olarak görüyorum anlamı çıkmaz...
Ama şu var, bu bent artık barajı taşımaz hale geldi. Taşacak ama nereye?..
Yok sabredin, yok bekleyin, yok şu, yok bu... Tam altı yıldır halkın sabır taşında oyalandırılması sonucu ister istemez alternatifler kendiliğinden giriyor devreye...
Baykal da şunu anlamış olabilir: Salt halkçıyım demekle halkçılık yapılamıyor. Daha açıkçası, halkın manevi değerlerini kucaklamadan bu ülkede birleştirici siyasetin yapılamayacağını sağır sultan bile anladı...
İktidardakilere ise, devlet adamı olmanın ne anlama geldiğini yıllardır bir türlü anlatamadık. Elinde anayasayı halk referandumuna sunmaya hazır yetkiler varken, bunu kullanamayan korkak ve de ürkek zihniyetten devlet adamı olmaz... Başta yargı olmak üzere reformların hiçbirisi yapılamadı....
Gördük ki bir Sezer, milli irade ile seçilen iktidarın hakkından geliyordu.
Nasıl geliyordu?
Yetkilerini çekinmeden sonuna kadar kullanarak... İktidar bir tarafa, Sezer bir tarafa...
Bir de şu var... Geçmişte ve de şimdi MHP aynı telde oynuyor. Efendim, oyları ülkücülerden alırlar, koltukları ülkücü karşıtı olanlara dağıtırlar...
AK Parti de farklı davranmıyor... Bir tarafta Baykal, örtülülere rozet takıyorsa, diğer tarafta da AK Parti hükümeti denenmişlere üst yönetimleri peşkeş çekiyor, ne fark eder?..
İkisi de popülist politika değil mi?
Halk seni seçer, sen ise senden olmayanları yakına alırsan, ödünç makinistler bu treni buraya kadar götürür, daha fazla uzağa gidemez...
Zaten Baykal da şunu söylemek istiyor: “AKP’ye oy verdiniz, çocuklarınıza okulların kapılarını açamadı, bana verirseniz ben size bu kapıları açarım...”
Açar mı, açmaz mı bunu zaman gösterecek. Ne var ki onun da sırtında resmi ideolojinin ağır yumurta küfesi var. Başörtülülere rozet taktı diye, etrafında Baykal’ı Divan-ı Harb’e vermeye hazır Babı Ali döküntüleri kulağı kesik bir sürü eski Marksistler atakta...
Baykal’ı laisizme ihanetle suçluyorlar...
Biraz daha ileri giderse, korkarım resmi ideoloji tapınağından aforoz da edilecek...
Ama şu var: Baykal’ı laikçiliğe ihanet etmekle suçlamaya kalkışan Bekir Coşkun gibiler, bu işi daha da kızıştırırlarsa CHP’nin yolunu açmış olurlar. Çünkü bu halk, gece muhtıralarında olduğu gibi üzerine fazla gidilmesinden asla hoşlanmaz.
Bekir Coşkun ile İlhan Selçuk’lar bu tarafa derse, halk öbür tarafa gider...
Şimdi bütün gözler Baykal’da... Baykal, bu son girişiminde Yeşilçam filmi çevirmeye soyunmamışsa, aleni olarak yapacağı tek bir atılım kalıyor. Yarından tezi yok, başörtüsü ayıbını kaldırıp atmak için parti genel başkanlarını çağırıp ya bir uzlaşma teklifi yapacak, ya da kanun teklifini aceleden meclise verecek... Arkasından da halktan özür dileyecek...
Değilse, Erdoğan’dan çözüm bulamayan bu halk, Baykal’a niçin güvensin ki?..
(*) Emekli Hakim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi