Van’da Vakit-DTP buluşması!..
Malûm, yerel seçimler öncesinde nabız tutuyoruz...
Bir haftalık İç Anadolu programının hemen ardından Doğu'ya geçtik...
Van'dan başlayıp; Tatvan, Bitlis, Batman'ı tamamladık...
•
Önümüzde Diyarbakır, Gaziantep, Adıyaman ve Şanlıurfa var...
Tabiî bunlar çoğu zaman tutmayan hesaplarımız;
Eksik olmasınlar yolumuza çıkan ısrarcı dostlarımız, programımızda olmayan illere ve ilçelere de taşıyorlar bizleri...
“Bakalım bu sefer ne olacak” diyelim...
Ve bugünkü mevzumuza geçelim:
Efendim;
DTP Ankara ekibinin büyük bir kısmından, marksist-leninist ve dolayısıyla da ateist olmalarından dolayı hazzetmediğimiz bilinir...
Bu böyle...
Ankara'daki ilişkilerimiz malûm;
Adamlar Vakit'e ve genellikle de bendenize her konuştuklarında, “CHP tipi laiklik” söylemine sığınıyorlar!..
İşte;
Ağır toplarından Hasip Kaplan, 28 Şubat'ın laiklik anlayışı ile kendilerininki arasında fark olmadığını büyük bir gururla haykırmıştı...
PKK, pardon DTP, bu yönüyle sapına kadar akredite!..
Yani, söz konusu laiklik ise 28 Şubat önderleri ile pek iyi anlaşıyorlar!..
Aralarında ufak tefek problem olsa bile ne gam;
Her iki taraf da “içiyor”!..
Çilingir sofrasının iki tarafına oturur, aslanlar gibi anlaşırlar!..
Öyle değil mi; aralarında “temel” problem mi var?!
•
Hasip Kaplan “bantta kayıtlı” laflarını inkâr etmeye çalıştıysa da...
Ne faydası var;
Partinin resmiyetteki en ağır ismi Ahmet Türk, bir resepsiyonda teybimize, “1400 yıl öncesinin hükümleri ile yaşayamayız!..” diyerek, 28 Şubat'a denk düşmedi mi?!..
Ve başka başka DTP vekilleri, birbiri ardına cemaatlerin tehlikelerinden (!) 8-9 yaşlarındaki çocuklara Kur'an öğretmenin zararlarından (!) filan dem vurmadı mı?...
DTP'nin Ankara'sının “laiklik yönüyle” CHP'den farksız olduğu ortaya çıkmadı mı?..
Ve hatta;
CHP'nin ama samimi ama değil, “Kur'an Kursu, çarşaf, tarikat, kurban derisi” açılımlarına bakıldığında, DTP'nin daha da laikçi, en laikçi, ultra laikçi bir “Ankara Partisi” kıvamında olduğu anlaşılmadı mı?..
Ve bütün bu tablonun üstüne;
Ergenekon'un bir “çatı müessese” olarak PKK'yı da içerdiğine ilişkin belgeler, kamuoyunun gündemine gelmedi mi?
Dahası, en baba Ergenekoncuların PKK kamplarındaki halleri filan!..
Bütün bunlar gözler önüne serilmedi mi?
•
Peki...
DTP'nin Ankara'sı böyle...
Ya Doğu'su nasıl?!..
Orada, “seçim rüzgarı” kuvvetle esiyor ve Doğu'nun yerel “DTP yöneticileri”, “Belediye Başkan adayları” seçim mesajlarını laiklik üzerinden değil de “din” üzerinden veriyor!..
Bakın, bu yazının başlığına;
“Van'da Vakit-DTP buluşması!..”
Biz böyle “seçimin nabzı”nı tutarken, ayrım yapmaksızın bütün iddialı adaylara gitmenin gayreti içindeyiz ya...
Van'da da, Öcalan'ın avukatlarından Bekir Kaya aday olmuş...
Bir randevu aldık ve Van temsilcimiz Kenan Gül'le birlikte tam vaktinde DTP'nin seçim karargâhına ulaştık...
Bir de ne görelim, “mükellef” hazırlık yapmışlar!..
