Y. Bülent Bakiler

Y. Bülent Bakiler

Pir Sultan Abdal'ın Alevi inancından sapması!

Pir Sultan Abdal'ın Alevi inancından sapması!

PİR SULTAN ABDAL DİYE DİYE...

Aleviler, Pir Sultan Abdal’ı, yedi büyük Alevi Şairi arasında sayıyorlar. Ah keşke gerçekten de öyle olsaydı. Türkiye daha huzurlu bir ülke olurdu.
Şimdi önümde, Milliyet gazetesi tarafından 1971 yılında bastırılan PİR SULTAN ABDAL isimli bir kitap var. Cahit Öztelli’nin hazırladığı bu derlemede şairin 297 şiiri bulunuyor. Pir Sultan, zaman zaman Alevi inancı dışına çıkarak şiirler yazmış. Nitekim kitabın 94. sayfasında Pir Sultan, bizlere şöyle seslenmiş:
“Gâfil, kaldır şu gönlünden gümânı/Bu mülkün sahibi Ali değil mi?
Yaratmıştır onsekiz bin âlemi/Rızıkların veren Ali değil mi?”
Bu mısralar, milyon kere, milyar kere Alevi inancının dışındadır. Çünkü İslâma göre, onsekiz bin âlemi yaratan ve rızkımızı veren Hz. Ali değildir, Allahtır. Aynı şiirde Pir Sultan diyor ki: “Ali padişahtır Muhammet vezir!” Bu iddia da milyar kere yanlıştır. Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaş Veli koluna bağlı Alevilerde, böyle yanlış bir inanç yoktur.
Prof. Dr. İrene Melikoff‘un UYUR İDİK UYARDILAR isimli kitabında belirttiği gibi, İran şiasından Fazlurrah Esselebâdi isimli bir adam, iddia ediyordu ki: “Allah, kendini, insan şeklinde gösteriyor. Hz. Ali, artık Allah oluyor.” Bu inanışta olanlar diyorlardı ki: “Tuttum aynayı yüzüme/Ali göründü gözüme.”
İran’da Şah İsmail taraftarları, onu Hz. Ali yerine koydular. Bu çarpık düşünce bize de bulaştı. İrene Melikoff diyor ki: “Ben Hacıbektaş’a gittiğim zaman, orada bir halk şairi dinledim. Diyordu ki: “Ben Ali’den gayrı tanrı bilmezem.” Bu benim için bir şok oldu. Böyle bir şey olduğunu düşünmüyordum.”
Böyle iddialar, Türkiyemizde Sünnilerle Aleviler arasında uçurumlar meydana getirdi. Pir Sultan, kendisini hem Hz. Ali, hem de Allah olarak gören İran Şahı Tahmasb’a o kadar çok bağlandı ki, onun, kılıcını çekerek Anadolu’ya yürümesini ve bütün kâfir yezidleri, yani sünnileri öldürmesini istedi. Kitabın 137. sayfasındaki 60 numaralı şiiri aynen şöyle:
“Haktan inayet olursa/Şah Urum’a gele bir gün,
Gazada bu zülfikârı/Kâfirlere çala bir gün.”
Pir Sultan, İran şahı Tahmasb’ın İstanbul’u fethetmesini, Yezid’in tahtını yıkmasını istiyordu:
“Hasan-ül Askeri, Mehdi/Var idi gelmeğe ahdi,
Yıkılsın Yezidin tahtı/Oniki imam, Ali, Alim” (syf:98)
Pir Sultan’ın yıkılmasını istediği taht, Osmanlı padişahının tahtıdır.
Dahası var: Kanuni Sultan Süleyman 1534 yılında Bağdat’ı fethedince Pir Sultan, bu zaferimizden çok büyük bir üzüntü duydu. Kitabın 9 numaralı şiirine bakar mısınız:
“Güzel şahım çok yerlerden görünür/Aslı nedir niye verdin Bağdat’ı
Çeksen de askerini gelsen idi/Hacı Bektaş hanına konsan idi
Kırsan ol Yezidi olmaz mı idi/Ah hünkârım niye verdin Bağdad’ı”
Şimdi ben diyorum ki, bu görüşler yanlıştır. Alevi inancından sapmadır. Aksi iddiada bulunanlar, yeni yeni “Madımak” veya “Başbağlar” facialarının doğmasına yol açacaklardır. Yazık değil mi? Günah değil mi?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Y. Bülent Bakiler Arşivi