Kulüplerimizde transfer tiyatrosu!
Ara transferde, ben bu yazıyı yazıp da gönderdiğim sırada sondan bir önceki Cuma yaşanıyordu. Yani sürecin bitmesine tam tamına bir hafta kalmıştı. Peki, bu sürece girmeden önce attıkları külü mangalda bırakmayan kulüplerimiz nereye gelmişlerdi? Ya da müthiş Türk spor medyası, özellikle de spor gazeteleriyle hangi yazdığı transferin bitişine bayram yapmıştı? Yani yazılan hangi transfer gerçekleşmişti? Yani palavralarda durum neydi?
önce liderden başlayalım… Yine de Sivasspor ara transferde hayli faaliyet gösteren taraf oldu. Bundaki başlıca sebep de, sezonu daha şimdiden kapatmış sakatlardı. Gençlerin yanı sıra, kendisi de genç olan Tunuslu Saidi, hem de altı aylığı 100 bin euroya olmak üzere, takıma monte edildi. Yani bu oyuncunun yanı sıra, takımda yedeklik yapabilecek ama gerektiğinde forma verilebilecek oyuncular alındı.
Galatasaray’da ise tiyatro neredeyse kapalı gişe oynayacak. Kimler alınmadı ki… Santrforlar, ön liberolar, kaleciler gırla idi… Ama bu satırları yazarken, henüz daha kimse imza atmamıştı. Adnan Sezgin, bu süreçte harika yurt dışı gezileri yaptı. Hatta bazı yöneticiler de, Almanya, İngiltere ve Hollanda’da görüntülendiler. Sonuç mu? Sıfıra sıfır elde sıfır… Hem de Linderoth sezonu kapatmışken, Lincoln meçhulleri oynamaya devam ederken… Nasılsa Servet var… Hakan Şükür de son bir hizmet daha verecek… Eh Nonda da koyu bir Galatasaraylı gibi oynamaya başladı ya… Haaa az kalsın haksızlık ediyordum… Ankaragücü’nden Emre alındı ya… Bizler futbolsever olarak veya Galatasaraylılar da amma çok şey istiyoruz…
Fenerbahçe’de Şilili oyuncunun ismi neredeyse Aziz Yıldırım tarafından da açıklandı açıklanacak. Ama Appiah, çürüğe çıktığını belgeleyen imzayı atmadıkça Şilili kımıldayamıyor… Haaa bu arada Kezman bir coştu, bir coştu ki, aman aman… Urfa’ya bir, Alanyaspor’a dört gol birden… Can Bartu bile Kezman’ın muhteşem dönüşü diye yazıyor… Eh, o zaman transfere ne gerek var… Nasılsa Aurelio’nun cezası bitti. Kemal iyileşti… Selçuk da var… Az kalsın unutuyordum; İlhan var İlhan… Santrfora ihtiyaç kalmadı… O halde aynen devam… üç cephede birden bu kadroyla savaş verilebilir mi? Verilir… Zico da bu kısmet olduktan sonra, bizim kupada da nasılsa Demirspor’u çeker…
Beşiktaş mı? Aşk olsun! Koca Holoska alınmadı mı? Beş milyon euro fazla mı? Yok canım… Yaşı 23 olan bir oyuncuya, hem de iki tane de kadrodan adam verilerek, hem de iç piyasadan bu kadar para ödenir mi? ödenir… Nasılsa Beşiktaş’ın gelirleri 2012’ye kadar çoktan kullanılmış bile… Holosko’yu 25 milyon euroya satarlar olur biter… Böyle şey olmaz demeyin… Bitmedi… Bir de stoper meselesi var ki… Aman aman! Neredeyse bütün Avrupa takımlarının oyuncuları gündeme girdi çıktı. Ama bir tanesi bile ben bu satırları yazana kadar çıkagelmedi… Acaba Ertuğrul hoca, elindeki kadroyu doğru kullansa, bu transferlere ihtiyaç var mıydı? Sinan’a sormak gerekir… öyle ya, Ricardinho kenardan maça karışmaya kalkınca, otursun yerine dediğine göre… Bu işten iyi anlayan bu kadar çok olursa, Beşiktaş’ın oyuncuya ihtiyacı da kalmaz ki…
Trabzonspor mu? Bence önce iyi bir yönetim, sonra da iyi bir teknik direktör bulmalı ki, transfer yapabilsin… Yoksa bu yönetim transfer yapmadı mı ki? Hem de ne transfer… Peki, işe yarayan çıktı mı? Varın siz söyleyin…
Görüyor musunuz, bu ülkenin en büyük kulüplerinde spor direktörü olmayınca, spor medyasının palavracı kısmına nasıl da malzeme oluyorlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.