Yeni bir din inşa etmek
Alevilikle ilgili tartışmaların merkezini bu soru oluşturuyor. Türkiye’de Aleviliğin tanımı ile ilgili, Aleviler arasında bile tam bir mutabakat yok. Herkesin kendine göre bir Alevilik tarifi var.
Bazı dernekler, cem evlerine ibadethane statüsü verilmesini isteyerek aslında Aleviliği İslam’dan ayrı bir din olarak mütalaa ettiklerini gösteriyorlar.
Bazıları, cem evlerini Alevi kültürünün mayalandığı bir Ocak gibi görüyor. Yani aslında istek ve taleplerin mahiyeti, Aleviliğe bakışın ipuçlarını da veriyor.
Talepler, tanımları da içinde barındırıyor çünkü.
Alevilere, Aleviliğin dışında olanların bakışı da farklı. Kimi onu bir duyuş biçimi, kimi bir mezhep, kimi dinin dışına taşmış bir inanç şekli olarak görüyor. Aleviliği İslam şemsiyesi altında gören, farklılıkların itikatla ilgili olmadığına inanan daha geniş bir kesim de var. Alevilikle ilgili talepleri en çok da bu grup tereddütle karşılıyor.
Aleviliği tedrici bir şekilde İslam dışına çıkarmak isteyenlerin, Alevi inancı diye ortaya koyabilecekleri doğru dürüst bir yazılı metin mevcut değil. Alevilik farklı bir din ise, bunun Tanrı’sının, peygamberinin, İbadetlerinin, inanç biçiminin, dünya ve ahiret tasavvurunun bütün ritüellerinin ortaya konulması gerekir.
Din bir hayat nizamı vaz eder. İnsana sadece nasıl inanacağını değil, nasıl yaşayacağını da gösterir. Bu anlamda İslam’dan farklı bir Alevi müktesebatından söz etmek mümkün değildir. Hz.Ali, hayatının her anı ve inancının her teferruatıyla tam bir müslümandır. Peygamberin en üstün dört arkadaşından ve Halifesinden biridir. Keza, her biri bir yıldız olan 12 İmamlar da, Kuran ahlakının en örnek şahsiyetleri, en parlak önderleridir. Hiç birinin hayatında Kuran’a muhalif, peygamber sünnetine mugayir bir iş ve eylem bulamazsınız. Eğer bir Alevi inanç ve amel biçiminden söz edeceksek bu Hz. Ali ve 12 imamdan bağımsız olarak düşünülemez. Onlara raptedilmiş bir inanç biçimi ise Müslümanlığın ta kendisidir.
Gerçek bu olmasına rağmen, son dönemlerde –kendisini Müslüman hissetmeyen- önemli bir kitlenin oluştuğu bir vakıadır. Üstelik bu gruplar daha örgütlü, daha donanımlı oldukları için gerçek Alevilerin seslerini duyurabilmesi pek mümkün olmuyor. Bu gruplar Alevilik adı altında yeni bir din inşa ediyor. Bunun için de her gün biraz daha Aleviliği farklılaştırarak, İslam toplumundan koparmaya çalışıyorlar.
Bu tavır karşısında tutulacak iki yol var,”Ya, Leküm diniküm veliye din”,deyip geçecek, bazı safdil aydınlar gibi bunu din ve inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirip teşvik edeceksiniz, ya da birbirimize karşı sorumluluklarımızın bir gereği olarak, en azından işin doğrusunu terennüm ederek, insanımızın imanının çalınmasına müsaade etmeyeceksiniz.
Ben ikinci yolun daha doğru olduğu kanaatindeyim.
Yeni bir din inşa ediliyor ve bize susun bu demokrasinin bir gereğidir deniliyor.
Bence susmayalım, susmamak ta hem demokrasinin, hem de inancımızın bir gereğidir.
Ellerimizi makas gibi açmalı ve dönün kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak diyebilmeliyiz.