GATA'YA SIĞINMAK
Önce hastane, sonra tahliye, süreci tıkır, tıkır işliyor. Rütbeye göre, sırası gelen hastanenin yolunu tutuyor.
Dün itibarıyla Veli Küçük’ü saymazsak (onu zaten değil GATA, Bakırköy bile zor kurtarır) Generallerin sevk işlemi bitti.
Bundan sonra sıra diğerlerinde.
Artık, albayım, binbaşım, Yüzbaşım, hatta baş çavuşum bile hastanenin yolunu tutabilir.
Ne de olsa vatan hizmetidir. Ha hapishanede yatmışlar, ha hastanede.
Aslında bu kadar dubaraya, gubaraya da ihtiyaç yok. Değiştirelim Ceza muhakemesi kanununu olsun bitsin. Madem uygulayamıyoruz, kâğıt üstünde kalmasının da bir anlamı yok.
Mesela, ceza muhakemesi kanununda, emekli askerler tutukluluk sürelerini hapishanede değil, hastanede geçirirler diye bir düzenleme yapabiliriz.
Veya eski YÖK başkanlarının kafasına, Yargıtay başsavcılarının hanesine dokunulmaz diye yazabiliriz.
Böylece her şey kanuna da uygun olur.
Bir daha kimse laga, luga yapamaz. Vatandaş hapishane de cezasını çeker, diğerleri de hastane de keyif çatar.
Ondan sonra, ne mutlu Türküm diyene..
Kimsenin umurunda mı bilmiyorum ama, bazı tutukluların GATA ısrarı hem kendilerini, hem TSK’nin kurumsal kimliğini yıpratıyor. Gittikçe suçluların Yargının pençesinden alındığına dair bir kanaat oluşuyor. Kandıra cezaevinde Genelkurmay adına yapılan mahpushane ziyaretinden sonra, –Asker tutukluların-pozisyonunun hızla değişmesi bu kanaati pekiştiriyor.
Üç-beş şüpheli için TSK’nin kurumsal kimliğini kumar masasına sürmek doğru bir davranış değil. Türkiye’nin bir ordusu var, ona herkes güvenmeli, ama o da herkese güven vermelidir.
Hastanelerin ittifakla sağlam raporu verdiği tutukluları, ölümcül hasta teşhisi ile korumaya almak, kimseye itibar kazandırmaz. Kaldı ki, çağ iletişim çağı, cep telefonları çıktığı günden beri, hiçbir yalan gizli kalmıyor.
Mukaddes Eruygur’un anlattıkları ile GATA suçüstü yakalanmıştır
Eruygur’a tek bir tahlil bile yaptırmadığını söyleyen Tabip Albay’ın beyanları açıktır. Meslek ahlakının bu kadar ayaklar altına alınması, GATA’nın bir firar tüneli haline getirilmesi asla müsamaha ile karşılanamaz. TSK’nin itibarı, kurumsal kimliği suçluların, yargıdan kaçanların sığınağı değildir. Genelkurmay, İbrahim Şahin’in ifadelerini, TSK’nın suçlularla iş birliği yapmayacağını ifade ederek kesin bir dille ret etti. Bu reddin bir anlam ifade etmesi, GATA’nın usulsüz işlemlerine göz yumulmamasına, sorumlular hakkında gerekli işlemlerin yapılmasına bağlıdır.