YARSAV ve hukuk!

YARSAV ve hukuk!

Yüksek yargının nasıl siyasallaştırıldığını anlamak için YARSAV başkanı Eminağaoğlu’nun açıklamalarına bakmak kâfi.
Konuşurken ağzının, gözünün aldığı şekil, bakışlarının biçimi, yüzünün kompozisyonu bir Yargı adamına yakışmayacak kadar Ergenekon operasyonuna –duygusal- yaklaştığını gösteriyor.
Hâlbuki bir yargı adamının hukuki bir olayı analiz ederken kaçınması gereken en önemli husus duygusallıktır. Hislerini bu kadar ön plana alan bir Savcı’dan-üstelik Yargıtay başsavcı yardımcısı olan birinden-adalet beklemek beyhudedir.
Eminağaoğlu konuşurken TV’nin sesini kapatarak birkaç kişiye, yüzünün kompozisyonuna bakarak bu kişinin konuşmasının muhtevasını tahmin edip, edemeyeceklerini sordum. Daha doğrusu bu duruş biçimine bakarak nasıl bir konuşmayı yakıştırdıklarını merak ettim. Hemen hepsi YARSAV başkanının yüzünün aldığı şekle bakarak, ya biriyle kavga ediyor, ya da birine hakaret ediyor dediler.
Eminağaoğlu konuşurken elinde bir kılıcı eksikti.
Nasıl bir imaj bıraktığını, Yargı erkine nasıl zarar verdiğini biliyor mu acaba?
Bilmiyorsa ekran başına geçip, Tv’nin sesini kısarak kendisini seyretmesini öneririz.
Eminim verdiği görüntüden kendisi de ürkecek, rahatsız olacaktır.
Konuşmaların muhtevasına gelince…
Yarsav başkanı ne yazık ki –ağır başlı-, herkesi tatmin edecek bir hukuki perspektif ortaya koymadı. Politik bir eleştiri yaptı. Yargının bağımsız olmadığını, herkesin davaların muhatabına göre tavır takındığını, Kanadoğlu’nun evinde yapılan aramanın yanlış olduğunu, şüphelilerin sabaha karşı uykusuz ifadelerinin alındığını, insan hakları ihlalleri yapıldığını, soruşturmanın yönlendirildiğini söyledi. Bu iddiaların satır aralarında söylenmek istenen, bazı insanlara ayrıcalık tanınmasıdır. Savcılığın elinde aramayı gerektirecek, şüphelerini haklı kılacak emareler varsa, kimsenin kimliğine bakmadan gereğini yapar. Yargı suçluya değil, suça bakar. Eminağaoğlu, eleştirilerinde bu evrensel hukuk kuralını çiğneyerek, suça bakmayın, suçluya bakın diyor. Şüpheli bizden olursa frene basacak, kenardan geçeceksiniz şüpheli başkalarından olursa buldozer gibi ezeceksiniz.
Yarsav başkanı, yargının siyasallaşması halinde ne hale geleceğini, verdiği ürkütücü görüntü ile ortaya koymuştur. Türk yargısı, ideoloji yapan, Yargıyı kamplara bölen bu tip örgütlenmelerden kurtarılmalıdır. Şimdi Yarsav’ın karşısında CHP-İP çizgisi dışında kalan Yargı mensuplarını bünyesinde toplayan başka bir derneğin daha olduğunu düşünün.
Ne olurdu?
Meslek kuruluşu adı altında geçmişteki Töb-Der, Pol-Der örneklerinde gördüğümüz, ideolojik kavgalar bu defa yargı’da olurdu. Sol nereye girmişse, orada kendisinden başka hiçbir şeye hayat hakkı tanımamıştır. Sağduyu, itidal, mesleki birikim, meslektaşlık, iş arkadaşlığı gibi değerler ikinci plana düşmüştür. Yarsav’ın yargıda yaptığı da budur.
Eminağaoğlu’nun anlattığı hukuk sistemi dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
Suç işleyen, suçluya yol gösteren kim olursa olsun hukukun eli ona dokunmalıdır.
Eski Yargıtay başsavcısı olmak, Yargı denetiminden muaf olmak anlamına gelmez.
Üstelik bir sürü Ergenekon zanlısının “Bundan sonra darbeler Yargı yoluyla yapılacak” beyanları ortada iken, hiç gelmez. Herkes yasalara uymalı, uymayanlar da bunun hesabını vereceğini, artık imtiyazlı bir dünyanın geride kaldığını bilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi