Tolon'un GATA'ya sevki, adam kaçırma operasyonu
Kaç gündür ETÖ operasyonlarında yapıldığı iddia olunan usul hataları bahane edilerek yargı baskı altına alınmaya çalışılıyor.
Elde örgütü savunacak başka gerekçe kalmadığı için, örgüt severler son çare olarak usule sığındılar.
Aslında ortada usul-musul hatası yok. Yargı yıllardır bu şekilde işliyor.
Zanlıların götürülüş biçimi, aramaların yapılış şekli ceza usul yasasına uygun olarak yapılmıştır… Unutmayalım ki, gözaltına alınanlar, artık Asker, polis veya savcı değil, birer zanlıdırlar. Zanlılar nasıl gözaltına alınıyorsa, polis de öyle yapmıştır. Geçmişte şu veya bu görevi yapmak, ayrıcalıklı muamele görmeyi gerektirmez. Dünyanın hiçbir yerinde şüpheliler limuzinlerle, kadillaklarla emniyete götürülmez, çiçekli, parfümlü davetiyelerle ifadeye çağrılmazlar.
İddianamenin geciktiğine, yargılamanın uzadığına dair eleştiriler de yerinde değildir. CMK’nun 102. maddesinde Ağır suçlarda tutuklulukta geçen sürenin son sınırı üç yıl olarak belirtilmiştir. ETÖ sanıklarına isnat edilen suçlar Ağır ceza mahkemelerinin görevine giren suçlardır. Şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamı, iddianamenin gecikmiş olmasıyla ilgili değil, isnat edilen suçların ağırlığı ile ilgilidir. Nitekim aylar önce iddianamesi tanzim edilen ve yargılamaları süren ilk ETÖ davası sanıklarının çoğunun tutukluluk halleri hala devam etmektedir. Üstelik geçmişte açılan kimi toplu davalarla(Hizbullah, Dev-Sol, MHP) mukayese edildiği zaman, ETÖ davasının çapıyla mütenasip olmayacak derecede çabuk açıldığını söylemek mümkündür.
Ancak, bu hiç hata yapılmadığı anlamına gelmiyor, yapılan maksatlı yayınlar sonunda netice vermiş, ETÖ tutuklusu Hurşit Tolon, benzeri olmayan bir uygulama ile GATA’ya sevk edilmiştir.
Hiçbir yargı mensubu, bu sevkin usul ve yasalara uygun olduğunu söyleyemez. Cezaevleri milli savunma bakanlığına değil, Adalet bakanlığına bağlıdır. Sağlık sorunu olan tutuklu veya hükümlüler Sağlık bakanlığına bağlı hastanelere sevk edilerek tedavi edilirler. Eğer devlet hastanelerinde tedavileri mümkün olmazsa, daha donanımlı Üniversite hastanelerine gönderilirler. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki kanunun hükümlünün muayene ve tedavisi başlıklı 78/2 maddesinde, hükümlülerin tedavisinin Sağlık bakanlığı ve Sosyal güvenlik bakanlığı ile Üniversitelerin sağlık kuruluşlarında yapılacağı belirtilmiştir. Ne yasalarda, ne de uygulamada Tutuklu ve hükümlülerin Askeri hastanelerde tedavilerinin yapılacağına dair bir ibare yoktur. Tolon’a yasa ve uygulamada olmayan bir ayrıcalık tanınarak, hapisten kurtulmanın yolu açılmıştır. Daha önce İstanbul’un tüm hastanelerini dolaşmasına rağmen-hapishane şartlarında tedavi edilemez- raporu alamayan Tolon’a GATA’da farklı bir raporun verilmesi, Askeri kurumlara olan güveni sarsacaktır. Bu açıkça hapisten adam kaçırma operasyonudur.
Asker ocağında revire çıkanlara, eğitimden kaçıyorsunuz diyerek neredeyse hain muamelesi yapanların, tutuklanır tutuklanmaz hastane, hastane dolaşmaları ibret vericidir.
TOLON’un GATA’ya sevki Ergenekon lobisinin önemli bir başarısıdır. GATA’dan ne karar çıkacak önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak, İki de bir Asker yıpratılmaya çalışıyor diye gevezelik edenler, önce asker elbisesini çıkarmakta direnen Tolon’a bakmalarını öneririm. Tolon elbisesini çıkarmış olsaydı, GATA’da olmazdı.