Hahambaşı’nın açıklaması!..
Tâkip ettiniz;
Kaç gündür, Hahambaşı’nı açıklamaya zorluyorduk.
Bazı çevrelerin “barış elçisi” olarak yedirmeye çalıştıkları Hahambaşı Haleva, Gazze’deki “soykırım” konusunda neler düşünüyordu?..
Bir “din” adamı olarak, soykırımcı “kendi soyundan” da olsa “kınayacak” ruha, cesarete sahip miydi?..
Abdürrahim Karakoç üstadımızın “Şaron” ile “Hitler”i eşleştirmesi üzerine karteldeki adamlarına mektup göndererek “Vakit’e saldır!” emrini veren Haleva,
“Benim soykırımcım iyidir!” mi demek istiyordu, katliamın üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen ısrarla muhafaza ettiği “tam siper” pozisyonuyla?..
İşte, günlerce “Hahambaşılığı” arayarak Haleva’ya ulaşmaya ve ağzından “net” bir “kınama” mesajı almaya çalışan arkadaşlarımız, bütün çabalarına rağmen sonuç alamayınca kendi bağlantılarımızı kullanarak zorladık...
Önceki günkü yazımızda da şu çağrıya yer verdik:
“Ey Haleva; siz, İsrail’in soykırımına tepki gösteren yahudilerden misiniz, yoksa destek veren yahudilerden mi?.. İzak Haleva!.. Köşk resepsiyonunda söylediğiniz gibi, ‘İki cemaatin birbirinden nefret etmeleri için değil de yakınlaşmaları için gayret edin!..’ ”
Evet, bazı yahudi siteleri çağrımı “tehdit” olarak nitelendirmişler!..
Sıkışan bu kavrama sarılıyor; “tehdit”miş!..
Eğer öyleyse, Hahambaşı, “tehdidime” boyun eğmiş oluyor!..
Tabii, “Yahudi kurnazlığı” ile!..
Bakın, yukarıdaki satırların neşredilmesinden bir gün sonra Hahambaşı sessizliğini bozdu...
Bir zulmet-i beyza ki, peyâpey mütezâyit;
Bir açıklama ki tam mânâsıyla suya tirit:
“Saldırılar sırasında masum sivillerin ölümü insanlık adına şahsımı ve tüm dindaşlarımı derin acılara sürüklemektedir. Ulu Tanrı’dan karar verme mevkiinde olanlara sağduyu, bütün insanlık için barış niyaz ederim.”
Nasıl, beğendiniz mi?..
Hahambaşı, soykırımcı İsrail’i mi kınıyor, yoksa “Kurtuluş Savaşı” yürüten Filistinlileri mi?..
Belli değil...
Tıpkı, karteldeki adamları gibi, “ortadan” mesaj vermiş!..
Soykırımcılara ve soykırıma uğrayanlara eşit mesafede!..
“İsrail”den tek kelimelik bahis, hatta ima yok!..
Diyeceksiniz ki; “Hahambaşı bir Yahudi’dir. Dolayısıyla İsrail’e destek vermesi, en azından ortadan konuşması gayet tabiidir!..”
Hayır, burada “Yahudi olup olmama” dâvâsı yok;
“Soykırıma” karşı çıkan Yahudiler ve “soykırımcı” yahudiler var!..
Hahambaşı’nın açıklaması; “İsrail”i “teğet” geçtiğinden... Hatta “teğet” bile geçmediğinden kendisini “Soykırım karşıtı yahudiler” arasında değerlendirmemize imkân vermiyor!..
Ha bu arada...
Birileri; “Haleva’nın o kadar açık mesajlar vermesine gerek yoktu. Kendisinin böyle bir üslubu vardır, fazla detaya girmez” filan diye düşünebilir...
Hayır o yol, çıkmaz yol!..
Zira, Haleva “yeri geldiğinde” mesajlarını en sert tonda verebilmektedir...
Karakoç üstadımızın “Hitler” ile “Şaron”un farksızlığına vurgu yaptığı yazısından dolayı nasıl da küplere binmişti!..
