Rüyanızda görseniz inanır mıydınız?..

Rüyanızda görseniz inanır mıydınız?..

Neyi rüyamda görsem inanır mıymışım? demeyin lütfen. Birazcık sabır. Az sonra söyleyeceğim zaten. 1989’da Berlin Utanç Duvarı’yla beraber komünizm de yıkılıp tarih çöplüğünde yerini aldı. Gençliklerini o günlerden sonra yaşayanlar, komünizmin nasıl bir bela olduğunu bilemezler. Okumazlarsa, komünizmin bir inançsızlık ve kölelik rejimi olduğunu, bu rejimin “Allahsızlar cemiyetleri” kurup bin bir planla gençleri oraya üye yaptığını da bilmezler. Nereden bilsinler. Ne var ki bilseler de bilmeseler de komünizm işte böyle bir bela... Geçtiğimiz günlerde ölüsü, daha doğrusu kemikleri bakanlar kurulu kararıyla Türk vatandaşı yapılan ve itibarı varmış gibi kendisine itibar iâde kararı alınan Nazım Hikmet, Türkiye’ye işte bu rejimi getirmek istiyordu. Bakanlar Kurulunun bu kararını tenkit ederken, Emine Erdoğan bize başka bir şok yaşatmasın mı! Gazze soykırımı vesilesiyle Türkiye’ye davet ettiği bazı ülke devlet adamlarının karılarına yaptığı konuşmada, bizim tavrımız işte bu dercesine göz yaşları arasında Nazım Hikmet’in şiirini okumasın mı!..
Arif Nihat Asya, Necip Fazıl ve Mehmet Akif’in şiirlerinin suyu mu çıkmıştı! Onların şiirlerinden, okunmaya değer üç-beş mısra bulunamadı da buluna buluna bir dinsizin şiiri mi bulunmuştu! Neler oluyor yani böyle?..
Neler oluyoru var mı? Durun bakalım daha neler olacak! Olacağı da fazla, oldu bile. Bakın ne oldu.
13 Ocak 2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, son sahifesinde tam sahife olarak Nazım Hikmet’in fotoğrafını bastı. Fotoğrafın altında da merkum, müteveffa Nâzım Hikmet’e hitâben söylenen şu cümleler yer alıyordu:
BİZİM ÇINARLI BİR TEPEMİZ VAR NÂZIM.
Yargılandın,
Hapis yattın.
En kötüsü hiç anlaşılmadın.
Sana Anadolu’da bir çınarın gölgesi bile yasaklandı…
Özgürlük tutkunu İzmir, 6 Ocak’ta, 50 yıldır beklediği haberle çalkalandı. Bakanlar Kurulu, aldığı kararla; sana vatandaşlık hakkını, bize seninle vatandaş olma onurunu iade etti.
Karara katkısı olanlara şükranlarımızı sunarız.
Şimdi sıra mezarında.
Bizim çınarlı bir tepemiz var Nâzım.
Cumhuriyet gibi bir gazetede yer alan ve Nâzım Hikmet’e acıma, hayranlık ve hasret ifadeleri taşıyan bu cümlelerin kime veya neredeki hangi kuruluşa ait olduğunu tahmin edersiniz? İzmir’de ama hangi kuruluş?
Bu memleketteki Nâzım Hikmet hayranı olan birçok kuruluştan hangisine ait olduğunu tahmin etmekte zorlanacağınızı biliyorum. Onun için bir ipucu vereyim: Yakın zamana kadar memleketimizde Komünist Partisi kurulması yasaktı, şimdi serbest. Yukarıdaki cümlelerde de komünist Nâzım Hikmet’in hapis yatması şöyle dursun yargılanmasının bile haksız olduğu îmâ ve tenkit ediliyor. Nâzım sanki doğru bir davanın peşindeymiş gibi, ona hitâben “En kötüsü hiç anlaşılmadın” deniliyor.
Rusya’yı kendi isteğiyle vatan edinen bu adamın cesedine bile zulmedilmiş gibi, “Sana Anadolu’da bir çınarın gölgesi bile yasaklandı” deniliyor.
Ama “Bakanlar Kurulu, aldığı kararla; sana vatandaşlık hakkını, bize seninle vatandaş olma onurunu iade etti” dediklerine göre, Nâzım Hikmet’le vatandaş olmak onlar için bir onur olmuş. “Özgürlük tutkunu İzmir, 6 Ocak’ta, 50 yıldır beklediği haberle çalkalandı” dediklerine göre, sevinçlerine sınır yok...
Sevinçlerini zaten, “Karara katkısı olanlara şükranlarımızı sunarız” diyerek dile getirmişler.
Ama sevinçleri henüz zirveye ulaşmamış. Bir arzuları daha var. Onu da şöyle dile getiriyorlar:
“Şimdi sıra mezarında. Bizim çınarlı bir tepemiz var Nâzım”
Bir çınarın altına gömülmek isteyen Nâzım Hikmet’in kemiklerinin, İzmir’de, üzerinde çınar olan bir tepeye naklini istiyorlar...
Evet değerli okuyucular! Bu kadar ipucu yeter. Cumhuriyet Gazetesi dedik, Komünist Partisi dedik, Nâzım Hikmet’in Türkiye’ye komünizm getirmek istediğini hatırlattık. Artık yukarıdaki Nâzım’a hayranlık ifadelerinin sahibini anlamış olmanız lâzım...
Düşündünüz mü? Bir karara vardınız mı değerli okuyucular!
Siz şimdi ne karara varmış olursanız olun, özür dilerim ama ben sizi kandırdım. Size yanlış bilgi verdim. Çünkü:
13 Ocak 2009’da Nâzım Hikmet’in tam sayfa fotoğrafını basan gazete Cumhuriyet değil Yeni Şafak. Nâzım Hikmet’e hitaben kaleme alınan yukarıdaki satırların sahibi de Türkiye Komünist Partisi de değil başka bir komünist veya solcu da... Ya kim?.. Kim mi? Bunun cevabını, bundan birkaç sene önce rüyanızda dahi görseniz inanamazdınız.
SÖYLÜYORUM! Yukarıdaki Nâzım Hikmet hayranı sözlerin altındaki imza şu: www.akpartiizmir.com
Yukarıda bahsettiğim tam sahife Nâzım Hikmet fotoğrafının ve altındaki yazıların Cumhuriyet Gazetesi’nde değil Yeni Şafak’ta olduğunu söylemiş oldum. Bunu hatırda tutarak Yeni Şafak’la Cumhuriyet arasında bir kıyaslamaya gidelim:
12 Temmuz 1951 tarihli Cumhuriyet’te de, kocaman bir Nâzım Hikmet fotoğrafı basılmıştı. Fakat o fotoğrafın altında yukarıdaki ifadeler değil şu cümle yer alıyordu: Bu fotoğrafı, yüzüne tükürmeniz için bastık.
Şimdi, bir 1951’deki Cumhuriyet’e bakın bir de 2009’daki Yeni Şafak’a. Bakın ve safların ve düşüncelerin nasıl değiştiğini görün...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi