İslam dünyası ve Erbakan Hoca’nın hamleleri
Erbakan Hoca’nın evinde misafir bulunduğumuz sırada, Hoca’nın ziyaretine Nevzat Yalçıntaş gelmişti. Yalçıntaş o günlerde, bütün İslam ülkelerinde bir seri konferanslar vermiş, yurda dönüşünde de Erbakan Hoca’ya seyahat izlenimlerini anlatmaya çalışıyordu.
Bizler ise o dönemde, 12 Eylül darbesinden dolayı tutuklu iken yeni tahliye edilmiş idik. Yalçıntaş söz aldı ve:
“Hocam, ben konferanslar vermek için epeyce İslam ülkesini gezmiş olarak geliyorum. Her konferansımın başında veya ortasında, dinleyiciler benim sözümü kestiler, sizin tutukluluğunuzla ilgili sualler sormaya başladılar, konuşmalarım yarım kaldı, herkes sizinle ilgili olayları anlatmamı istiyordu. Meğer sizi İslam dünyası kendilerinin müşterek lideri olarak kabul etmiş...”
Gerçekten, Erbakan Hocamız, yalnız ülkemizdeki Milli Görüş hareketinin hamlelerini değil, aynı zamanda bütün İslam âleminin idealist ve dinamik unsurlarını, İslam birliği idealini hayata geçirmek için bütün gücüyle çalışan bir şahsiyete sahip idi.
Bilindiği gibi bu maksatla Hocamız, sekiz büyük İslam devletinin ittifakıyla D-8’ler teşkilatını kurmuştu. Eğer seçmenimiz uyanık davranarak Milli Görüş’ü çok değil iki sene üst üste, tek başına iktidara getirmiş olsaydı, D-8’ler D-30’lar haline gelecek kadar genişleyecek, İslam ülkelerini bir bir işgal ederek müstemleke haline getirmeye başlayan emperyalist ve Siyonist ABD’ye manevra imkânı kalmayacaktı.
Şimdi ABD’nin borusu ötüyor, Büyük Ortadoğu Projesi aldatmacası adı altında İslam ülkeleri bir uçtan işgal altına alınıyor, Milli Görüş ekolünden kaçarak iktidara gelen hükûmetlere, ABD’ye ve AB’ye İslam ülkelerini kolaylıkla nasıl emperyalistlere ram ederiz diye taşeronluk yapmak vazifesi düşüyor.
Erbakan Hocamız, yalnız mevcut İslam devletlerini kucaklayan bir çalışma yapmamıştı. Ayrıca henüz istiklâline kavuşmamış, dünyanın neresinde bir İslam topluluğu varsa, onların da disiplin altında çalışmaları, şuurlandırılmaları, dinamizme kavuşturulmaları için, her sene büyük kapsamlı konferanslar düzenlemiş ve her birisine sahip çıkarak yönlendirmiştir.
GELELİM RAHMETLİ HOCAMIZIN YURT İÇİNDEKİ HAMLELERİNE
a) Mânevi gelişme hamleleri:
1- Gerek CHP ve gerekse Adalet Partisi ile kurduğumuz koalisyon hükümetlerinde hükûmet ortaklarına sayıları 600’ü aşkın İmam Hatip lisesi açtırılmıştır. Camilerin yapılması ve onarılması için gereken tahsisat temin edilmiştir. Yasaklanan hac serbest bıraktırılmıştır.
2- Yeni nesillerimizin tümüne şâmil olarak bir ahlak reformu programlanmıştır. Gençlerimizin ecdadımıza lâyık birer ahlak ve fazîlet timsali olmasına yarayacak, bütün medya kuruluşlarına şâmil destekler yapılması ve kısa zamanda, insan unsurumuzun kendiliğinden hakka riayet eden, mahkemeleri işsiz, cezaevleri boş kalan bir ahlak nizamına kavuşması planlanmıştır. Öyle ki bu manevi gelişme reformu milletimizin yeni bir saâdet asrına erişmesini sağlayacak, ülkemiz bu alanda imrenilecek bir ülke haline gelecekti.
AĞIR SANAYİ HAMLESİ:
Yine Erbakan Hocamız, gerek CHP ve gerekse AP gibi partilerle kurduğumuz koalisyon hükûmetleri döneminde, misli az görülmüş bir ağır sanayi hamlesi başlatmıştır. Bu sanayileşme Hocamızın deyimiyle montaj sanayi değildi. Vida sıkıştırma işini, ağır sanayi diye millete sunan bir çalışma hiç değildi. Hocamız 600 dev fabrika temeli atarak, fabrikaları kuran fabrikaları inşa etmeye ve ettirmeye başlamıştı.
Eğer bu gerçek sanayileşme tamamlanmış olsaydı Türkiyemiz Japonya gibi, Batı Almanya gibi ve hatta ondan da üstün bir dev sanayi ülkesi olacaktı.
Ama ne yazık ki, ülkemizin dev adımlarla kalkınacağından korkan dış ve iç odaklar hem dışardan, hem içerden bu büyük hamleleri önlemek için uğraştılar. Güneş Motel modeli gizli anlaşmalar ile Demirel Ecevit’e 12 milletvekili transfer ederek, kendisinin de iktidar olduğu hükûmeti bozdu, bir bakıma bindiği dalı kesti. Ecevit’e emanet mv. fazlası ile iktidara gelince hem manevi kalkınma reformunu ve hem de ağır sanayi hamlesini iptal etti.
Sonunda Türkiye AB’nin ve ABD’nin peşine takılmaya mahkûm bir vagon durumuna düşürülmüş oldu.
KIBRIS ÇIKARMASI:
Kıbrıs çıkarması da Hocamızın bir önemli hamlesidir. Gerekirse, bu hamlenin de detaylarına, başka bir zamanda girebiliriz. Şu kadarını hatırlatayım, “Hasmın ikrarı en kuvvetli belge ve delildir” derler. Yakın bir tarihte İngiliz resmi makamları ciddi ve belgesel bir araştırma neticesinde bir rapor yayınladılar.
“Meğer Kıbrıs çıkarmasının mimarı Ecevit değil Erbakan’mış” dediler.
Evet Hocamız İslam dünyasının kıymetli ve dirayetli bir lideri idi. Kendisine Cenab-ı Hakk’tan rahmet diler, aziz hatırası önünde hürmetle eğiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.