Milli Görüş'ün gücü ve diğer partiler
Ayıkla pirincin taşını
Yazımızın manşetine aldığımız bu söz, içinden çıkılması müşkül işler için söylenir.
Çünkü, pirincin taşı ayıklanmadan pilav pişirilerek müşteriye servis yapılırsa, müşteri o pilavı aşçının yüzüne çarpar.
Yerel seçimler münasebetiyle CHP ile AKP'nin yürüttüğü kırıcı, kıran kırana devam eden seçim kampanyası neticesinde, seçmen kitlemiz içinden çıkılması zor, âdetâ kör düğüm haline getirilmiş meselelerle karşı karşıya bırakıldı.
Taraflar habire, birbirini, yolsuzluklarla, ağır ithamlara hedef yapıyorlar. Bu karşılıklı ithamlar üzerine, birbirlerine karşı isnat ve iftira davaları açacaklarını ilân ediyorlar. Bu suçlamalar karşısında bir kısım medya, yangına körükle koşuyor. Velhasılı kelâm, manzara hiç iç açıcı değil.
Aziz milletimiz bu çirkin tablo karşısında üzülüyor. Daha seviyeli daha ağırbaşlı, daha olgun davranılmasını, yapıcı, islah edici, çözüm üretici konular üzerinde durulmasını istiyor.
Gözüken odur ki, Hem CHP hem AKP, kendi pirinçlerinin taşını ayıklamaksızın, seçmen kitlesinin önüne servis yapmak gibi, bir büyük yanlışlığın içine düşmüş.
Millî Gazete ve Vakit gazetesinde, dün yayınladığımız makâlemizden, Millî Görüşçü siyasi kadroların, milletin karşısına çıkmadan çok önce, kendi teşkilatlarını, daha kurarken nasıl titizlik gösterdiklerini, ilk önce teşkilât bazında PİRİNCİN TAŞINI ayıklayarak, milletimiz huzuruna nasıl kusurdan ayıptan arınmış, örgütler ve adaylarla çıktıklarını, misaller vererek anlatmıştık.
Kuvvetle inanıyor ve tahmin ediyoruz ki, aziz milletimiz kısa zamanda Millî Görüş ile seçimi bir nevi saçsaça başbaşa kavga şekline sokan partilerin, FARKINI FARKEDECEK, gereken isabetli değerlendirmeleri bizden esirgemeyecektir.
Aslında seçim demek, katılan siyasî partilerin ve bağımsız adayların YARGILANDIKLARI MİLLET ÇAPINDA BİR YÜKSEK DERECELİ MAHKEME DEMEKTİR.
Bu sebeple partilerin ve adayların bu yüksek mahkeme huzûrunda saygıya ve edebe aykırı, lisan kullanmaktan sakınmaları gerekir.
Birbirlerini amansız hasım gözünde gören, aday ve partilerden milletimiz kesinlikle memnun olmaz.
Efendim mademki seçimler bir büyük mahkemedir, öyleyse seçmen vereceği oylarla haklıyı haksızı, suçluyu suçsuzu ayırd etsin problemleri çözsün diyemezsiniz.
Seçmen kitlesinin görevi hem ceza mahkemesi, hem hukuk mahkemesi hem yüksek dereceli mahkeme gibi hareket etmek değildir.
Her yüksek dereceli mahkeme gibi, seçmenlerimizin oluşturduğu seçim mahkemesi, adayların ve partilerin, suç tarifine giren ithamlarını ve hakaretamiz davranışlarını, ait olduğu mercilere havale etmeyi tercih eder.
Kavgadan, kutuplaşmadan uzak kalan partileri ve ehliyetli adayları oyunu vererek kestirme bir çözüme ulaşır.
Böyle olacağını nereden biliyorsunuz diye bir sual akla gelebilir.
Biliyoruz çünkü, milletimiz ilkin, 980'li yıllarda bize 550'ye yakın belediye kazandırmıştı. Bu belediyelerimizin ÜSTÜN BAŞARI GÖSTERDİĞİNİ görünce bir sonraki seçimde yürüyen merdiven misali REFAH PARTİSİ'NİN ÖNLENEMEMEYEN YÜKSELİŞİNE şahid olduk.
Seçmen ne yaptı, içinden çıkılmaz, çetrefilli, kördüğüm haline gelmiş, karşılıklı itham ve kavgaları bir tarafa bıraktı, SAĞLAM-İNANILIR GÜVENİLİR OLDUĞUNU tespit ettiği kadroları tercih etti.
Bu bakımdan tedbirde kusur etmediği ve kendini millete tanıtma yolunda elinden geleni yaptığı taktirde kavgadan, tartışmadan uzak olan SAADET PARTİSİ'NİN önündeki engelleri aşarak başarıdan başarıya koşacağına inanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.