Kürtçe kanal ve tepkiler
TRT Şeş’in açılışı beklendiği gibi farklı tepkilerle karşılandı. Bunu, bir tabunun yıkılması olarak algılayanlar kadar, etnik ayrımcılığa hizmet olarak görenler de var.
İlginç olan bazı Milliyetçilerle, DTP-PKK çizgisinin TRT Şeş’in açılışına gösterilen tepkilerde birleşmesi.
PKK, yıllarca –anadil yasağı-üzerinden kitleleri iğfal etti.
Verdiği mücadelenin bir terör mücadelesi değil, hak arama mücadelesi olduğunu iddia etti.
Şimdi yasağın kaldırılması, TRT’nin Kürtçe yayına başlaması ile birlikte en önemli istismar malzemesini kaybediyor. Onun için, bu açılımı seçimle, samimiyetsizlikle irtibatlandırarak değerini düşürmeye çalışıyor.
PKK ve onun siyasi uzantılarının telaşını anlamak mümkün.
Ama Türk milliyetçisiyim deyip ortaya çıkanların paniğini anlamak mümkün değil.
Türk Milliyetçiliği, bölünme endişesinden ortaya çıkmış, bütünleştirmeci bir fikir akımıdır.
Bir ideolojiden çok bir duygu, bir psikoloji, bir hassasiyettir.
En belirgin yanı hiçbir soyutlama, ötekileştirme,yapmaması,ortak değerler üzerinden bir bütünleştirme siyaseti izlemesidir.
Zaman, zaman Nihal Atsız çizgisine savrulan, Milliyetçiliği bir etnik asabiye düzeyine indirenler olmuştur.Ama milliyetçiliğin ana damarı her zaman, ortak değerlere vurgu yapan- ayrılıkçı fikirleri gögüsleyen bir yol izlemiştir.Sait Nursi’nin Milliyetçiliği müspet/menfi diye ayırıp müspetine cevaz vermesi Milliyetçiliğin bu yapısı yüzündendir.
Milliyetçilik bir bütünleştirme disiplini olduğu için statik değildir. Hal ve şartlara göre muhteva değiştirebilir.Çok milletli bir ülkenin milliyetçiliği farklı, tek milletli bir ülkenin milliyetçiliği farklı olur.Tek dinli bir ülkede milliyetçilik başka, çok dinli bir ülkede milliyetçilik başka şekillerde yapılır.Yani milliyetçilik ilkelerini hal ve şartlara bakarak üretir.
Bugün milliyetçilik adına gösterilen tepkilerin çoğu bu gerçeği kavrayamamaktan, zamanla yeniden üretilmesi gereken bazı kavramları nas haline getirmekten kaynaklanıyor.Şartlar değişince bazı düşünce kalıplarının da değiştirilmesi gerekiyor.50 yıl önce söylenmiş, yazılmış reçetelerle bugünkü Türkiye’yi anlayamazsınız.Hayat her gün değişiyor ve her gün yeniden düşünmemizi zorunlu kılıyor.Dün şöyleydi bugünde öyle olacak diye bir kaide yok.Dün söylenenleri tekrar etmek yerine, bugün bize ne söyletiyor ona bakmak lazım.
Diğer tepkicilere gelince,
PKK’nın bir hak arama hareketi olmadığı, Kürt vatandaşlarımızın hukuku için ortaya çıkmadığı bu açılıma gösterdiği tepki ile iyice ortaya çıkmıştır.Eğer öyle olsaydı, bu açılımın en çok bu çevreler tarafından destek görmesi gerekirdi.Şimdi Kürt vatandaşlarımızın şu soruyu sorması gerekir, PKK Kürtçe TV’ye karşı, Güneydoğu’da yapılan yatırımlara karşı, demokratikleşme hamlelerine karşı, peki bu PKK kime hizmet ediyor?
Yok seçim yatırımıymış, yok hükümet samimi değilmiş, yok şuymuş, yok buymuş, gibi mızmızlanmaların hepsi, aslında bu teşebbüsü eleştirecek doğru dürüst bir fikir kırıntısı bile bulamamaktan kaynaklanıyor. Önemli olan bir meselenin çözülmesi midir, yoksa çözenin niyeti midir? Demokrasilerde hükümetlerin her icraatları bir seçim yatırımıdır. Seçim içinde olsa, başka bir sebeple de olsa bir sorunun çözülmesinin neresi kötüdür?Ayrıca problem çözmek için samimi olmak gibi bir şart da yoktur.
Size bir şey söyleyeyim mi; Birisi İmam hatiplere, Kuran Kurslarına vurulan prangayı çözsün,başörtüsüne konulan yasağı kaldırsın gelsin sadece benim oyumu değil, canımı da istesin.