Bu dalgada boğulmaya mahkûmlar, vurun dalgalar!

Bu topraklar, kutsal topraklar…

Bu topraklar mübarek topraklar…

Lakin,

1897,

1997,

2007,

Arada 1960, 1971, 1980, 2008…

Yıllar yılı dalga dümenle, bu ülkenin öz evladına, öz yurdunda parya muamelesi çektiler.

Halk iradesi denince çılgına dönen elitist, statükocu, özgürlük düşmanları hep hak gasp ettiler.

Şimdi bu milletin makûs talihinin değiştirilmesi için tarihi kavşak noktasındayız.

İşte kader o altın fırsatı ‘Öz’ evladına nasip etti.

İlk beyaz dalga 2007’nin Haziranında tam 12’den vurdu.

Gecekonduda bulunan 27 el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler dalgayı başlattı. Zira dalgaya ilk kapılanlar, derin merkezin bekçileri oldu. Danıştay saldırısını azmettirdiği söylenen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin başta olmak üzere, merkezin görevlendirdiği alt derece subay ve astsubaylar ilk dalgaya kapılıverdi.

Bu tarihten iki hafta önce istibdadı ve zulmü doruk noktaya ulaştıran özgürlük ve demokrasi katilleri için “Sizin de bir gün boynunuzu büken, ipinizi çeken bulunur” demiştim.

Aradan pek zaman geçmeden vatanın “Öz evladı” çıktı ve iplerini çekti!

Sonra beyaz dalgalar devam etti.

Merkezin propaganda müdürü Ergün Poyraz da kapıldı dalgaya. Hani şu 28 Şubatta İsrail yanlısı kitaplar yazan, sonra merkezin emriyle tersinden kitaplar yazmaya başlayan kâtip var ya… Kâtiple birlikte başkaları da kapılmıştı dalgaya.

Adına üçüncü dalga denilen Tsunami’ye bu sefer Küçük Paşa da kapıldı. Meclis’in “Gel de ifade ver şu Susurluk için” diye ricada bulunduğu, “Siz kim oluyorsunuz benden ifade istiyorsunuz” diyen şu ünlü Paşa… Dalgaya kapılınca etrafındaki korumalar da kayıverdi. Kerinçsiz, Hoştan, Karadağ, Erenerol ve diğerleri…

Millete kabadayılık yapanların Paşası dalgaya kapılınca, dördüncü dalgada ipler kendiliğinden çözülüverdi, kabadayılar tâkatten düştü.

Karargâhın akademisyenleri Emin Gürses ile Ümit Sayın ve “sosyete kuyumcusu” mu yoksa merkezin “finansmanı” mı olduğu belli olmayan Hayrettin Ertekin de tutuklandı bu dalgada.

Meğer her gün milletin inancına hakaret edenler de derindeki merkezin yakınındaymış. Zira öyle olmasa Doğu Perinçek ve İlhan Selçuk da dalgaya kapılmazdı.

Sağa sola caka satan Tolonlar ile Eruygurlar da kapılınca altıncı dalgaya, toprağın o temiz kokusunu hissetmeye başladık. Dalga Aygün ve Balbay’ı içine aldı ama şimdilik dışarıda, yüzeyde duruyor bu ikisi.
Bir gece ansızın Sisi ve İdiz ile “genç subaylar” ve eski Ülkü Ocakları İstanbul Başkanı Levent Temiz de tutuklandı. Sisi ve İdiz serbest ama Temiz hâlâ yargılanıyor…

Dalgaya kapılan arkadaşlarını izledikten sonra “Gelin beni de alın” diye yırtınan Tuncay Özkan sonunda muradına erdi ve 8. dalgada içeri alındı. Özkan ile birlikte işkenceci Saçan ile hakkında bir sürü yolsuzluk iddiası olan Esenyurt eski Belediye Başkanı Çapan da tutuklandı.

Ve dün, yeni bir dalga oluştu. Dalgaya bu sefer kapılanlardan, 28 Şubat’ın önemli aktörlerinden Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, eski Genelkurmay Hukuk Müşaviri Tümgeneral Erdal Şenel, Yazar Yalçın Küçük, eski Özel Harekâtçı İbrahim Şahin en çok tanınanlar…

Bedrettin Dalan ise yurt dışına kaçmayı başarmış!

Şimdi sıra tüm dalgaları bitirecek, bir numarayı da vuracak 10. dalgada.

O beyaz dalgaların önünde kimse duramayacak!

Titanik, kendi oluşturduğu buzul dağları arasındaki dalgalarında boğulacak!

Gasp edilen haklar aşkına,

Birbirlerine düşman edilmek istenen halklar aşkına,

Gözü yaşlı analar aşkına,

Kemikleri sızlayan şehitler aşkına…

Onun için diyorum ki:

Siyonizm’e geçit vermeyen, Cihan İmparotoru’nu tahttan indirenlerin uzantılarını,

Vurun dalgalar…

“Demokrasi abidesini darağacında sallandıranların” son kalıntılarını, vurun dalgalar.

“28 Şubat binyılcıları” vurun dalgalar.

“Topyekûn savaş” çığlıkları atanları vurun dalgalar.

“Çankaya savaşçılarını” vurun dalgalar.

“27 Nisan e-muhtıracılarını” vurun dalgalar.

“367 dümencilerini” vurun dalgalar.

“411’i 9’a tercih edenleri” vurun dalgalar.

Demokrasi katillerini, özgürlük düşmanlarını, kaosçuları, dalgacıları, dümencileri, haksızları, hukuku çiğneyenleri, gaspçıları vurun dalgalar.

Tarihin derinliklerinden kopup gelin, özgürlükler ülkesine götürün bizi dalgalar.

Mazlumların yükselen ahı, size bu fırsatı sundu.

Vurun ve şanlı tarihe geçin dalgalar...