Ergenekon bataklığı

Ergenekon bataklığı

Hurşit Tolon’un tahliyesi, bazı çevrelerde, erken bir berat olarak takdim edildi. Kaç gündür düğün, bayram havasında, balon söndü ayinleri yapılıyor.

Hâlbuki ne ETÖ davasının balonu söndü, ne de bunu Tolon açısından yargılamanın bitişi olarak anlamak mümkün.

Zaman, zaman mahkemeler arasında değerlendirme farklılıkları olabilir. Bir mahkemenin önem atfettiği bir belge, bir başka mahkeme tarafından –delil değeri- bakımından yetersiz bulunabilir. Bu durumlarda tutuklama gerekçesiz kaldığından mahkeme kendi değerlendirmesinin tabii bir sonucu olarak tahliye kararı verir.

Ancak, Yargılama iki aşamadan meydana gelir, soruşturma ve kovuşturma. Tolon ve arkadaşları için henüz açılmış bir dava yok, yani soruşturma hala devam ediyor. İddianame tanzim edilip, mahkeme tarafından kabul edildikten sonra, Kovuşturma merhalesi başlayacak. Yargılama safhasında her an delil durumu ve sanıkların pozisyonlarının değişmesi mümkündür. Önemli olan Yargılamaya –hukuk dışı-etmenlerin karışmaması, yargıya güveni sarsacak bu tip belirtilerin ortaya çıkmamasıdır.

Tolon’un tahliyesi bakımından şimdilik, talebi 12. Ağır ceza mahkemesinin nöbet dönemine getirmekten başka bir belirti yok. Eğer bu bilinçli bir tercih ise, bu mahkemeye dönük beklentilerin hangi saikten kaynaklandığını sorgulamak gerekiyor. Önümüzdeki günlerde hangi sebebin Tolon’un Avukatlarını bu mahkemeye yönlendirdiğini daha iyi anlayacağız.

Tolon, toplam altı ay kadar bir süre tutuklu kaldı.

Tutukluluk süresinin büyük kısmını hastanelerde geçirdi.Diğer ETÖ sanıkları Silivri yerleşkesinde çile doldururken,Tolon kendi rahatından başka bir şey düşünmedi..Hastane, hastane dolaşarak, tahliye olmak için –deli raporu hariç-her yola başvurdu.Bu yüzden –dava arkadaşları-üzerinde iyi bir intiba bırakmadı.Cumhuriyet mitinglerinin kükreyen aslanı, cezaevlerinde kendi nefsinden başka hiçbir şey düşünemeyen bir insana dönüştü.

Ergenekon davası, hukuk dışına çıkan, kendi işinden çok, başka işler yapan bürokratların hem kendilerine, hem de mensubu oldukları kurumlara ne kadar zarar verdiğini gösteriyor. Ortaya çıkan girift ilişkiler, siyaset kurumunu çelmelemeye dönük kombinezonlar, Türk toplumunun bugün niçin daha iyi bir noktada olmadığını bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Bunca darbe, bunca ayak direme, bunca kumpas olmasaydı, kim bilir Türkiye bugün nerede olurdu? Kim ne yapmışsa Türkiye’ye yapmıştır. Kurtarıla, kurtarıla Türkiye batacak noktaya getirmiştir.

Tolon tahliye edildi, ama daha hiçbir şey bitmedi. Ergenekon bir orduyu donatacak silahı, birçok şüpheli bağlantısı ile ortada duruyor. Meydanlarda ki kışkırtmaları, şimdi mahkeme salonlarında yapıyor. Hepimizin gözünün içine baka, baka ben varım ve buradayım diyor. Onun için Tolon’a bakmak yerine, bütün dikkatimizi bu suç bataklığına çevirmeli, yakın geçmişte yaşadıklarımızı bir defa daha gözden geçirmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi