Borçlar özsermaye ile ödeşmeden kriz bitmez
Başlık, Avrupa’nın en büyük bankalarından birisinin Türkiye Genel Müdürü’ne ait... Yemek için buluştuğumuz restoranın kalabalığını gösterip “kriz nerede?” diye sorunca “Bilançolardaki şişkin varlıklar ile borçlarda” dedi bankacı dostum... “On yıldan beri borç o kadar bol ve ucuzdu ki, hiçbir patron bu kadar ucuz kaynak varken, yatırım için kendi sermayesini kullanmadı...” diye ekledi. IMF Başkanı’nın “banka bilançolarının temizlenmesi zaman alıyor” tespiti ile Alman hükümetinin bankalara “re’sen” el koymayı mümkün kılan kanunu onaylaması da bu kaçınılmaz gerçeği önümüze koyuyor. Gelişmiş ülke şirketlerinin “borçları ile özkaynakları ödeşmedikçe” bu krizin dibi bulunamayacak.
***
Yüzyıllık dev şirketlerin kriz patladıktan hemen sonra kağıttan kaplana dönüşmelerinin de altında bu “zehirli kaldıraç etkisi” yatıyor aslında. Ucuz kaynak, piyasa rekabetini o derece çılgın hale getirmişti ki, kârlar bindeli oranlara gerilemişti. Yüzmilyar dolar ciro yapan bir perakende şirketi yüzde 1-2 kârlılığa sevinir olmuştu. “Ölçek ekonomisi” diye şirketlerin “kâr değil ciroya oynamaları” teşvik edildi. Bir şirketin temelinde olması gereken “kâr edip özsermayeyi güçlendirme” hedefi hep “geleceğe” ertelendi. Öncelik pazar payı, rekabet, ciro büyüklüğü, toplam nakit akışı oldu. Borç da bol ve ucuz olunca, ne kâr hatırlayan oldu, ne de özsermaye...
***
Amerika başta, tüm “gelişmiş” ülkeler trilyonlarca doları döküyorlar piyasaya... Ama krizin dibini bulamadıkları gibi, çöküş hızını da kesemiyorlar. Dün TGRT’de “Obama paketi ne getirir” sorusuna “bilançolardaki borçlar, varlıkların hakiki değerlerine denk hale gelinceye kadar hiçbir paket kesin sonuç vermez” dedim. Küresel ekonomi ciddi bir “düzeltme” ve paradigma değişikliğinden geçiyor. Borç stoku “makul” olan bir ülkede olduğumuz için kısmen şanslıyız ama gelişmiş ülkelerdeki bu alt-üst oluşun tesirlerini uzunca bir süre daha hissedeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.