Adnan Tanrıverdi

Adnan Tanrıverdi

İsrail, savunma savaşına zorlanmalıdır!

İsrail, savunma savaşına zorlanmalıdır!

Bugün, “Postmoderrn Ergenekon”un son bölümünü sizlerle paylaşacaktık. Ancak gündem, Filistin konusundaki düşüncelerimizi belirtmemizi gerektirdi. Postmodern Ergenekon’la ilgili tedbir konusunu inşaallah sonraki yazımızda işleyelim.)
Her şeyin bir doyum noktası vardır. Savaşlarda da doyum noktası, zaferin hezimete dönüştüğü, taarruz veya savunmanın sürdürülebildiği son noktadır. Liderler ve ehliyetli komutanlar, bu noktaya gelmeden önce ateşkesin ve barışın yapılmasını planlarlar.
İsrail’deki Yahudi nüfusu 4 milyon civarındadır. Askerlik çağındaki erkek nüfusu en fazla 700 bin olabilir. Ordusunun seferi kadrosu ise 500 bin civarındadır. Bütün yedeklerini göreve çağırmak mecburiyetinde kalsa, evinde ve işinde kimse kalmaz. Bu hali uzun süre devam ettiremez.
Bugüne kadar uyguladığı savaş stratejisi, baskın şeklinde ve yoğun hava desteğinde, zırhlı birliklerle taarruz ederek, hedeflerini süratle ele geçirmek, bu safhaya yaklaşırken BM ve batı ülkelerinin araya girmesini sağlayarak, taarruzlarının hızı kesilmeden, ateşkes yapmaktır.
Yani, İsrail Ordusu taarruzî harekât için hazırlanmış bir ordudur. Kurulu birlikleri ile taarruzu yürütürken, yedeklerini seferber edip, hedeflere ulaşan birliklerini yedeklerle değiştirmek suretiyle, yormadan, muharebe sahası dışına çıkarmaktadır. Son Gazze saldırısında da (27 Aralık 2008), saldırının 17. gününde, yedeklerini cepheye sevk ettiği haberini almaktayız. Herhalde, öldürmekten yorulan birliklerini değiştirmek için.
İsrail’i mağlup etmek için, savunmaya zorlanmalı, bütün kuvvetleri angaje edilmeli ve savaşın süresi uzatılmalıdır.
GAZZE SALDIRISINDA İSRAİL’İN HEDEFLERİ NELER OLABİLİR?
ABD’nin yeni Devlet Başkanı Barack Hüseyin Obama’nın, barışçı bir tavır sergileyeceği (ABD buna muhtaçtır) deklare edilmektedir. Barış havarisi gibi gelecek, ABD ve İsrail’in son haddine varan zulmündan, Filistin ve Irak halkını kurtarıcı rolü oynayacaktır. O halde İsrail’in bu saldırıdaki hedefleri, ABD başkanlarının devir ve teslimi yapılmadan:
¥ Gazze’deki yerleşim birimlerini kuşatarak, Batı Şeria’da yaptığı gibi, köy, kasaba ve şehirlerin, çevresinde tesis edeceği kontrol noktaları ile, birbirleri ile irtibatını kesmek,
¥ Gazze Şeridi’ni tamamen ablukaya alarak dış dünya ile irtibatını tamamen koparmak,
¥ Gazze’deki mukavemete büyük bir darbe vurmak,
¥ Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkının kaynaklarını imha ederek ve şehirlerini tahrip ederek, yoksulluğa sevketmek,
¥ Araplara ve tüm İslâm âlemine gözdağı vermek,
¥ Ortadoğu’da rakipsiz bir güç olduğunu ilan etmek,
¥ Parlamento seçimlerinde iktidar partisine puan kazandırmak,
¥ En geç 20 Ocak 2009 tarihine kadar, yaptığı hamle ile ve daha sonraki hamleler için elde ettiği avantajla, birlikleri de fazla yıpranmadan, sanki bir sürek avı zamanı kadar bir süre içinde, Filistin’e ve tüm dünyaya şartsız olarak “ATEŞKES” kabul ettirmek olabilir.
UYGUN ATEŞKES ŞARTLARI NASIL OLMALIDIR?
İsrail’in Filistin’i, benzeri hamleler ile adım adım genişleyerek yok ettiği unutulmamalıdır. Verilen şehitlerin, çekilen yokluk ve acıların, yıkılan şehirlerin bir karşılığı, İsrail’den alınmadan, Filistin halkı pes etmemelidir. Gerekirse, aynı kayıpları tekrar vermeyi göze alarak geleceğini riske atmayan bir ateşkes istemelidir. Bunun için;
¥ İsrail tarafından Hamas, Filistin Devletinin meşru hükümeti olarak tanınmalıdır.
¥ İsrail askerî varlığı, Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmelidir.
¥ Gazze Şeridi etrafındaki abluka kaldırılmalıdır.
¥ Gazze Limanı uluslararası deniz trafiğine açılmalıdır.
