MHP’li Şandır ve “Kürtçe Mevlid” tepkisi!..
Diyarbakır, “PKK'nın kalesi” değil;
Müslümanların kalesi!..
Marksist-Leninist-Darwinist zihniyetin değil, bu milletin!..
¥
Her “Kutlu” etkinlikte belirginleşen bu gerçeğe bir kez daha şahitlik ettik...
Diyarbakır'da faaliyet gösteren 9 derneğin bir araya gelerek oluşturduğu "Peygamber Sevdalıları Platformu"nun "Mevlud'a Muhammedî" adı altında düzenlediği programa yüzbinlerce Müslüman katıldı.
Diyarbakır bir İslâm beldesi; bunu dosta düşmana bir kez daha gösterdi.
¥
Evet; Diyarbakır bizim.
O program, Kur'an tilavetiyle, Kürtçe mevlidiyle, ilahileriyle, her şeyiyle, bizim!..
¥
Ben Kürt değilim, ama Kürtçe benim!..
Ben böyle düşünüyorum... Ben buna inanıyorum...
Arapça'yı da, Kürtçe'yi de, Türkçe'yi de...
“Her türlü güzelliğin dil yoluyla aktarımına imkan sağladıkları” için seviyorum!..
¥
Bu konuda hassasım;
Hangi Kürt, Türkler hakkında olumsuz bir ifade kullansa ya da hangi Türk tersini yapsa, anında tepki gösteriyorum!..
Bugün de, beni yerimden sıçratan bir gelişmeden haberdar olmanın sıkıntısıdır yansıttığım..
Mehmet Şandır gibi, “beynini kullanmasını bilen”, “seviyeli”, “düzgün” bir MHP yöneticisinin, Diyarbakır'da “Kürtçe mevlid” okutulmasına karşı çıkması ve bunu “Anayasal suç” olarak nitelendirmesi fena halde canımı sıktı!..
Sayın Şandır'ın şu sözlerine bakar mısınız?
“Kamusal olan tüm alanlarda resmi dil Türkçe'dir. Cami de kamusal bir alandır. Kamuya ait bir alandır. Kürtçe mevlid, Anayasa'nın 3. Maddesi'nde, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dili Türkçe'dir’ hükmünün sulandırılmasıdır. Anayasal zeminde suç işlenmiştir. Bu suçu işleyenler cesareti Başbakan'dan almışlardır!”
Yo, hayır; birkaç “ilçe”den üç beş oy daha fazla çıkartabilmek için yapılacak iş değil bu!..
Diyarbakır gibi, şedit bir seçim kapışmasına sahne olan, DTP saldırılarının yol açtığı gerginliği iliklerine kadar hisseden bir şehirde, böylesine muazzam bir etkinlik gerçekleştirilmiş... Ve şükürler olsun ki tek bir üzücü olay meydana gelmemiş, en ufak bir gerginlik yaşanmamış!..
Bu tablodan dolayı “memnuniyet” ifade etmek ve etkinliği düzenleyen sivil toplum örgütlerinin yöneticilerini arayıp “takdir hislerini dile getirmek” varken; Mevlid'in Kürtçe okunmasına takılan; meseleyi, laikçi takımının dindarları baskı altında tutmak için sarıldığı “kamusal alan” zırvasına döken Sayın Şandır, bunun ne kadar yanlış ve tehlikeli bir tavır olduğunun farkında mı acaba?..
¥
Efendim, bunları düşünürken...
“Olur ya” dedik; “Belki de Sayın Şandır böyle bir ifade kullanmamıştır, belki de konuştuğu gazete, beyanını saptırmıştır!..”
“Olur mu olur!” diyerek muhabir arkadaşlarımızdan kendisini aramalarını rica ettik...
Maalesef; sözlerini sahipleniyor Sayın Şandır...
Ve de şunları söylüyor: “Ben sadece Kürtçe kullanımının yaygınlaştırılmasının amacını ifade ediyorum. Bu tür girişimler Türkiye'yi parçalamaya başlıyor. Bir dil üzerinden yeni bir millet oluşturmayı amaçlıyor. İşin özü budur. Kimin hangi dilde ibadet yaptığıyla falan ilgilendiğimiz için bunu gündeme getirmedik. Bugüne kadar insanlar nasıl ibadet yapıyorlarsa, öyle yapsınlar. Bugün bu Kürtçe dili niye bu kadar ön plana çıkartılıyor?.. Bir AK Parti Belediye Başkan adayı çıkarak Kürtçe konuşuyor. Başbakan Kürtçe konuşuyor. Benim sorguladığım bunlardır!..”
¥
Evet, “Kürtçe Mevlid”e karşı çıkıyor Sayın Şandır...
“Kürtçe İbadet”ten bahsetmiyoruz; “Kürtçe Mevlid” üzerinde durduğumuz!..
Yüz binler, bir araya gelip “Kürtçe Mevlid” dinlemişse...
Bunun neresi kötü;
Bu meselenin “Kamusal alan”la filan ne ilgisi var, Başbakan ya da bir başkası Türkçe konuşsa ne olur, Arapça konuşsa ne olur?..
Başbakan, İngilizce “One minute, one minute!” diye posta koyduğunda problem olmuyor, ancak Kürtçe birkaç kelam etmesi aleyhinde kullanılıyor!..
Sayın Şandır, bu yaptıklarının “PKK'ya terör örgütü demeyen” DTP'nin işine geldiğinin farkında mı, değil mi acaba?..
Bu söylemin, “İşte devlet'in önde gelen isimleri sizin Kürtçe Mevlid dinlemenize bile tahammül edemiyor” propagandasına alet edileceğini göremiyor mu?..
Mehmet Şandır gibi, “seviyeli” ve “aklı başında” bir MHP'li dahi bunu yapıyorsa artık..
İşimiz çok zor demektir!..
Bizimki çok zor, DTP'ninki çok kolay!..