Serdar Arseven

Serdar Arseven

Aman dikkat!..

Aman dikkat!..

Nerede kalmıştık?..
Evet;
“Bakın ne yapacaklar?..”
Malûm;
Menfur Dağlıca baskınının ardından, “terörle mücadeledeki” başarısızlıklar çok daha yoğun bir şekilde gündeme gelmişti...
Menfur baskının ardından estirdiğimiz güçlü sorgulama rüzgârının peşine takılan diğer hassas medya organları...
Terör örgütünün para trafiğine ilişkin çalışmalarımıza destek verince...
“Sorgulanan kesimler” açısından hayli “sıkıntılı” bir vaziyet çıkmıştı ortaya.
Böylesine hassas dönemlerde ne yapılır?..
Gündem nasıl saptırılır?..
Kolay:
Al sana irtica!..

Son günlerde hız kazanan irtica kampanyaları bu “gündem değiştirme” çabasıyla alâkalı...
Böyle bir kampanyanın başlatılacağını...
Akredite gazetelerde çalışan meslektaşlarımızın “irtica haberlerine ağırlık vermeleri” konusunda uyarıldıklarını haftalar öncesinden haber vermiştik.
Şimdiii...
Yeni bir haber...
Yani;
Duymayanlar için yeni...
Şöyle girelim:
“Yazmadığımız” onbeş günlük süreçte Güneydoğu’daydık...
Sivil toplum örgütlerinin yöneticileriyle, belediye başkanlarıyla, valilerle, kaymakamlarla, rektörlerle buluştuk...
Esnafı, köylüyü, çiftçiyi ziyaret ettik.
Bol bol problem dinleyip, çözüm teklifleri derledik.
Bunları kısmet olursa, önümüzdeki günlerde bir yazı dizisiyle paylaşırız...
Bugün paylaşacağımız ise...
Güneydoğu temaslarımız esnasında, “kulağımıza çalınan” bir gelişme...
Malûm; zamanında Marksist-Leninist Örgüt, “Hizbullah” ile karşı karşıya getirilmişti.
Oralara tekrar girmek istemiyorum.
Bugün kısaca üzerinde duracağım gelişme; geçmişte Hizbullah yapılanması içinde olan unsurlara son zamanlarda birtakım “saldırıların” vuku bulmuş olması...
Ya PKK ya da “PKK görünümlü birileri”, “yayınevlerine” saldırılar düzenlemişler, söylenenlere göre...
Bu “yayınevlerinin” bağlı bulunduğu “oluşum”un birileri tarafından “çatışma zeminine” çekilmek istendiği güçlü vurgularla ifade edildi bana.
Bilinmez...
Belki...
Zemini hazırlamaya çalışan, önümüzdeki yerel seçimleri kaybetme telaşındaki partinin illegal uzantısıdır...
Belki de, Şemdinli-Diyarbakır hattında çalışan “iyi çocuklar”dır.
Her neyse...
Devam edelim:
Çatışma zeminine çekilmek istenen taraf “şimdilik”, durumu “gerekli makamlara” bildirmekle yetiniyormuş...
Soru şu:
Bölge, önümüzdeki günlerde sıkıntısını daha da tırmandıracak bir “çatışma fırtınasına” yakalanabilir mi?..
Bilhassa Diyarbakır’da “bunun kuvvetle muhtemel olduğuna” dair bir hava var...
Bir yerlerde plânlanmış yeni bir çatışma dalgası, böylesine sıkıntılı bir dönemden geçmekte olan bölgenin problemlerini büyütür.
Bitmek bilmez çatışmalardan, gerginliklerden bıkmış olan...
Şöyle “rahat bir nefes almaya” hasret hale gelen bölge insanı, mevcut sıkıntılarına yenilerinin eklenmesinden endişe ediyor.
Güneydoğu’daki herhangi bir problem, bütün ülkeyi derinden etkilemez mi?..
Fena halde etkiler!..
Diyarbakır sıkıntıya düştüğünde, mesela İstanbul’un, İzmir’in de huzuru kaçar...
Türkiye’nin dikkatini “sınır ötesindeki” moral operasyonlarına yoğunlaştırdığı bu dönemde “sınır gerisini” ihmal etmemekte...
Çok daha dikkatli olmakta fayda var!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi