İsrailli general ve tavizler
Tavizin sonu yok!..
İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Avi Mizrahi, ABD, Almanya, İsveç, Brezilya ve çeşitli başka ülkelerden üst düzey askeri temsilcilerin katıldığı 'Askeri Psikoloji' isimli bir toplantıda yaptığı konuşmada: "Türkiye'nin uzun yıllar önce Ermenilere dünyanın en büyük katliamlarından birini yaptığını, aynı politikanın bugün de Kürtler üzerinde sürdürüldüğünü" iddia etmiş.
Bununla da yetinmeyen Avi Mizrahi, 'Türkiye'nin Kıbrıs'ın kuzeyini on yıllardır işgal ettiğini' de, iddiaları arasında zikretmiş.
Gazeteler, Mizrahi'nin bu konuşmasının Davos'ta olup bitenlere bir cevap olduğu kanaatinde...
1915'te Ermenilerle alakalı olarak olup bittiği iddia edilen olayların, Türkiye Cumhuriyeti'nin halen sürdürdüğü terörle mücadele faaliyetlerinin ve hele Kıbrıs'da şu anda da sürmekte olan durumla, İsrail ve Filistin meselesi arasında herhangi bir benzerlik var mıdır?..
Bunların her birisi, ayrı başlıklar altında incelenmesi gereken konular ve birileri zorla paralellikler kurmaya çalışsalar da, bunların hiçbirinin Filistin meselesi ile uzaktan yakından alakası yok...
Ermeni meselesi, siyasi etkilerden bağımsız olarak tarafsız tarihçilere bırakılması gereken bir konu. Aynı hususta Türkiye'nin de ciddi iddiaları var ve bunlar da yabana atılabilecek iddialar değil.
Terörle mücadele konusunda, işin sosyal yönlerinin gereği gibi ele alınmadığı hususunda içten yükselen eleştiriler olsa da, ortada sınırlarımız içinde bir silahlı kalkışma olayının olduğunun unutulmaması gerekiyor.
Kıbrıs, çoktan bitmiş olması gereken bir mesele iken, bir türlü halledilememiş olsa da, uluslararası anlaşmaların ülkemize tanıdığı garantörlük haklarının kullanılmış olduğu bir sürecin devamıdır.
Filistin'de olup bitenler nedir peki?..
İsrail, aslında bölgede olmaması gereken ve 'bir halkın ikinci bir halkın mağduriyetine rağmen, üçüncü halka tahsis etmiş olduğu bir devlet'tir...
Birleşmiş Milletler'in -haksız ve hukuksuz olarak- kendisine tahsis ettiği sınırların da dışına taşmış durumda olan bu ülke, daha da ileri gitmek ve bütün Filistin'i ilhak etme derdinde.
İsrail, bu gayesine ulaşabilmek için katliam dahil her yolu meşru görüyor ve bütün dünyanın, bu arada tabii Türkiye'nin de, kendisine kolaylık göstermesi gerektiğini düşünüyor.
Bu hususta İsrail'in kullandığı yöntemlerin çeşitliliği; bu yolda değişik davranışlarda bulunmamaları için ikna edilmesi gereken hemen her uluslararası kurum, ülke ve kişi ile alakalı olarak değişik usüller kullanıldığı malum.
Türkiye'nin İsrail tarafından arzu edildiği gibi davranması, İsrail'in Filistinlilere yönelik vahşi davranışları sözkonusu olduğunda fazla gürültü çıkarmaması ve halkından yükselecek tepkileri de bir şekilde baskı altında tutması için takip edilen usüller de çeşitli.
Sözde Ermeni Soykırımı meselesi ve bu mesele ile ilgili olarak ABD'de meydana gelebilecek gelişmelerde, Yahudi Lobisi'nin takınacağı tavır, İsrail'in en önemli kozlarından birisi.
Ne ABD'nin, ne Ermeni Diasporası'nın ve ne de İsrail'in; 1915'de hakikaten ne olduğunu öğrenme cehdinde olmadığı ve konunun ülkemizi köşeye sıkıştırma amacıyla kullanıldığının artık çocuklar bile farkında.
Artık iyice sıkan bu meselenin yanına, Türkiye'nin terörle mücadelesinin ve Kıbrıs'daki durumun da çarpıtılarak eklenmesi, nispeten yeni bir durum.
Türkiye'den İsrail vahşetine karşı yükselen seslerin, bu vahşete karşı çıkan Yahudi asıllı isimlere takdirlerle beraber yükseliyor olmasına rağmen, sanki bir anti-semitizm belirtisi gibi yorumlanması da öyle...
Türkiye'yi yönetenler, İsrail'in tartışmasız itaat peşinde olduğunu ve bu yerine gelmediği takdirde, kesinlikle memnun edilemeyeceğinin farkına varmışlardır umarız...
Tavizin sonu yok... Gereği de...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.