Taha Akyol

Taha Akyol

Elde var sıfır

Elde var sıfır

Esir askerlerimizin Başbakanımızın ABD ziyaretinin başladığı gün serbest bırakılması çok da şaşırtıcı değil. Askerleri teslim almaya DTP'li vekillerin gitmesi, olayın bütün safahatında ABD'li askerlerin yer alması ve onları getiren uçakta koalisyon güçlerinin komutanı David Petraeus'un da olması şaşırtıcı değil.

Türkiye olarak ne kadar beyanatta bulunuldu ve hatta Meclis'ten sınır ötesi operasyon için tezkere dahi geçti ise de etkili olamadık . Gerek Irak Başbakanı ve Dışişleri Bakanı, gerek ise Kuzey Irak'taki yetkililer hep Türkiye'ye karşı sert ve hatta tehditkar bir üslup kullandılar. Tam ABD ziyaretine denk getirilen bu serbest bırakma ve 'sözde' kurtarma operasyonunda DTP'ye de yer verilmesi bütün dünyaya karşı 'biz Türkiye'yi kaale almayız' mesajını verdi. Kahramanlık payesi yine ABD'nin ve biraz da DTP'nin oldu.

Bütün dünyanın gözünde DTP 'ne kadar da barışçıl' diye nitelendirilmeye başlanacak. Zaten PKK için de barış yanlısı oldukları yönünde bir hava meydana getirmek istemiyorlar mıydı? PKK'nın askerlerimizi kaçırdığına kızacağımıza, serbest bırakıp işkence yapmadığına daha çok seviniyoruz. Olayın gizli yönlerini bilemiyoruz ancak görünürde o ki sonuçta askerlerimizi TSK kurtaramadı, PKK bıraktı.

ABD ziyareti öncesinde yapılan Irak'a komşu ülkelerin dışişleri bakanlarının bir araya geldiği toplantının sonuç bildirisi bir zafer imiş gibi sunuldu. Sonuç bildirisini okumayanlar televizyonlardan dinlediği haberler sonucunda, bizim nerede ise bir savaş kazandığımızı düşünmüşlerdir. Aslında sıfıra sıfır, elde var kocaman bir sıfır . Yine her zamanki aynı sözler, aynı vaatler. Ortada somut bir karar yok, hep yuvarlak birtakım laflar. Biz bunun daha ileri safhalarını zaten ABD ile yaptığımız koordinatörlük girişimi ile yaşamıştık ve Türkiye'nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Edip Başer Paşadan da gerekli cevabı almıştık. ABD'nin her konuda PKK'yı desteklediğini bile bile Condoleezza Rice'ı yere göğe sığdıramayan ve Türkiye'yi temsil eden Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan da daha fazla yer veren malum medya yine iş başındaydı. ABD birdenbire allanıp pullandı. Öyle bir hava veriliyor ki, iyi ki Bush var! Bize kapılarını açtı, her derdimize deva olacak! Bütün bu acı olayların asıl müsebbibin ABD olduğunu bile bile bu oyunda yer almak ne kadar boş.

Ayrıca ABD, Türkiye'ye PKK ile ilgili istihbari bilgi verdiğini hatta Türkiye-Irak sınırına çok gelişmiş casus uçaklarını getirdiği ni söylüyor. Bu casus uçaklar kimin için istihbarat topluyor? Türkiye için mi yoksa ABD'nin menfaatleri için mi? ABD menfaatlerinin PKK ile aynı doğrultuda olduğu çok olaylar yaşadık.

Şirin gözükmek istenilen ABD'nin ve diğer devletlerin aslında ne Türkiye ne de PKK umurunda. Hepimizi kullanıyorlar. Onlar Müslümanları hedef almış durumdalar. Öyle ki, terörizm konusunda görüş alışverişinde bulunmak için ABD'ye giden İngiltere'nin ilk Müslüman bakanı olan Uluslararası Kalkınma Bakanı Shahid Malik dahi, terör konusunu İç Güvenlik Bakanlığı'nda görüştükten sonra yine aynı bakanlığın görevlileri tarafından bir terörist gibi sorgulanıyor ve valizlerinde patlayıcı madde araması yapılıyor. Üstelik İngiliz bakan, bu muamelenin bir benzerine, daha bir yıl önce havaalanında iken maruz kalıyor. Onlar bakanın suçlu olduğunu düşündüklerinden değil, bütün dünyaya mesaj vermek istedikleri için onu bu şekilde bir muameleye tabi tutuyorlar. Mesaj da çok açık "kim ve ne olursan ol, eğer Müslüman isen teröristsin, gözümüzde hiçbir değerin yoktur ve sana her türlü eziyeti, işkenceyi yapmaya da hakkımız vardır".

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi