Tayyib Bey için artık Davos bitmiştir, çünkü...
Tayyib bey, gerçekten Davos'ta, terörist İsrail devletinin C. Başkanı Şimon Peres'e karş, bütün İslâm âleminin taktirini kazanan bir tavır sergiledi.
Bilhassa aziz milletimiz, İsrail'e karşı, dâima aşağıdan alan kimi liderlerin suskunluğu karşısında yeis ve ümitsizliğe kapılmıştı. Bu beklenmedik ciddi çıkış karşısında herkes, adeta düğün bayram etti.
Ama ne yazık ki, milletin heyecanı henüz geçmeden, bu hevesin çok sürmeyeceğini gösteren alâmetler belirdi...
İlk menfi beyanat Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'dan geldi. Babacan, 'herne kadar İsrail'e karşı takındığımız tavır ikili münasebetlerimizi sarsar gibi olmuşsa da, bu durum geçicidir, uzun vadede ilişkilerimiz eskisi gibi devam edecektir', meâlinde sözler sarfediyordu.
Geriye dönüş için atılan adımlar bununla da kalmadı. Dünkü beyanatında Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek:
- İsrail ile ilişkilerimize önem veriyoruz, bu ilişkileri korumaktan yanayız. diyerek, Başbakan'ın Davos'ta yaptığı konuşmaların, kağıt alevi gibi, gelip geçici bir öfke niteliğinde kaldığı, anlamına gelen bir beyânat verdi.
Eğer Başbakan, Ali Babacan'ın ve Cemil Çiçek'in kendisini tekzip eden bu beyanlarına katılmıyorsa, milletin huzuruna çıkıp açıkça Babacan'a ve Çiçek'e haddini bildirmelidir.
Başbakan, ben bizzat Şimon Peres'in yüzüne karşı siz adam öldürmekten zevk alan bir teröristsiniz, dediğim halde, siz, ikiniz beni nasıl tekzip edersiniz diye, onları susturmalıdır.
Ama böyle yapmayıp da, İsrail'in, bir terörist devlet olduğunu bile bile, biz İsrail ile, eski hamam eski tas ilişkilerimizi olduğu gibi devam ettireceğiz, politikamızda hiçbir değişiklik yapmak niyetinde değiliz derseniz, sizin için Davos gerçekten bitmiştir. Hatta hatta yalnız Davos bitmemiştir, milletimizin itimadı ve güveni de bitmiş olur.
Bir daha Davos'taki itibarımızı, Davos'tan daha yüksek hangi dağın zirvesine çıksanız kesinlikle bir daha bulamazsınız.
Daha önceki bir yazımızda, Tayyib Bey "Hem ağlar hem giderim" çelişkisi içindedir demiştim. Demek ki tahminimizde yanılmamışız.
İktidar partisi temsilcilerinin sergiledikleri bu (U) dönüşü kesinlikle affedilmesi mümkün hallerden değildir. Milletimizin beklentileri ise, Başbakan'ın DİK DURUŞUNA devam etmesi, hattâ, İsrail liderlerinin, ait olduğu uluslararası mahkemelerde haklarında, derhal ceza dâvâları açılması için Hükümetimizin gereken girişimlerde bulunması yolundadır.
İsrail ile yapılmış olan anlaşmaların feshedilmesi, İsrail pilotlarının Konya'mızda eğitilmesine izin verilmemesi, gibi önlemlerin vakit geçirilmeden alınmasını milletimiz sabırsızlıkla beklemektedir.
Kaldı ki İsrail liderlerinden sadece Ehud Olmert veya sadece Şimon Peres terörist bir kafa yapısına sahip değildir.
Dünkü Vakit gazetesinde, İsrail'de sözü geçen bütün siyasi parti liderlerinin, Olmert'i ve Şimon Perez'i aratacak derecede daha kan dökücü ve daha terörist olduğunu gösteren haberler yayınlandı.
Meselâ Netanyahu biz iktidara gelirsek, Hamas'ı top yekün yok edeceğiz, Gazze'de ateşkes ilân edilmemeliydi diye hıncını alamayan iddialar serdediyor. BEN-ARİ ismindeki başka bir parti lideri ise, bütün Filistinli Arabların, ya Venezüela'ya, ya da Türkiye'ye sürgün edilmesi gerektiğini ileri sürüyor.
Başbakan'a tavsiyemiz, topyekün milletimizin ve hatta topyekün islâm alemi ve topyekün insan haklarını savunan çevrelerin beklentilerini boşa çıkaracak ve herkesin ümitlerini kıracak adımlar atmaktan vazgeçmesidir.
Aksi halde kendisi için sadece Davos bitmez, Milletimiz AKP'ye verdiği emanetleri geri alacağı için, politik hayatının bile bitmesi ihtimali ortaya çıkar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.