Bu krizin huyu farklı...
Ekonomiyle ilgili herkesin bu kadar muğlaklık içinde kaldığı bir dönem hatırlamıyorum. Dün doğru gibi görünen bir yorum bugün manasını yitirebiliyor; gelen her haber veya veri, bir önceki veriye istinaden yapılan tahmini tedavülden kaldırıyor. İki ay önce “cari açık 2009’da 35 milyar mı olur 40 mı” diye tartışanlar bugün “sıfır” cari açık ihtimalini konuşuyorlar. MB’nin % 7.5’luk enflasyon hedefinin % 4’ten aşağıya gelmesi artık gözardı edilmeyen bir ihtimal.. Düne kadar “faizi çeyrek puan mı indirsek, yarım mı” diye düşünen Merkez Bankası tek seferde 2 puan indiriyor, iktisatçılar “4 puan mı olsaydı”yı tartışıyorlar.
***
Bu kriz başka bir kriz... Modern zamanların iktisadi kabullerini, finansal mekanizmalarını, tahmin modellerini geçersizleştiren, paradigma değişimlerini “muaccel” kılan bir altüst oluş... “Bizi az mı etkiler çok mu” diye tartışırken gözden kaçırmamak gereken gerçek bu...
Bu “altüst oluş” içinde Türkiye “araf’ta” duruyor. Amerika’yı, Avrupa’yı çökerten hastalıklar bünyesinde olmadığı için şanslı belki ama, “global köyün” bir mensubu olarak bu karmaşanın etkilerinden kaçınamıyor. İşsizlik, düşen üretim, duran yatırım... “Huyu çok farklı” bir kriz yaşıyoruz. Aniden gelip vurmayan, ama uzun süre tesir eden... Kamu maliyesi çökmeyecek, faiz fırlamayacak, kur şaha kalkmayacak; cari açık ve enflasyon “kendiliğinden” düşecek. Türkiye tarihinin belki de “en düşük” reel faizini göreceğiz. 2 ay önce “Türkiye’nin 2009’da 90 milyar dolara ihtiyacı var” denilirken, bakacağız ki IMF’den alınacak 20-30 milyar bile fazla... Lakin ekonomi daralacak, gelirler düşecek, işsizlik artacak. Şaşırtıcı, değil mi? Paradigma değişimi böyle bir şey işte... Düne kadar doğru, gerçek, kriter diye bildiklerimizin anlamının silikleştiği, “ne kadar iyi” dediklerimizin kötü, “eyvah kötü” dediklerimizin iyi olabileceği bir dönem var önümüzde... Hiç karşılaşmadığımız tipte, farklı bir krizle baş başayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.