Soykırımcı Yahudilerin, camileri ve ibadet halindeki Müslümanları özellikle hedef almasına en ufak bir tepki gösteremeyen Haleva’nın Türkiye’deki patlamaların ardından yaptığı açıklama da müthişti.
Bugün “susan” Haleva, o gün birkaç ölümlük “saldırı”yı sert ifadelerle kınıyor ve “Aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu dua edenlerin hayatlarını kaybettiğine” vurgu yapıyor ve bunun “insanlığı hedef alan bir terör eylemi” olduğunu haykırıyordu!..
Biz o günlerde, “ibadet” halindeki “Yahudilerin” katledilmesini açıkça kınadık...
Ancak, Haleva, “ibadet” halindeki “Müslümanların” katledilmesi karşısında, (o da bizim ısrarlı zorlamalarımızdan sonra) “ortadan” bir açıklamayla yetindi...
Aramızda böyle bir fark var;
Bizler, onlara, Muharref İncil bağlılarının zulmü altında inlediklerinde kucak açıyoruz...
Onlar ise “tahrif edilmiş” kitaplarından aldıkları cevazla “soykırım” uyguluyor!..
“Din adamları” ise onca zorlamaya-tepkiye rağmen “ortadan” açıklamalarla idare etmeye çalışıyor...
Ha, ben yanılıyor muyum...
Olabilir...
Belki de, Haleva derdini tam olarak ifade edememiştir!..
Belki de, “aslında İsrail terörünü” kınamak istemiştir!..
O halde, bir açıklama daha yapsın...
Ve, bir önceki açıklamadaki “İsrail” eksikliğini gidersin!..
Onu da basarız!..
UYANIK OLMAK!..
Sevgili okuyucularım, ne zamandır yapıyoruz...
Bu uzun yıllar içinde, “Rotaryenleri”, “Lionsları”, “Masonları” “500. Yıl Vakfı” çevresini zıplatan yazılarımız, haberlerimiz oldu...
Bizler, bunların “aynı idealler” için mücadele verdiklerini belirtirken, “muhafazakar takımı”ndan bazı aklı evveller, “Hastanelere bağış yapıyor, çocuk yuvaları kuruyorlar, destek vermek gerekmez mi?” filan diyerek, karşı çıkıyorlardı!..
Bunların, “hayır kurumu” dedikleri yerlerde ne tür “işlerin” döndüğünü binlerce yazı ve haberle ispatlasak da, laf anlatmamız pek mümkün olmuyordu.
Bugün, turnusol kağıdı işlevini gören bir süreçten geçiyoruz.
İsrail terörüne “net tavırla” karşı çıkanlar ile destek verenleri, görmezden gelenleri dikkatle takip edin;
Rotaryenlerden, lionslardan, masonlardan, 500. Yıl Vakfı’ndan “soykırıma” tepki niteliğinde herhangi bir açıklama gelmiyor...
Uğraşıyoruz, almamız mümkün olmuyor.
İşte; 500. Yıl Vakfı’nın internet sitesinde “Yılbaşı kutlaması” var ama “soykırım”dan bahis yok.
Yine, İstanbul ve Ankara’daki lions, rotary merkezlerine ulaşıp “tepki” talep ettiğinizde, “Bu konuda herhangi bir açıklama yapmayı düşünmüyoruz” karşılığını alıyorsunuz...
E tabii; İsrail’e açıktan destek verseler büyük tepki alacaklar...
Tepki gösterseler, hiç olmayacak!..
“İyisi mi” diyorlar, “sessiz” kalmak!..
Aslında, “Haleva” önderlerine bir akıl danışsalar; “Bize şöyle durumu kurtaracak birer açıklama hazırlat” deseler, iş çözülecek!..
Biz bunları yazdık ya, iki gün sonra bir bakmışsın “orta yollu” açıklamalar gelmiş!..
Ve...
Bir bakmışsınız, “lionsları-rotaryenleri” muteber belleyen “muhafazakar takımı” uyanmış!..
VAKİT gazetesi, bir nev’i “uyandırma servisi!..”