Millî Görüş belediyeciliğinde başarının sırrı
Millî Görüş belediyeciliğinde, başarının sırrı ve birinci şartı, sağlam malzeme ile bina yapmaktan ibarettir.
Sağlam malzeme ile bina yapmak diyorsam, öncelikle sağlam insanlar ile belediye teşkilâtının kurulmuş olmasını kastediyorum.
Bu şart ve bu prensip, bütün devlet teşkilatı ve bütün resmi veya sivil örgütlenmeler içinde de geçerlidir.
Yaklaşan yerel seçimler münasebetiyle, bilhassa belediyecilik konusu, tartışmaya açıldığı için bu husus üzerinde durmak istiyorum:
Diğer seçimler için olduğu gibi, belediye seçimleri için de, aday tesbitinde, adayların tecrübe birikimi ve teknik özelliklerinden daha önemli şart olarak, halkımıza arzedilecek kişilerin, ahlâken mazbut, dürüst, helali harâmı ayırd eden kişilerin öne alınması, bu konuda azami titizlik gösterilmesi gerekir.
Bu titizlik gösterilmeden, rastgele ve sadece oy almak için seçilecek görevliler, titrleri ve etiket ve ünvanları ne kadar cazip olursa olsun, asla öne sürülmemelidir. Böyle davranıldığı içindir ki, görüldüğü gibi, yaşadığımız şu seçim kampanyasında, adayların yaptığı yolsuzluklar ön plana çıkarılarak, tartışmalar bu mecrada devam ettirilmektedir.
Diyeceksiniz ki efendim sizin ifade ettiğiniz ahlâki, mânevi vasıfları hâiz olacak sayıda insanı nereden bulup da göreve dâvet edeceğiz?
Millî Görüş kadroları, işte bu müşkül sualin cevabını vermek için siyasete atılmışlardır.
Millete hizmette kusur göstermemek için, gerek genel seçimlerde ve gerekse yerel seçimlerde milletin karşısına, yüzümüz ak alnımız açık olarak çıkabilmek için, kurduğumuz siyasi parti teşkilatlarının, sağlam, dürüst, inanılır, güvenilir vatandaşlarımız arasından seçilmesine gayret edilmiştir.
Sizlere bu konuda yaptığımız başarılı uygulamalardan çarpıcı misaller vermek istiyorum.
1. Millî Selamet Partisi zamanında, partimizi 1973 senesinde yapılacak genel seçimlere hazırlıyorduk. YENİ ORTAM gazetesinin, köşe yazarı İLHAMİ SOYSAL ziyaretimize gelmişti. Bana şu suali sordu:
- Sayın Genel Başkan, ben milletvekilleri adaylarının tesbit çalışmalarının yapıldığı 40 ili gezerek, röportajlar yaparak huzurunuza gelmiş bulunuyorum. Büyük küçük partilerin hemen hepsinin, listede ben birinci olacağım, sen olmayacaksın kavgaları yapılıyor, parti içi ihtilaflar almış başını gidiyordu. Ama sizin partinizde kavga yerine, adayların hepsi, sakın beni bir numara yapmayın, şu arkadaşımız bu göreve benden daha layıktır şeklinde, birbirleri lehine, feragat ve fedakarlık yapılarak listeler oluşturuluyordu. Söyler misin bana, bu materyalist ortamda, nereden bu kadar İDEALİST İNSANI BULDUNUZ DA bu teşkilatı kurdunuz? diye sordu.
Böyle demekle kalmadı, gazetesinde dört gün üst üste Millî Görüş'ü methü-senâ eden makâleler yazdı...
2. İkinci misal:
Refah Partisi döneminde, yapılan yerel seçimler sonunda, partimiz 550'ye yakın belediye başkanlığı kazanmıştı. Bir kaç ay sonra, değerli arkadaşımız RECAİ KUTAN bey, kazanmış olduğumuz belediyelerimizin gelirleri acaba ne durumda diye bir araştırma yaptırdı. Araştırma sonunda Millî Görüşçü belediyelerimiz iş başına geldikten sonra, "Belediye resim ve vergilerine zam yapılmadığı halde", gelirlerin ON MİSLİ ARTMIŞ OLDUĞU ortaya çıktı.
Demek ki diğerleri belediye gelirlerini çar çur ediyorlarmış...
Gelirler ON MİSLİ ARTINCA, halka yapılan hizmetler de on misli arttığı için, milletimiz MİLLî GÖRÜŞ'Ü BEĞENDİ ve kısa bir süre sonra partimiz DİĞERLERİNİ SOLLAYARAK BİRİNCİ PARTİ oldu.
Yukarıda özelliklerini dile getirdiğimiz Millî Görüşçü partiler gibi, SAADET PARTİSİ'NİN DE ergeç milletimizin teveccühünü kazanarak birinci parti olacağına inanıyorum. Selamlar ve hürmetler sunarım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.