Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Bunu hep yapıyorlar..!

Bunu hep yapıyorlar..!

Her şey biraz da fıkralarda olduğu gibi gerçekleşiyor sanki. Bugün yaşadıklarımız, kalabalığın içindeki birisini gösterip, 'şu adama çok sinir oluyorum' diyen ve bütün çabalarına rağmen kızdığının kim olduğunu anlatamayınca; kızdığı insan dışındakileri öldürüp, tek kalan kişiyi işaret ederek, 'işte şuna çok kızıyorum' diyen kovboy fıkrasında olduğu gibi...

Libya'da ciddi bir karışıklık yaşanıyor, 42 yıldır bu ülkeyi demir pençeleri ile yönetmekte bulunan, Muammer Kaddafi, kendi halkına yönelik saldırılarda bulunmaktan kaçınmıyor; dolayısıyla bu gidişe bir dur demek gerekmektedir, doğru.

Buna karşılık BM Güvenlik Konseyi toplanıp bir karar alıyor ve hemen ardından Paris'te düzenlenen bir zirvede, daha alınan kararlara atılan imzaların mürekkebi bile kurumadan, Fransız askeri uçakları havalanıp Trablus'u bombalamaya başlıyor. Ardından İngiltere, ABD...

Batılı güçler Cumartesi akşamından başlayarak Libya'ya bomba yağdırmaya başladılar.

Bombalamaların hedefi, Kaddafi'ye bağlı güçler, teorik olarak. İyi de, Libya'da Kaddafi'ye bağlı güçler ve karşı olanların açık cepheleri mi var?..

Binlerce metre yüksekten bombalarını bırakan uçakların pilotları ve yine belki yüzlerce kilometre uzaktan füzelerini gönderen gemilerdeki görevliler, bunlarla kimleri vurduklarını, net olarak bilebiliyorlar mı?..

Öyle olmadığı şuradan belli ki, saldırılar başladıktan sonra gelen haberlerde, askeri kayıplardan çok, sivil kayıplardan bahsediliyor.

Batı, neler olup bittiğini tam olarak bilmese de, kargaşa olan yere bombalarını gönderiyor sadece... Ne çıkarsa bahtına.

Uçaklar ya da gemilerden gönderilen bombalar, füzeler; askeri hedefleri vurabilmişlerse ne ala... Aksi durumda olup bitenler ise arzu edilmeyen zayiat. Nasıl olsa hesap soracak kimse de yok...

Kullandıkları pahalı savaş oyuncaklarını denemiş oluyorlar böylelikle...

Gecmişte Irak'ta yaşananlardan biliyoruz. Afganistan ve Pakistan'da halen yaşanıyor. Çok önemli bir askeri hedefin vurulduğu haberleri geliyor önce... Sonra, ah pardon!.. Yanlışlık olmuş, vurduğumuz sivil bir hedefmiş...

Televizyonlardan canlı olarak seyretmek zorunda kaldığımız 1. Körfez Krizi günlerinde, atılan bomba ve füzelerin akıllı oldukları ve hedeflerini mutlaka buldukları söyleniyordu. Sonradan anladık ki, bu akıllı denilen bombaların hedeflerini bulma oranları yüzde 10-15 civarında. Şansa bağlı bir şey yani. O zaman hedef ayrımı askeri ve sivildi ve bol bol sivil hedefleri de vuruyorlardı.

Şimdiki durum daha da karmaşık. Bombalar, Libya'daki karışıklığın ortasına sallanıyor. Yani BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı karar mucibince yapılan saldırının mesajının kime olduğu bile açık değil. Kendisini göndermeye kararlı olan halkına karşı silahlı güçlerini kullanan Kaddafi'ye mi saldırılıyor; yoksa ona karşı ayaklananlara mı, belli değil.

BM Güvenlik Konseyi'nin başka ülkeler söz konusu olduğunda çok yavaş işleyen mekanizmaları ve hele hele nerdeyse hiç olmayan alınan kararlarla ilgili yaptırım gücünün, halkı Müslüman ülkeler bahis konusu olduğunda birden bire ışık hızı kazanıyor olması da ilgi çekici tabii...

Bunlar böyle; bunu hep yapıyorlar...

Kıbrıs çıkarması sırasında Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu malzemeleri, sevabından mahrum kalmamak niyetiyle, kendi elleriyle uçağa yükleyen Kaddafi ile, bu günlerde yaşananların sebebi olan Kaddafi'nin aynı adam olması, ne garip bir tecelli...

Dua etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok, Cenab-ı Hakk, hayırlara tebdil eylesin inşaallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi