Hukuk ve demokrasi işlemeden refah nasıl yaygınlaşacak?

Beyinleri ideolojik saplantılardan dolayı pelteleşmiş veya nefret duygusu tüm algılarını köreltmişlere bir şey anlatmak mümkün değil...
Onlar kendi girdaplarında dönüp duracaklar, yapacak bir şey yok.
Ama kirli propagandanın, mahalle baskısının, hatta psikolojik harekâtın hedefi ve mağduru olan milyonlarca “bitaraf ve bigane” yurttaşa şunu sorabilsek:
Yetersiz de olsa, daha şeffaf bir hukuk, daha vesayetsiz bir siyaset, daha adil bir devlet yapısı olmasının sana bir zararı var mı?
Ne diyecek “bitaraf ve bigane” yurttaşlar?
“Bizim böyle ‘alengirli’ mevzulara aklımız ermez, biz aş ve iş derdindeyiz” diyecekler muhtemelen...
Peki bu vatandaşlara “bu dünyada müreffeh, yaşam standardı yüksek kaç tane ülke varsa, yukarıda saydıklarımız da bunların hepsinde var” desek, refah ile demokrasi, zenginlik ile adalet arasında bir rabıta olduğunu idrak etmelerini sağlayabilir miyiz acaba?
***
Anayasa referandumunda oy kullanacak bütün yurttaşlar -beyni pelteleşmiş ve algları körelmişler hariç tabii- yaşadıkları ülkenin daha demokratik ve özgür hale gelmesinin ve her türlü bürokratik vesayetin bitmesinin, her şeyden önce kendi hayat kalitelerini artıracağını düşünmeliler...
Gandi Bey’in -medya gazının etkisiyle-esip savurduğu mitinglerde sorduğu bir soru var hani, “anayasa değişikliği kayısı, fındık fiyatını artıracak mı?” şeklinde...
Her iz’an sahibini -en azından- gülümsetecek bu saçma soruya dahi makul bir cevap verilebilir belki, “evet artıracak” diye...
Anayasa değişikliği, 12 Eylül’ün bu ülkeye giydirdiği deli gömleğini üzerimizden tam olarak çıkaramasa bile bağlarını gevşetecek.
Her evet oyu, o bağların ilmeklerini biraz olsun çözecek.
***
“Bana ne HSYK’dan, askerî vesayetten, demokrasiden” demeyin lutfen...
Bu ülkede demokrasi kalitesi arttıkça sizin de yaşam kaliteniz artacak.
Demokrasi kalitesine katkınız olmasını istiyorsanız, referanduma 23 gün kaldı, unutmayın.