¥ Gazze’ye gelecek her türlü yardımın hiçbir şekilde engellenmeyeceği garanti edilmelidir.
¥ Gazze’deki Filistin halkının maddi ve manevi zararı tazmin edilmelidir.
¥ İslâm ülkelerinden oluşturulacak bir barış gücünün Gazze’de konuşlandırılması kabul edilmelidir.
¥ Barış görüşmeleri “ateşkes”ten itibaren, üç ay içinde başlatılmalıdır.
TÜRKİYE NE YAPMALIDIR?
En geç orta vadede, Türk ve İsrail Silahlı Kuvvetlerinin karşı karşıya geleceği artık görülmelidir. İsrail ile dostluktan ziyade düşmanlığı gerektirecek bir hedef çakışması mevcut olduğu unutulmamalıdır. Filistin’deki mukavemetin devamı Türkiye’nin güvenliği için de gereklidir. İsrail’in genişlemesine müsaade edilmemelidir. Bunun için, İsrail’in 1949’da Birleşmiş Milletler’ce belirlenmiş sınırları dışına taşmasını engelleyecek derecede milli güç unsurları devreye sokulmalıdır.
Türkiye, İsrail’e, Arap ve İslâm dünyasına ve batıdaki İsrail destekçilerine, kararlılığını göstermek için:
¥ Mesele TBMM’de görüşülerek, siyasî kararlılık gösterilmelidir.
¥ Uluslararası gayretler sürdürülmeli, İslâm ülkelerinde askerî güç kullanma hususu teşvik edilmelidir.
¥ Türkiye’nin İsrail’deki büyükelçisi geri çekilmelidir.
¥ Türk-İsrail Askerî ve Eğitim İşbirliği Anlaşması askıya alınmalıdır.
¥ Türk-İsrail Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması ve askerî ihalelerin ödemeleri askıya alınmalıdır.
¥ Doğu Akdeniz’in uluslararası sularında, kara, deniz ve hava unsurlarımızın iştirak edeceği, müşterek askerî bir tatbikat icra edilmelidir.
¥ Türkiye’den kaldırılacak yardım konvoyları, Türk savaş gemilerinin refakatinde Gazze Limanı’na indirilmelidir.
¥ Gazze’deki mukavemet örgütleri, tanksavar ve alçak irtifa uçaksavar silahları ile desteklenmelidir.
¥ Filistin’in meşru hükümetinin ileri sürdüğü şartlar kabul edilinceye kadar, ateşkes konusunda Filistin’e baskı yapılmasının kabul edilmeyeceği ve Filistin Hükümetinin destekleneceği ilan edilmelidir.
İSLÂM ALEMİ NE YAPMALIDIR?
Bütün İslâm coğrafyasındaki çatışmaların, savaşların ve tecavüzlerin gerçek sebebi, İslâm aleminin müşterek bir iradeye sahip olamamasıdır. Türkiye’nin Filistin meselesinde atacağı cesur ve kararlı adımlar, sınır komşularımız başta olmak üzere, çok sayıda İslâm devletinin dış politikalarını yeniden düzenlemelerine sebep olacaktır. Hassasiyetimiz, hem İsrail, hem de Batılılar tarafından dikkate alınacaktır.
Bu nedenlerle, aşağıdaki faaliyetler, Türkiye tarafından yürütülmeli ve desteklenmelidir.
¥ İslâm ülkelerinin her ay ödemeyi taahhüt edecekleri belirli miktarlardan meydana gelen bir yardım fonu oluşturulmalı, bu fondan, meşru Filistin Hükümetinin aylık bütçesi karşılanmalı, ayrıca yetişkin her ferdine aylık maaş bağlanmalıdır.
¥“İslâm Ülkeleri Savunma Bakanları” acil toplantıya çağırılmalı; “Savunma İşbirliği” imkanları araştırılmalı; Türkiye, İran, Suriye, Irak Mukavemet Örgütü ve Filistin ile bu işbirliğinin çekirdeği oluşturulmalı; bu çerçevede, bir anfibi tugay, bir zırhlı tugay ve bir hava indirme tugayında oluşacak “İslâm Ani Müdahale Gücü”nün teşkili imkanları aranmalı ve teşvik edilmelidir.
¥ Mısır’ın Refah kapısını açması için baskı uygulanmalıdır.
¥ Suriye, İsrail sınırındaki askerî varlığını arttırması için teşvik edilmelidir.
Türk devletleri, tarihi boyunca batının İslâm alemini hedef alan 21 Haçlı Seferini önlemiştir. 22, 23 ve 24. Haçlı Seferi diyebileceğimiz, II. Dünya Harbi ile gelen işgaller, İsrail devletinin kurulması ve ABD’nin Irak’ı işgalinde görev almamıştır. Sonunda iş yine Türkiye’ye düşmüştür. Bu sorumluluktan kaçınmak, tarihi misyonumuza, mensup olduğumuz medeniyete olan vecibelerimize ve Türkiye’nin bekasına ters düşmektedir.
Gayret bizden, takdir Allah(cc)’tandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Tanrıverdi Arşivi