Bülent Arınç olmak ve darbe şakşakçılığı!

Bülent Arınç olmak ve darbe şakşakçılığı!

Asrın davası da deniyor ama aslında bana göre asrın skandalları süreci bu...

Çok yakın tarihe baktığımız zaman karşımıza önce Susurluk kazası ve sonrasında da önü alınamayan çıkar ilişkiler yumağı çıkıyor...

Susurluk'tan Şemdinli'ye, oradan Ergenekon'a varan süreç tezatlarla dolu…

Kirli ilişkiler yumağı ile mücadele ne zaman bazı güç odaklarına dayandıysa sekteye uğradı; doğrudan ya da dolaylı olarak.

Susurluk, muhtemelen hiç tahmin edilemeyecek kadar derin bir yerlere dayandı ki, şüpheli kazalar, tehditler, sindirmeler ve türlü desiselerle gözden kaçırıldı.

Şemdinli'de akıllarda kalan 'iyi çocuklar' oldu. Gerisini hatırlayan yok, hatta o savcı unutuldu bile.

Sonrasında ne mi oldu...

Artık bir türlü gizlenemeyen kirli ve karanlık ilişkiler yumağı farklı bir isimle yeniden yuvarlandı, milletin önüne geldi.

Adını kimin koyduğu önemli değil ama artık herkes iyice ezberledi; Ergenekon.

Türkiye, Ergenekon sürecine girdiğinden beri yüksek yargı, üniversiteler, barolar, askeri yargı ve emekli askerlerin akıllara durgunluk veren tutum ve davranışlar içine girdiğine şahit oldu.

Susurluk'ta her şeyin açığa çıkmasını isteyenler ne hikmetse işin ucu Susurluk'a dayanmasına rağmen susmaya, hatta Ergenekon sürecine şiddetle karşı çıkmaya başladı. Şemdinli'de de aynı oyunu gördük.

Süreci herkes iyi biliyor artık, kimseden kaçırılacak ayrıntı kalmadı.

Sadece şu son bir haftada yaşananlar gösterdi ki, Ergenekon süreci öyle basit, sadece bir kaç savcının talimatı, belli bir güvenlik gücüyle sürdürülecek bir süreç değil.

Hurşit Tolon, Şener Eruygur ve diğer paşalara ait ses kayıtlarının basına sızması, bu skandal kayıtların internet sitelerinde tıklanma rekoru kırması, bugüne kadar hiç görülmemiş bir şeydi.

Artık insanlarımız gerçekleri çok farklı kanallardan istediği gibi öğrenebiliyor.

Tüm bunların ötesinde bir Bülent Arınç gerçeği gördük geçtiğimiz hafta.

Belli dönemler vardır, biri çıkar ve bütün milletin hissiyatına tercüman olacak cümleler sarfeder.

Bu aslında bana göre şifredir.

Bu şifreye göre muhataplar ve ilgililer renklerini ve olaylara bakışlarını belli ederler.

Bilmiyorum, Bülent Arınç olmak bunu mu gerektiriyor ama milletin buna ihtiyacı var.

Burada muhatap, skandal ses kayıtlarını adam gibi reddedemeyen, kameralardan, sorulardan kaçan, geçmişte darbe planları yaptığı artık çocuklar tarafından bilinen emekli paşalar.

Emekli paşalar ne zamandan beri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütününü temsil ediyor bilinmez ama, Arınç'ın sözlerine verilen TSK imzalı tepki, Ergenekon süreci ve emekli paşaların nasıl algılanması gerektiği konusunda önemli ipuçları verecektir.

“Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratılıyor” safsatasıyla milletin hissiyatına tercüman olan insanların "bu tip insanlar" nitelemesiyle küçümsenmesi, yok sayılması elbette ki milletin takdirindedir ama bize şu açılımları sağlamamızda da yardımcı olacaktır.

Bülent Arınç, Ergenekon sürecinin başından buyana görülmeyen bir gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

TSK kendisini ya bu sürecin içinde görüyor, ya da emekli paşalardan yakasını kurtaramamıştır.

Ergenekon'un TSK içindeki uzantıları halen ciddi çalışmalar yürütebilecek kapasitededirler.

Gatakullilerin önüne bu nedenle geçilememektedir.(sivil-asker sanıklar arasındaki fark da burada kendisini net bir biçimde gösteriyor)

TSK yönetiminden yapılan açıklamalar, kuruma kimlerin zarar verdiğini aslında çok açık bir şekilde gözler önüne sermiştir.

Askeri vesayet kavramı hala kendisini hissettirmektedir...

TSK, doğrudan kendisine olmayan, hatta tam tersine geçmişinde darbe planları yapan emekli askerlere yönelik eleştirileri bile kendi üzerine alarak bunu düşmanca görmek gibi bir büyük hataya düşmüştür.

Belki de buna "rengini belli etmiştir" demek gerekiyor.

Öyleyse Ergenekon sürecine ve bu süreçte terör örgütü yöneticisi olmakla suçlanan isimlerin gelecekte hangi konumda olacaklarına iyi bakmamız gerekiyor.

Hatta bugünkü Ergenekon iddianamelerini hazırlayan savcıların gelecekte hangi konumda olacaklarını da iyi analiz etmemiz gerekiyor.

Bülent Arınç, bu anlamda iyi bir pencere açmıştır, insanlarımız biraz daha uyanmıştır, gerçekleri biraz daha berrak görme şansı yakalamıştır.

Sahi, süreç bunun için mi böyle yavaş işliyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi