Yeni GNH Konsepti’nin ülke savunmasına kazandıracakları (2)
Taraf gazetesinin 2 Haziran 2008 tarihli nüshasında Mehmet Baransu, bir Genelkurmay yetkilisinin verdiği bilgilere dayanarak, yürürlükteki Gayri Nizami Harp Konsepti’nin tanım ve uygulama alanında bazı değişiklerin olduğuna dair bir haber yaptı.
Haberin, bizce can alıcı noktaları, aşağıya çıkarılmıştır.
“.. yurt içi uygulamalar bölümüne ‘Fiziki, ekonomik, psikolojik, siyasi vb. işgal ve/veya teşebbüs durumunda işgali ortaya çıkarmak, karşı tedbirleri uygulamak, ülkemize karşı GNH uygulama ve teşebbüsleri olduğunda icra edilecek karşı tedbirleri oluşturmak’
Yurt dışı uygulamalar bölümüne de ‘Barış zamanında GNH planlarının alt yapısını oluşturmak ve emir verildiğinde askeri harekatı desteklemek maksadıyla GNH harekatını planlamak ve icra etmek’ ifadesinin eklendiğini, ..... ‘Bölge başkanlığı faaliyetleri ..... 5 il merkezinde daha konuşlanmak suretiyle sorumluluk sahalarında daha etkin görev icrası planlanmaktadır.’ ..... 12 olan başkanlık sayısının, kademeli olarak yükseltilip, 2010’da 24’e çıkarılması kararlaştırıldı. Bursa, Samsun, Ağrı, Konya, Amasya, Bolu, Denizli, İskenderun, Sivas, Erzincan, Mardin ve Antalya’da yeni başkanlıkların kurulması kararlaştırıldı.
Yeni konseptte Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) Bölge Başkanlıkları’nın ve istihdam edilecek elemanların sayısı da artırılacak.”(1)
Haberden anlaşıldığına göre daha önce söndürülen iki Bölge Başkanlığı ile 12 İl Başkanlığı yeniden kurularak ve bunların bölgelerindeki Gayri Nizami Harp Teşkilatı da yeniden canlandırılarak, yurdumuzun iç kısımları da dahil, yurt sathında etkili bir GNH ortamı yaratılmak isteniyor. Olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Ülke savunmasında GNH organizasyonunun zaruretini, ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra yazdığım iki makalemde ifade etmiştim.(2), (3)
Ülkemizin bulunduğu coğrafya, dünya hakimiyeti için mücadele veren süper güçleri, kontrol altına almadan, amaçlarına ulaşmalarına imkan vermeyen bir coğrafyadır. Varşova Paktı’nın dağılması, SSCB’nin geçici bir süre için hakimiyet iddiasından vazgeçmesi, bizi gevşekliğe sevk etmemelidir.
Nitekim, bu boşluk hemen doldurulmuş, ABD, henüz SSCB’nin dağılması (08 Aralık 1991) tamamlanmadan, IRAK’a birinci Körfez harekâtını icra etmiş (17 Ocak 1991), bundan 12 yıl sonra da (20 Mart 2003) Irak’a yerleşmiştir. Tek kutuplu dünyanın lideri ABD, ülkeleri, kendi ile tam uyumlu olanları dost, diğerlerini düşman olarak nitelemektedir. Ülkemizin yöneticileri daha ne zamana kadar, ABD ve İsrail’i memnun edebileceklerdir? Acaba, Irak’ta istikrar sağlandıktan sonra, ABD-İsrail ikilisi, Türkiye’ye dış politikasında ve hatta iç politikasında bu kadar manevra alanı tanıyacaklar mı?
Harp silah ve araçları bakımından ABD-İsrail ve Batı’ya bağımlı olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Düzenli Kuvvetleri ile ABD-İsrail emellerine engel olacak caydırıcılığa sahip midir?
Bu nedenlerle, topyekün savunma için hazırlanılması, yani ülke sathında etkin bir GNH organizasyonunun tesis edilmesi, ülkemizin güvenliği için hayati önem arz ettiği için, basına sızdırılan Yeni Konsept ile, teşkilatın genişletilmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Böylece;
a. İyi organize olmuş Gayri Nizami Harp Teşkilatı, Düzenli Silahlı Kuvvetler’imizle birlikte, mütecaviz için oldukça önemli caydırıcı bir etki yapabilecektir.
b. Harp, silah ve araçları bakımından dışa bağımlılığın meydana getirdiği güvenlik zafiyeti asgariye indirilecektir.
c. T.C Hükümetlerinin daha bağımsız iç ve dış politikalar takip etmesine ve milli menfaatlerin daha etkin korunmasına imkan verecektir.
d. En önemlisi de, ülkenin işgali mümkün olsa da milletin mağlubiyeti mümkün olmayacak ve işgal ettiği bölgelerde topyekün mukavemet ile düşmana topraklarımız dar edilecek ve kurtuluşa kadar mücadele devam ettirilebilecektir.
Ülkemizde yaygın bir kanaat olarak, Özel Harp Teşkilâtı, iç güvenlikte aktif olarak kullanıldığı inancı ile, kontr-gerilla olarak vasıflandırılan, darbelere giden süreçte provokasyonlarda kullanılan bir güç olarak tanınmakta ve tasfiye edilmesi gerektiğine inanılmaktadır.
Aslında, yurt savunması için fevkalade lüzumlu bir organizasyon olan Gayri Nizami Harp Teşkilâtı, Genelkurmay Başkanlığı’nın emir ve kontrolündedir. Darbeler yapıyor diye Silahlı Kuvvetler’in tasfiyesini istemek ne kadar yanlış ise, GNH teşkilâtının tasfiyesini istemek de o kadar yanlıştır.
Önemli olan, en güçlü, en modern ve yurt sathında savunma için organize olmuş Silahlı Kuvvetler’e sahip olmak, ama onu kontrol edebilecek mekanizmaları geliştirmektir. Kontrol edilemeyen güç her zaman zarar verir.
Bir sonraki yazımızda, GNH Konsepti’nin amaç ve yapılandırılmasında yapılmak istenen değişikliğin, iç politikada kullanılma imkanlarını irdelemeye çalışacağız.
1) http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=323324
2) http://www.adnantanriverdi.com/index.asp?konum=4&adresi=1061
3) http://www.adnantanriverdi.com/index.asp?adresi=1118
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.