Hahambaşının Mektubu!..
Lübnan'daki İsrail terörünün bütün şiddetiyle devam ettiği günlerde...
Hahambaşı'na bir mektup:
“Sayın Rav İsak Haleva Türkiye Hahambaşı;
Dün akşam TV5’te, Serdar Arseven’in yönettiği, 'Neler Oluyor' isimli programda, muhatap olduğum hatta program yapımcısı ile iddialaştığım bir konuda sizden Hahambaşı sıfatınızla bir görüş almak istiyorum. İddiaya göre, Tevrat’ta ve kutsal kitaplarınızda 'Düşmanlarınızın karılarını ve çocuklarını öldürebilirsiniz' ifadesi yer alıyormuş.
Program yapımcısı ile iddialaştım. Sizden bu konuda kutsal kitabınıza dayanan izahatı istemek durumundayım. Keza, İsrail’de bugünlerde bazı hahamların 'Düşmanlarınızın karılarını ve çocuklarını öldürmek caizdir' şeklinde bir fetva verip vermediğini (de) öğrenmek istiyorum!.. 'Eğer İsrail, Hizbullah tarafından terör saldırısına uğruyor ise karşılığında meşru müdafaa hakkı vardır ve sonuna kadar kullanır' görüşüme karşılık 'İsrail’in terörist bir devlet olduğunu görmüyor musun? Hahamlar bile ‘düşmanların karıları ve çocukları katledilebilir’ fetvalarını veriyorlar' cevabı, hatta hücumu ile karşılaşıyorum. Televizyonun kilitlenen telefonları beni kınamak için…
Ben, bir din adamı değilim. Ama ortada somut iddialar var. Dolayısıyla gerçekçi ve doğru izahatlarınızı bekliyorum. Saygılarımla.”
-
Böyle bir mektup...
“Ergenekon iddianamesinde” ismi geçen E. Vekillerden biri ile program sonrasında tartışmıştık...
Adam, ısrarla, “İsrail'in terörist devlet olarak nitelendirilemeyeceğini” öne sürüyor ve “soykırım propagandası” yapıyordu...
Pozisyonumuz gereği programda tartışmadık, bu işi diğer katılımcılara bıraktık... Program sonrasında ise bu konuda bir münakaşa çıktı aramızda...
Ben, Hahamlar Şûrası'nın, 'Yahudi olmayan kadınların ve çocukların katledilmesinin caiz, hatta sevap (!) olduğuna' dair fetvasını hatırlatarak, bu “sapık” anlayışın kaynaklarına iniyor ve Muharref Tevrat'taki “sapkın” ifadeleri sıralıyordum...
O ise... “Ben bu konularda bilgi sahibi değilim ama Hahambaşı'ndan bilgi alır senin dediklerini çürütürüm” diyordu!..
(İşte size... Ergenekon zihniyeti... Bilmiyor ama, Hahambaşı'nın söyleyeceklerinin 'Doğru' olacağına peşinen iman ediyor!..)
Evet, karşımdaki vekil aynen öyle yaptı... Hahambaşı'ndan “medet” umdu!. “Serdar Arseven beni fena sıkıştırdı. Söyledikleri doğru mu değil mi?” yollu ifadelerle “Hahambaşı”dan malzeme istedi.
Hahambaşı da yemedi, içmedi, aynı gün kendisine cevap gönderdi...
-
Muharref yani değiştirilmiş Tevrat'ın, Yahudi olmayan kadın ve çocukların katlini teşvik eden “ayetlerini”, tamamen “34 asır öncesinin” olaylarına bağlayan Hahambaşı, sorumlu tutuldukları “ON Emir”den birinin de...
Lütfen buraya dikkat buyurun: “Öldürmeyeceksin!” olduğuna vurgu yapıyor... Ve... Bu “emre” sıkı sıkıya bağlı olduklarını ifade ediyordu!..
Hararetle “İsrail soykırımını savunan” vekil, bu cevaptan tatmin olmuş muydu?..
Meselenin orasına hiç bakmadım...
“Bu konuları bilmiyorum ama Hahambaşı mutlaka iddialarını çürütecektir” saplantısındaki bir “İsrail terörist değildir” deyicisini daha fazla ciddiye alamazdım... Lâkin; Abdürrahim Karakoç üstadımın bir yazısına tepki niteliğindeki mektubunu “kartel medyasındaki” bütün “adamlarına” yayımlatabilecek kadar “etkili” olan Hahambaşı Haleva'nın tavrı önemli...
Bakıyorum, bugünlerde bu zâta; “İsrail, On Emir'den birini mi çiğniyor?.. Bir 'din' (!) adamı olarak, vereceğiniz mesaj yok mu?.. Soykırıma gönülden destek verdiğiniz için mi yoksa soykırımcı İsrail'in hedefi haline gelmekten 'korktuğunuz' için mi bu konuya girmiyorsunuz?...” diye soran çıkmıyor!..
Kimse “Ne münasebet, böyle bir soruya Hahambaşı cevap verebilir mi?” filan demeye kalkışmasın!..
“Müslümanlara” mal edilen “bombalama eylemlerinden hemen sonra”, bizim Diyanet İşleri Başkanı sıkıştırılıyor ve Başkan da, “Büyükelçilikleri filan bombalamak Müslümana yakışmaz!” yollu açıklamalar yapmak durumunda kalıyor ya...
Hahambaşı da, bizim Diyanet İşleri Başkanı'nın “muadili” olarak cevap verebilir:
-İsrail terörüne “din”(!)leri nasıl bakmaktadır!..
-Gazze'deki “soykırım”ı Muharref Tevrat'ın “farz” kıldığı bir “ibadet” (!) olarak mı görmektedir?..
-Yoksa... İsrail'i yöneten teröristler “din”(!)lerinin temel emrine karşı mı gelmektedir?
-Eğer böyleyse, bir “din” (!) önde geleni bu “karşı gelişe” tepki göstermeyecek midir?
-
Bizim arkadaşlar, günlerdir Haleva'yı zorluyorlar!..
Benim programda, “İsrail'e terörist devlet demeyeceğim, İsrail, hukuka saygılı bir devlettir!” filan diyebilen bir vekilin mektubuna “aynı gün” teşekkür beyanlarıyla dolu cevap gönderen Haleva susuyor!.. Bu tür işlere girmiyor!..
Hatırlayacaktır, kendisiyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün resepsiyonunda, bolca şahidi bulunan bir “tartışmamız” olmuştu...
Etrafımızdaki arkadaş grubuyla konuştuğumuz esnada lafa giren Haleva, sözü VAKİT gazetesinin haberlerine getirerek, “Cemaatlerimizin (Müslümanlarla, onların!) birbirlerinden nefret etmeleri için değil de, birbirlerine yaklaşmaları için gayret etmemizi” tavsiye ediyordu aklınca...
Biz de kendisine; “Madem fikir sizden çıktı, ilk adımı siz atın: Buyrun, İsrail'in Müslümanlara yönelik devlet terörünü kınayan birkaç cümle edin de yaklaşsın taraflar!” diyerek mukabele ettik...
Sonuç mu?.. Hiç...
Bir gülücük!.. Ve “antisemitizmden kimseye fayda gelmez” uyarısı!..
Son cümleler de... Bizden haliyle:
“Siyonizme karşı çıkan Yahudilerle, siyonistleri ayırmak lazım: İlk gruptaki Yahudilere karşı çıkmak insanlık vazifesidir!..”
BUGÜN NE DİYORSUN, HALEVA!..
İsrail soykırımının olanca şiddetiyle devam ettiği şu saatlerde...
Haleva'ya bir çağrıda bulunuyorum:
Ey Hahambaşı! Siz de izliyorsunuz ki, “bazı Yahudi grupları” İsrail soykırımını şiddetle lanetliyor!.. Sayıları az da olsa bu “erdem”i gösteren Yahudiler var!..
Hani siz... “Bazı” mektuplara “anında” cevap gönderiyorsunuz ya...
Belki, bana da bir “cevabınız” olur!..
Siz; “İsrail'in Gazze'de yaptıklarına tepki gösteren Yahudilerden misiniz yoksa destek veren Yahudilerden mi?..”
Bu benim sorum...
Yazdım, kamuoyuna mâl oldu!..
Soruyu aldınız!..
Şimdi... Yapabilecekleriniz ve yapabileceklerimiz belli!..
Susacak olursanız; bu durumu (sohbetimizin hatırına!..) “İsrail terörüne destek vermenize değil de İsrail teröründen çekinmenize” bağlayacağım!..
Cevap verirseniz olduğu gibi basacağım!..
Kartel'deki “adamlarınızdan” biri aracılığıyla karşılık verecek olursanız, oradan “alıntı” yapacağım!..
İzak Haleva!..
Hadi bakalım!..
Köşk resepsiyonunda söylediğiniz gibi; “İki cemaatin birbirlerinden nefret etmeleri için değil de yakınlaşmaları için gayret edin!..”