Barolar ve yeni düzenleme ihtiyacı

Barolar ve yeni düzenleme ihtiyacı

İstanbul barosu, ETÖ davası tutuklularından Hurşit Tolon’un GATA’ya sevkini veya serbest bırakılmasını istemiş. Gerekçe görünüşte gayet insani bir sebebe dayanıyor, Tolon’un hastalığı…
Baro, avukatların bir meslek örgütü. Dolayısıyla üyelerinin tamamı Avukatlardan oluşuyor. Her meslek örgütü gibi Baro çatısı altında da farkı görüş ve düşüncede insanlar bulunuyor. Onun için bu tip örgütlerin belli bir ideolojinin temsilcisi gibi hareket etmeleri, hem kuruluş amaçlarına, hem de üyelerinin kompozisyonuna ters düşer.
Ama yıllardan beri, barolar CHP-İP çizgisinin bir uzantısı gibi hareket ediyor.
Aynı Baro birkaç gün önce de Ergenekon davası ile ilgili eleştirilerini sıralamış, dolaylı olarak Ergenekon sanıklarının Avukatlığına soyunmuştu.
Nedense, adaletin tecellisi yönünde yapılan yayınlar, Yargıya müdahale olarak değerlendirilirken, ETÖ’ye destek amacı taşıyan yayınlar aynı kapsamda ele alınmıyor.
Barolar birliği başkanı bu savcıyı kimse tanımıyor gibi hukuk mantığı ile bağdaşmayan-sanki tanımak hukukun bir gereğiymiş gibi- açıklamalar yapıyor.
Kanadoğlu, süreci sulandırmak için Cumhuriyet tarihinde örneği görülmeyen bir teklifte bulunarak, savcı sayısının kırka çıkarılmasını istiyor. Yargıya müdahale amacı taşıyan tüm bu yayınlar belli çevrelerde birer hukuk şaheseri gibi takdim edilerek, kamuoyu etkilenmeye çalışılıyor, karşı çıkanlar ise bir nevi hukuk düşmanı ilan ediliyor.
Oysa Yargı’nın her türlü baskıdan azade tutulması Anayasal bir kuraldır. Buna en çok uyması gerekenler de hiç şüphesiz hukuk mesleği ile iştigal edenlerdir. İnsanları hiçbir Yargılama yapmadan suçlu ilan etmek ne kadar yanlış ise, yer gök top, tüfek, bomba, tabanca kaynarken suçsuz ilan etmek de o kadar yanlıştır. Üstelik ortada ele geçirilmiş sayısız suç unsuru varken böyle bir iddia da bulunmak Avukatlık mesleği ile de bağdaşmaz.
İstanbul barosunun açıklaması birçok yönden sakatlık ve yanlışlıklarla dolu. Tolon’un hasta olup olmadığı, hastalığının düzeyi, hukuk bilgisiyle ölçülebilecek bir husus değildir. Buna karar verecek olanlar hukukçular değil, tıp eğitimi alanlardır. İstanbul Barosu Tolon’un hastalığının derecesini tayin ederek, kendisini aynı zamanda başka bir bilim dalında fikir beyan etme mezuniyetinde görüyor. Böyle bir açıklama tabipler birliğinden gelse belki bir noktaya kadar anlayışla karşılanabilirdi ama Baro’dan gelmesi manidardır.
Bazı meslek kuruluşlarının siyasallaşması, aslında çoktandır unutulmuş olan eski bir tartışmayı yeniden gündeme getirmenin gerekli olduğunu gösteriyor.
Türkiye Barolar birliği kanunla kurulmuş, alanında tek meslek örgütü. Üyelerinin bir çoğu farklı görüşte olmasına rağmen birlik hiçbir zaman bu farklılıkları dikkate almamış, sol bir siyasi çizgide olmayı ve bunu açıkça dillendirmeyi tercih etmiştir.1136 sayılı Avukatlık kanunun 109. ve akabindeki maddelerde Türkiye barolar birliğinin kuruluşu, amacı açıkça ifade edilmiştir. Esas amaç, avukatlık mesleğini cazip hale getirmek, Yargıya güveni artırmak, mesleğin ahlak, düzen ve geleneklerini korumaktır. Ancak gündemin peşine takılmak zamanla Baroların esas görevinin ikinci planda kalmasına vesile olmuştur. Anayasanın 33. maddesi herkese önceden izin almaksızın dernek kurma hürriyeti tanımıştır. Türkiye barolar birliğinin gittikçe siyasallaşan dili karşısında, farklı düşünen Avukatlar farklı bir meslek birliği altında toplanabilmelidir. Barolar birliğinin, Avukatların tek meslek örgütü olması ve bu tekeli elinde bulundurması birçok mahzuru da beraberinde getirmiştir. Merkez yönetimi eline geçirenler, birliği siyasi bir görüşün uzantısı gibi kullanmaktan imtina etmemişlerdir. Bu tekelin kırılması için gereken yasal düzenlemeler en kısa zamanda yapılmalı, farklı düşünen, Barolar birliğinin siyasal çizgisinden rahatsız olan Avukatlara farklı bir çatı altında toplanma imkânı tanınmalıdır. Böyle bir imkân, rekabete de sebebiyet vereceğinden, hizmet ve kalitenin yükselmesine zemin hazırlayacaktır. Kimse, inanmadığı görüş ve düşüncelerin peşinden gitmeye mecbur edilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi