S. Arif Emre

S. Arif Emre

Dünya bir avuç kudurmuş siyoniste teslim edilemez

Dünya bir avuç kudurmuş siyoniste teslim edilemez

Bir tarafta kendisine vahşeti, dehşeti, zulmü şiar edinen bir İsrail var. Diğer tarafta insanlık haysiyetine, şerefine, onuruna sahip çıkmaktan aciz kalan bir dünya...

Yaşadığımız olayları sadece bir Gazze ve zaman zaman ortaya çıkan gelip geçici olaylar olarak algılamak yanlıştır.

Vahşeti şiâr edinen İsrail bu saldırılarıyla:

- Bütün dünya milletlerine ve devletlerine meydan okumaktadır.

- Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı yok farzetmekte, hiçe saymaktadır.

- İnsan Hakları Evrensel Beyannamelerinin hükümlerini, bir kirli paçavra gibi ayaklar altında çiğnemektedir.

Müslüman olsun olmasın, insan kanı dökmek, onların batıl, hurâfelerden de saçma ve gerçek dışı olan, Muharref Tevrat'ın, Kabbala'nın, Talmut'un hükümleri cümlesindendir. Gözü dönmüş siyonistler, bu hükümleri gözü kapalı uygulamaktan âdetâ zevk alıyorlar.

Kaldı ki siyonist olmayan Yahudiler ve Yahudilik dışındaki bütün din, şeriat ve hizib mensuplarının ilkelerinin hiçbirinde böylesine iğrenç hükümlere rastlamak mümkün değildir:

Mesela: Yahudi yasası TALMUT (heşem Hanişpat 369) Sultun Aruh'ta, sahife 117'de şu hükümler yer almaktadır.

- (Yahudi olmayanın kanını akıtmak, Allah'a kurban sunmaktır.)

- (Mesih, Yahudi olmayanları harb arabasının tekerlekleri altında çiğneyecektir.)

Diğer bir muharref Yahudi metni olan KABBALAH da ise:

- (Yahudi yaşayan, Yahudileşmiş Tanrıdır) deniliyor.

- (Diğer insanlar ise, tamamiyle dünyevî, aşağı ırktandır,) deniliyor.

- Yine muharref Tevrat, ülkelerin helâki ve yok edilmesi için İsrail'in görevlendirildiğini açıklayan şu hükmünde: (Mezmurlar bab: 149 ayet 7, 8, 9 sahife 629)'da:

- Milletlerden öç alsınlar;

- Ve ümmetleri te'dip etsinler;

- Onların krallarını zincirlerle ve ileri gelenlerini demir bukağılarla bağlasınlar, ibareleri yer alıyor.

Şu alıntılar, sadece birer örnektir. Kutsal inançları, vazgeçilmez hedefleri, böylesine ilkel, böylesine akıl ve gerçek dışı olan mahluklardan başka ne beklenebilir?

Şu yapılanları, işlenen cinayetleri, korkunç zulümleri, bütün dünya gözleriyle görüyor, kulaklarıyla işitiyor. Amma ve lâkin, ne yazık ki insanlık fikir nâmus ve haysiyetinden tamamen mahrum imiş gibi susuyor. Sustukça da aynı suçların isteyerek veya istemeyerek ortağı haline geliyor.

Bütün dünyanın sözü geçen liderlerine hitab ediyorum:

Uyanmalısınız, silkinmelisiniz, üzerlerinize kurdurulmuş ve kondurulmakta olan şu Mezellet tozundan arınıp, ciddi ve âcil çareler üretmelisiniz.

Yapılacak ilk iş: Şu siyonistlerin emri altında varlığı yokluğu belli olmayan, Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı, yeni baştan düzenleyerek emperyalistlerin oyuncağı olmakttan kurtarmak ve yaptırım gücüne kavuşturmak olmalıdır.

Bu önemli hedefe erişmek için ilk önce dünyanın tek kutuplu yapılanmadan kurtarılması gerekir. Bilindiği gibi, İsrail ve ABD hâlâ dünyanın tek kutuplu olması için statükoyu muhafaza etmeye çalışıyor.

Bu tek kutuplu zirvede, ABD'nin derin devleti durumunda olan siyonist bir cunta yer alıyor. ABD'nin gerek iktidar ve gerekse muhalefet partileri, ipin ucunu bu siyonist cuntaya kaptırmıştır. Zira iktidara ilk gelen ABD'li lider, daha koltuklarına oturur oturmaz, bizim politikamızın en önemli ilkesi, İsrail'in menfaatlerini korumaktır, diye işe başlıyorlar.

Siyasi politikalarını ABD'ye endekslemiş dünyada mevcut siyasi partilerin ve liderlerin çoğu ise, bizler, neye mal olursa olsun ABD'ye endeksli olan politikalarımızdan ayrılmayacağız diyerek, ipin ucunu yine siyonistlere bırakmış bulunuyorlar.

Oysaki Dünya şartları değişmiştir. Dünya hızla çok kutuplu bir yapılanmaya doğru koşuyor. Diğer taraftan tek kutuplu yapılanmanın ekonomik temelleri de iflas etmiştir. Faizci kapitalist sistem çökmekte, dünya insanı yeni, ekonomik, siyasi ve adil bir sistem arayışı içerisinde bulunmaktadır.

Gözüken odur ki, tek kutuplu faizci ekonomik sistemin, esaretinden insanlık kurtulacaktır ve bu çelişik esaret çemberini insanlık merhum Akif'in deyimiyle yakında göğsünde kırıp parçalayacaktır.

Türkiye bu durumda, artık İsrail'e ve ABD'ye endeksli politikaları izlemekten kendini kurtarmalıdır. Sayın Başbakan'ın, Gazze'de cereyan eden Siyonist katliamını sadece kınaması, zulmün önlenmesi için hiçbir fayda sağlamaz.

Türkiye D-8'leri hızla teşkilatlandırmalı, İslâm ülkelerini de D-8'leri içine alarak, dünyada gelişen çok kutuplu ittifaklarla anlaşarak, ilk iş olarak Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı haklı karararlar alabilen, yaptırım gücü olan hakiki fonksiyonuna (işlevine) kavuşturmak için kolları sıvamalıdır.

Aksi halde sadece siyonist ejderhanın ekmeğine yağ sürülmüş olur. Müslüman kanı akıtılmaya devam eder; İslâm Âlemi dâhil bütün mazlum milletlerin, ezilmiş milyarlarca insanın, kanına girilmiş olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
S. Arif Emre Arşivi