Başkanda aranan özellikler

Başkanda aranan özellikler

İbrahim aleyhisselam, ülkesinin güvenli bir yer olması için Rabbine dua ederken ülkedeki güvenliğin önemine dikkat çeker. (İbrahim suresi: 35)

Duasına devam eder ve putlara tapınmaktan uzak tutulmalarını ve insanların gönüllerinin onlara meyletmemesini ister. Bu duanın arkasından bol rızk vermesini ister. (İbrahim 35-37)

Bakara suresinin 124’üncü ayetinde neslinden geleceklerin de önder olmalarını Rabbinden ister. Bütün bu duaların bize bildirilmesinin gayesi, bir insan veya bir toplum için olmazsa olmazların bildirilmesidir. Onlar: İnsan, akıl, ilim, iman, insanların ufkunu kapatan putların olmadığı güvenli bir ülke, gönüller arasına sarılmış sevgi sarmaşıklarıyla süslü İslâmi ilişkiler, helal yollardan kazanılmış servet ve önderlik, yani başkanlık.

“Baş olan, boş duramaz. Başa geçen, milletine ön ayak olur. Ayağı baş yürütür. Baş felç olursa, ayak leş olur.

Başkan, Hz. Ebubekir gibi doğru, Hz. ömer gibi adaletli, Hz. Osman gibi cömert, Hz. Ali gibi bilgili ve cesaretli olmalı.

Kendine örnek olarak Allah Rasulünü seçmeli. çünkü o peygamberin 23 yıllık peygamberlik hayatında hiçbir haksızlık olmadığı gibi şaibenin kokusu bile yoktur.

Hz. ömer devlet başkanı olduktan sonra bir gün Medine mescidinin önünden besili develeri geçerken görür ve sahibini sorar. “Oğlunuz Abdullah’a ait” derler. Hz. ömer, oğlu Abdullah’ı çağırır ve sorar. Abdullah bunları satın aldığını söyler. “Niçin Abdullah’ın develeri daha besili?” deyince sahabeden bazıları “Efendimiz bizim bahçelerde otlatmasına izin veriyoruz” demişler.

Hz. ömer: “Develer hazinenin olacak; sana satın aldığın para verilecek. Senin baban devlet başkanı olmasaydı bu insanlar senin develerinin onların bahçesinde otlamasına izin vermezlerdi. Sen babanın makamından yararlandın” der ve develere el koyar.

çağımız dünyasında yetkili yerlere gelip de sülalesi zengin olmayan çok az.

Haram yemeyen, insanlığı seven, halkına kol kanat geren, kanatlarıyla halkın önünü kapatmayan, halkının güvenliğini sağlamak için ilim adamlarına, sanatçılarına, düşünürlerine en güvenli yer olarak hapishaneyi görmeyen bir başkan.

önce Hakkın rızasını, sonra halkın saadetini düşünen bir başkan.

Hz. ömer gibi “Benim nüfusumda bir aile şehirde kaç lirayla geçinebiliyorsa başkanlık maaşım o kadar olsun ve asgari ücretin sınırı benim maaşımla belirlensin” diyecek bir başkan.

Sokaktaki bütün kedileri Ebu Hüreyre’nin kedisi bilecek,

bütün köpekleri Ashab-ı Kehf’in köpeği kabul edecek,

bütün hayvanları Salih peygamberin devesi gibi görecek bir başkan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi