Peygamberimiz Kabe'de nasıl hakem oldu?
Güzel örnek olalım
Günümüzde örnek olarak takdim edilenlerin foyaları meydana çıktığında “İnsanların özel hayatı diğerlerini ilgilendirmez. Sen onun topluma yaptığı iyiliğe bak” derler.
Yani dört dörtlük örnek bulmada insanlık sıkıntı çekerken Rabbimiz “And olsun!, Allah’ı ve ahireti uman ve Allah’ı çokça zikreden sizler için, Allah’ın Rasülünde en güzel örnek vardır.” buyurur. (Ahzab 21)
O güzel örnek olan sevgili peygamberimizi Kur’an bize şöyle tarif eder:
Kur’an’ın ifadesiyle bize Cenneti, devleti, afvı, mağfireti müjdeleyen Mübeşşir (Ahzab 45), Cehennemden, zilletten, inkardan, haramdan, fuhuştan, günahtan sakındıran uyaran Nezir (Hicr 89), Doğru yolda yürümemiz için bize iyiliği emreden, kötülüklerden alıkoyan Amir ve Nahi (A’raf 157), bizi Allah’a çağıran Dai (Ahzab 46), bizim iyilikler yapmamız konusunda çok hırslı, bize karşı şefkatli ve merhametli olan Haris, Rauf ve Rahim (Tevbe 127,128), kıyamete kadar gelecek insanların yolunu aydınlatan Sirac’ül-münir (Ahzab 45), Ahmet (Saff 6), Muhammed (Feth 29), Rasülüllah (Feth 29), Nebi (Enfal 64), Şahid (Ahzab 45), Şehid (Bakara 143), Hatemünnebiyyin (Ahzab 40)
Herkesin önderleriyle mahşer yerine geldiği günde kiminle beraber olmak istiyorsak bu dünyada onu örnek alalım.
Allah’ın Rasülü bizim için en güzel örnek olduğuna göre onun hayatını okurken, öğrenirken kültürümüz artsın, televizyon yarışlarını takip ederken bileyim diye öğrenmeyelim.
Hayatımızı yönlendirsin diye öğrenelim.
İbn-i Hişam 1/196, Hakim, Müstedrek 1/458, Ezraki, Ahbaru Mekke 1/99’da haber verildiğine göre Sevgili peygamberimiz 35 yaşlarında iken, henüz kendisine peygamberlik görevi verilmemişken Mekke halkı, Kabe’yi temelden yıkıp yeniden tamir ederlerken Hacer’ül Esved’in yerine konması konusunda kabileler arasında ihtilaf çıkar.
Her kabile bu şerefin kendilerine ait olmasını ister. Bir kap dolusu kan getirilir ve eller kana bulanır, kabile savaşlarına başlamak üzere iken Ebu Ümeyye bin Muğire “Durun, şimdi Kabeye ilk gelen adamı hakem yapalım” der. Hepsi kabul eder.
Biraz sonra bütün Mekke halkı tarafından sevilen sayılan, güvenilen Muhammed çıkagelir. Hepsi sevinir. Çünkü O, Mekke’nin en güvenilen adamıdır.
Bu olayı hepimiz biliyoruz. Hatta birçoğumuzun adı “Mehmet Emin”dir veya yalnız “Emin”dir. Onun adını taşıyorlar.
Peki biz, çevremizdeki Müslüman veya Müslüman olmayanlara güven verebiliyor muyuz?
Kabe’nin, Ebu Kebşe kapısından giren Muhammed’e hakem olmasını isterler. O da bir elbise getirtir ve Hacer’ül Esved’i o elbisenin üzerine koyar sonra dört köşenin birinden kabile reisi Utbe bin Rabia, ikinci köşeden Zem’a, Üçüncü köşeden Ebu Huzeyfe bin Müğıra, dördüncü köşeden Kays bin Adiyy tutarlar kaldırırlar, tam hizaya gelince sevgili peygamberimiz köşeye koyuverir.
Günümüzde iyi niyetli kapitalistlerin, komünistlerin, ve bütün …istlerin bu insanlık ailesinin iyiliği için kafa yorduğunu, o iyiliğe ulaştırmak için ellerini kana buladıklarını görüyoruz.
Bizler, her fikir sahibinin iyi ve güzel taraflarını alarak, herkese bu mübarek görevde hizmet vererek, kan akıtmadan da bu işlerin yürüyebileceğini göstererek örnek olmamız gerekir.
Köşe olanlar değil, köşe taşını yerine koyanlardan olalım.