Başlıktaki numarayı hafızanıza kazıyın lütfen! Çocuklarınıza, eşlerinize, dostlarınıza da öğretin; hatırlatın Allah için! Bu üç rakamla başlayan ürünlerden uzak durduğumuz nispette Filistin halkına yakınlaşabileceğiz. Çünkü bu numara, tükettiğimiz pek çok üründe bulunan İsrail’in bar-kod numarası…
Gazze’deki katliam ve Filistinli Müslümanların kahramanca direnişi İslâm dünyasını ağır bir imtihana tâbi tuttuğu gibi, umûmî vicdan ve ortak bilinci harekete geçirdi, kuvvetli bir intibah ve ittifak vesilesi oldu. Şimdi, yediden yetmişe her vicdan sahibi, “Filistin için ben ne yapabilirim?” telâşında…
Geçen hafta İstanbul’da Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) öncülüğünde Filistin Dayanışma Platformu kuruldu. Bu platformla “Filistin hürriyetine kavuşuncaya kadar” çalışacak daimî bir mekanizma tesis etmek için ciddi bir çalışma yapılıyor. İnsanî yardım kuruluşları, hükümet, Kızılay, Diyanet İşleri Başkanlığı topyekûn yardım faaliyetleri başlattılar. Halkımız çok büyük bir şuurla bu kampanyalara cevap veriyor çok şükür. Cuma günü camilerde toplanan yardımda ceplerdeki en yüksek paralar yardım kutularına atıldı.
Batılı hükümetler Gazze’de yaşanan katliâma rezilce ve ahmakça cevaplar verirken, Batı dünyasının vicdanı da harekete geçiyor ve insaflı kesimler Filistin konusunda hükümetlerine baskılar yapıyorlar.
Cuma günü bu insaflı Batılılardan birisi, İngiltere’deki Respect Partisi lideri George Galloway, İngilizlere İsrail mallarının boykot edilmesi çağrısı yaptı. Başkent Londra’daki Stop the War Coalition örgütü tarafından düzenlenen programda BBC’yi İsrail Savunma Bakanlığı’nın İngilizce yayın yapan kuruluşuna benzeten Galloway, “Ben BBC’yi kısaca ‘Bush and Blair Corporation’ olarak tanımlıyorum” diyor. İşçi Partisi milletvekili Jeremy Corbyn ise, Türkiye'de geçtiğimiz günlerde İsrail ile Türk basketbol takımları arasında oynanan bir maçta Türk taraftarlarının İsrailli oyunculara tepki gösterdiğini örnek vererek, İsrail'in uluslararası spor müsabakalarında protesto edilmesini istiyor.
Boykot, hem çok tesirli hem de kolay bir tepki yoludur. İslâm Dünyası STK’ları Birliği (İDSB) Malezya Temsilcisi Ahmad Azam Abdurrahman, özenle hazırladığı ve bu hafta Türkiye’ye gönderdiği bir çalışmayla İsrail ürünlerini boykota çağırdı. Özellikle başlıktaki bar-kod numarasına dikkat çeken Abdurrahman, 729 rakamı ile başlayan bar-kod taşıyan ürünlerden uzak durmaya davet ediyor. Abdurrahman, dünyaca meşhur, çoğumuzun bilmediği pek çok firmanın İsrail terörüne nasıl katkıda bulunduğunu da tek tek anlatıyor. Ayrıca, Johnson&Johnson firmasının 1998’de Netanyahu’dan aldığı özel ve büyük ödüle, Marks&Spencer’ın İsrail’e yıllık 233 milyon dolarlık desteğine, Nokia’nın İsrail’e yaptığı yatırımlara ve Nokia Genel Müdürü Lars Walf’ın konu ile ilgili The Jarusalem Post’ta çıkan beyanatlarına, IBM, Times Magazine, CNN, Philip Morris, Disney, Intel, Danone, Nestle, Coca Cola, Mc Donalds, Burger King, Pepsi gibi firmaların İsrail vahşetine ve bu ürünleri kullanan ve tüketen bilinçsiz Müslümanların bu devlet terörünü nasıl finans ettiğine dikkat çekiyor.
Bir internet sitesi (www.boykot-israil.org) “Basit hesap!” başlığı ile şu soruyu sormuş: “Günde 1 paket Amerikan sigarası (Philip Morris) tüketen bir kimse her ay 4.5 YTL x 30 = 135 YTL x 12= her yıl 1.620 YTL Amerikan şirketlerine kazandırmakta. Peki, hayatımızda kaç kez ve ne kadar Amerikan ve İsrail saldırısına uğramış bir ülke halkına yardım ettik?” Aynı site, bu soruya “Onların da bu kadar çok para ile ne yaptığına bakın...” diyerek www.uruknet.info adresinden İsrail vahşetinden ciğer parçalayıcı örnekler iktibas etmişler. Tüm bunlar karşısında boykot tavrının üzerimize asıl vecibe olduğunu daha açık görülüyor. Bir dostumun değdiği gibi, “Ayakta Lewis kot pantolon, elde Coca Cola, ağızda Philip Morris sigara ile Filistin’e destek olunmaz, İsrail protesto edilmez! Bu olsa olsa kendini kandırmaktır!”
Gazze içinden yaptığı yayınlarla dikkat çeken TVNET’in Program Müdürü Mustafa Özkaya söyledi de öğrendim ve izledim; Gazze muhabiri Muhammed Mürteca’nın Gazzelilerin duâ talepleri üzerine Kâbe İmamı Muhammed El Acmî’nin dilinden etkileyici bir duâ filmi hazırlamışlar. Bu tür filmlerin sayısının artırılması, halkımızın doğru bilgilendirilmesi, duâ silahı ile tüm inananların silahlanması ve topyekûn boykota başlanması pek çok dengeleri sarsacaktır.
Ancak, boykotun tesiri tek şarta bağlıdır: Ateşkes sağlanıncaya, İsrail Gazze’den çıkıncaya kadar değil; Filistin özgür oluncaya, Kudüs bizim oluncaya kadar boykot, yardım, duâ, destek devam etmeli, bu şuur ve bilinç uyanışı ve dirilişinin devamlı hâle gelmesi için gayret edilmelidir.