Salona girer girmez; “Ve Vakit yazarı aramızda” muhabbeti!..
Ne yaparsın;
“Merhaba beyler, merhaba!.. Nasılsınız!.. İyi iyi!..”
•
DTP-Van işi biliyor;
“Bakın, Türkiye'nin en bağımsız ve dolayısıyla da etkili gazetesi olan Vakit'in yazarı bile bizimle röportaj yapma ihtiyacını hissetti” mesajını vermiş oluyorlar böylece!..
“DTP'liye moral” gösterisinin devamında da, DTP adayı ile söyleşimizin yüzlerce “DTP sempatizanı” tarafından “canlı olarak” izlenmiş olması var!..
Ben bir soru soruyorum, yüzlerce DTP'liden uğultu yükseliyor...
Bir cevap geliyor:
“Takdir hislerinin” dile getirilişine şahit oluyorum...
“Kürtçe” konuşuyorlar, “Kürtçe” takdir ediyorlar, ya da kızıyorlar...
Bu bölgelere gide gele çat-pat Kürtçe mi öğreniyoruz ne; “Beje eme Kazanc Bikin” (Söyle, biz kazanacağız!) cümlesinde olduğu gibi, yarı Kürtçe, yarı Türkçe mesaj vermeye çalışıyor olmalarından mı faydalanıyoruz?..
Her bir “laf atışı” duyuyor ve anlıyor olmamız ilginç...
Buraları neyse;
Esas mesele, verdikleri “dinî” mesajlarda...
Adayları, ısrarla “din karşıtı” olmadıklarını söylüyor...
Bir de, “bu rejimin” yıllar yılı “dindarları” mağdur ettiğine, “dinî” olan her görüntüye tahammülsüzlük gösterdiğine vurgu yapıyorlar!..
Biz de bu esnada;
“Ankara DTP'nin laiklik mesajlarına” atıfta bulunuyoruz....
Oraları hiç dikkate almaksızın...
Diyor ki DTP'li:
“AKP sürekli olarak istismar ediyor. CHP de istismar ediyor. AKP hangi meseleyi çözdü, CHP ne zamandan beri dindar oldu?!.. Onlar istismar ediyor, biz etmiyoruz!..”
“Ya ne yapıyorsunuz?..”
“Bunları birer insan hakları sorunu olarak gördüğümüzden, sahip çıkıyoruz?..”
“Nasıl sahip çıkıyorsunuz?..”
•
Böyle, yüzlerce DTP'linin bakışları ve sesli tepki mesajları altında, yani canlı yayında “DTP-Laiklik-Din” muhabbeti...
Bu sonuçta yerel seçim, biz de yerel seçimin nabzını tutmaya çalışıyoruz...
Biz, ısrarla “belediye” alanına çekmeye gayret sarfederken, “dışarıdan müdahalelerle” hep buraya geliyor konu...
DTP'liler bize ısrarla “alttakiyle üstteki” arasında...
Yani, Doğu Anadolu'daki DTP'li ile Ankara'daki DTP'li arasında fark olduğunu anlatmaya çalışıyorlar!..
•
Biz de uygun vurgularla;
“Irk ayrımcılığı yapmanın” ya da “ırk üzerinden politika” yapmanın sakıncalarından bahsetmeye çalışıyoruz!..
•
Bir bölümünü yazı dizisinde vereceğimiz söyleşinin ardından ayrılırken, “DTP'nin Van'da kazanmasını istemez misin?” yollu sorular takılıyor kulağımıza...
Van temsilcimiz Kenan Gül ve bendeniz...
Dönüp;
“Dine uygun hareket eden, ırk ayrımı yapmayan ve tabiî Vanlıya hizmet üreten bir aday kazansın da kim kazanırsa kazansın!..” diyoruz...
Bu sözlerimiz üzerine...
“Irk ayrımcılığını biz mi yapıyoruz?..” sorusu gelince...
“Siz de yapıyorsunuz!..” karşılığını veriyoruz!..
•
“Siz yapıyorsunuz” değil de...
Siz “de” yapıyorsunuz!..