İhsan Kalkavan da almış nasibini...
Beşiktaş’ın önde gelen simalarından İhsan Kalkavan, gazeteci Balçiçek Pamir’in “Söz Sende” programına katılmış..
Konu Beşiktaş muhabbeti..
Ve de genel meseleler..
Tabii, iş dönüp dolaşıp İhsan Bey’in Beşiktaş Başkanlığı için verdiği mücadeleye geliyor..
İşin içine Fethullah Hoca bile giriyor..
Bayan Balçiçek soruyor, Kalkavan cevaplıyor.. Kısacası eski defterler karıştırılıyor..
Soruyor Bayan Balçiçek; “Yakın çevrenize, ‘Beşiktaş’a başkan olmamı engelleyen Fethullah Gülen’e olan yakınlığım’ diyormuşsunuz.. Doğru mu bu?..”
Cevaplıyor İhsan Bey;
Evet, tamamen öyledir.. 0 zamanları hatırlayın.. Gazetelerin ön tarafı Hoca Efendi’den ötürü, arka tarafı da benden ötürü, “Hoca Efendi” diye çıkmaya başlamıştı.. Hatta, Hoca Efendi, “İhsan kardeşim bir cephe yetmiyormuş gibi bana bir cephe daha açtın” deyince ben buna fevkalade üzülmüştüm.. Ayrıca bazı gazeteler, “Hoca Efendi, Türk futbolunu ele geçirmeye çalışıyor” diye yaygara ediyorlardı..
Sormaya devam ediyor Bayan Balçiçek;
“Siz başkan olunca, bir kısım insanlarda, takım tarikata teslim edilecek korkusu varmış.. Haklı bir korku muydu bu?..”
İhsan Kalkavan’dan cevap şöyle;
Evet o vakitler aynen böyle konuşuluyordu.. Oysa bundan dolayı o da (Fethullah Hoca) çok üzüldü.. Ben de tabii Beşiktaş başkanlığına çok hevesli olduğum için o dönemde adeta Hocanın icazetine mecbur bırakacak şekilde ondan müsaade istedim..
Yani, “Hocam bu başkanlığı benim almam lazım” falan deyince o zaten beni kıramadı ve neticede bana yol verdi..
Fakat çok ciddi bir kampanyayla karşı karşı karşıya kaldım.. Seçim günü delege olan bütün komutanlar resmi elbiseleri ile geldiler ve en ön sıraya oturdular.. 10. yıl marşı çalındı.. Bir an kendimi sorgulama ihtiyacı hissettim.. “Ben vatan haini miyim?..” dedim, kendi kendime!..
0ysa ki ben, Beşiktaş’ın başında 3 sezonda 3 şampiyonluk görmüş olan futbol şubesinin başındaki insandım.. Camianın bana düşkünlüğü çok fazlaydı.. Benim de onlara düşkünlüğüm vardı.. “Ben konuşma yaparken marşlar çalındı.. Hoparlörler bozuldu.. Sesim cızırtılı biçimde aksettirildi.. Netice itibariyle, ben de bir şekilde 28 Şubat mağduru oldum!..”
Evet değerli okuyucularım;
Hasbi bir Beşiktaşlının tarihçe-i hayatından ufak, ama önemli bir pasaj..
Ben yorum yapmayayım..
Takdir sizlerin olsun..