Rahim Er

Rahim Er

Sıra şaha kalkmakta

Sıra şaha kalkmakta

BM ne kadar tarafsızsa, GK, ne kadar tarafsızsa, İsviçre de o kadar tarafsız. İddia o ki İsviçre tarafsız olduğu için ordusu yok, tarafsız olduğu için BM üyesi değil. Gerçekse şu. Adı geçen memleket en taraf devletlerin şifreli kasası. Şayet mutlak tarafsız olsaydı daha şurada bir buçuk sene evvel TTK Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu ile bir parti başkanını hapse atmaya kalkışmazdı.
Neden bunu yapmaya tevessül etmişti?
Hepiniz hatırlıyor olmalısınız. Bir Türk bürokratıyla politikacısı mevzubahis memlekette “Ermeni soykırımı yoktur” demişlerdi. Yaptıkları nihayetinde kanaatlerini açıklamaktı. Ama üçüncü dünyalının birinci dünyada kanaat açıklama gibi bir lüksü olabilir miydi? Olamazdı. Olamadığı için de o bîtaraf devlet ceza sistemini işletecekti. Peki hani bir başka cilalı takdim İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Bize ve bizden sonra gelen milyonlarca gence hep onu bellettiler. BM’nin anayasası hükmündeki bu beyannameye nazaran kimse şundan, bundan, şundan dolayı kınanamayacağı gibi siyasi kanaati sebebiyle de suçlanamazdı. BM ne ki Beyannamesi ne olsun? Şayet o Beyanname, kelimelerin faziletinden ibaret olmayıp da halis niyetlerin hayat bulması olsaydı dünya Jivkov, Miloseviç, Bush, Şaron gibilerin zulmüne müsaade etmeyeceği gibi son olarak Olmert ve namertlere de müsaade etmeyecekti.
Lozan.
Montrö.
Zürih..
Davos..
Hepsi, İsviçre’de. Hep burada bir fermanlar imzalanmış. Kumarlar oynanmış. Ruletler çevrilmiş. Mevzuatlar aynen ihraç edilmiş. Türk Başbakanın Davos’taki çıkışı bir ezberi bozdu. Bu tarihî çıkış, sadece Türk Milletine değil, Orta Doğu’nun bütün nesillerine birilerine kafa tutulabileceği, birilerine posta konabileceği, birlerinin dize getirilebileceği gösterildi. Evet aynen öyle... Bu milletin çocukları Lozan’ın daha ne olduğunu henüz çözemediler. Lozan zaferdir dendi. Bu bir dikteydi. Montrö ile Boğazımız sıkıldı. Kerhen yürürlükte. Kıbrıs belki Zürih’te yitirildi. Onun için diyoruz ki ezberlere kanılmasın. Orta Doğulu sığ kafalara takılmasın. Onlar bir İsrail devlet başkanının Türk başbakanına telefon açarak özür dileyeceğini rüyada görseler inanmazlar.
Ama artık hayaller gerçek oluyor.
Rüzgâr, talih, baht tersine dönmekte.
Sakarya, düne kadar yüzüstü sürünüyordu. Şimdi doğruldu, ayağa kalktı kalkacak. Sırada şaha kalkmak var. Sakarya bu toprakların öz çocuklarıdır. “Sakarya, sâf çocuğu mâsum Anadolunun”. İyi kulak verin. Vadilerde yankılanan, evine dönüş yolundaki şanlı akıncının atının nal sesleridir.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi