Bölücülük mücadelesi ve yeni bir strateji ihtiyacı
Birkaç aydır PKK terör örgütü önemli bir eylem yapmadı. Önce Mümtazer Türköne, sonra Gülay Göktürk terör örgütünün silah bırakabileceğini yazdılar.
Önümüzdeki günlerde Erbil’de bir Kürt konferansı düzenlenecek. Terör örgütünün de katılacağı konferansta hangi kararların alınacağını göreceğiz.
Terörün bitmesi, güneydoğu’ya huzurun gelmesi hepimizin arzusu.
Ancak, silahların bırakılması ile her şeyin biteceğini, milli bütünlüğümüze yönelik saldırıların duracağını, kardeşlik duygusunun avdet edeceğini sanmak ahmaklıktır. PKK terör örgütü ve onun siyasi uzantılarının nihai hedefi Türkiye’yi bölmektir. Silahların bırakılması ile mücadele yeni bir safhaya girecektir sadece.
Sağda solda daha hala terörün Türkiye’nin yanlışlarından türediğine inanan önemli bir kesim var. Askerin de, Siyasetçinin de zamanında yanlışları olmuştur elbette. Bunu kimse inkâr etmiyor. Bu yanlışlar bir etnik grubu hedef almaktan ziyade Türk toplumunun bütününü hedef alan yanlışlardı; sistemin zaaflarından, yönetenlerin ideolojik saplantılarından kaynaklanan yanlışlar. PKK bu yanlış uygulamaların sonucu ortaya çıkmadı. Bu yanlışları istismar ederek büyüdü, insanları iğfal etti.
Birkaç gündür Botaş’a ait kuyularda kazılar yapılıyor. Bazı kuyularda insana ait olduğu belli olan kemikler çıkarıldı. Medyada neredeyse bütün bir terör mücadelesini töhmet altında bırakan yayınlar yapılıyor. Öyle bir hava estirildi ki, kamuoyunda PKK’lılar mazlum, onlarla mücadele edenler zalim konumuna getirildi. Sanki binlerce genci, çocuğu, kadını, erkeği, PKK öldürmedi de başkası öldürdü.
Terör mücadelesi sadece askerle verilen bir mücadele değil, askerle beraber verilen bir mücadeledir. Medyasıyla, siyasetçisiyle, aydınıyla herkesin şiddete karşı açık ve net bir şekilde cephe alması gerekir. Bölücülük, terörü arkasına alarak bugün çok önemli bir noktaya gelmiştir. Bugüne kadar basiretli bir tutum ortaya koyamayan kesimler, aynı basiretsizliklerini hala devam ettiriyorlar. Bölgede görev yapan kimi kişilerin hatalarını köpürterek PKK terörünü meşrulaştırıyorlar. Uluslararası topluma, Mesnetsiz yayınlarla Türkiye’nin elini zayıflatacak malzemeler taşıyorlar.
Son birkaç yıldır önemli demokratik açılımlar yapıldı. Kürtçe ile ilgili sınırlamalar büyük oranda kaldırıldı. Bölgeye yönelik büyük teşvikler verildi. Ama bölgenin siyasi tercihlerinde önemli bir oynama olmadı. Demek ki sorun, sadece, az gelişmişlik, bölgenin ihmali veya bazı kamu görevlilerinin yanlışları değil. Bütün bunlardan farklı talep ve beklentiler söz konusu. Onun için terör biter, mesele biter diye sevinç naraları atanların tavrı gerçeği yansıtmıyor. Şiddetin tavsaması konuşmayı, tartışmayı, çare üretmeyi kolaylaştırır, ama meseleyi bitirmez. Meseleyi bitirmek için daha tutarlı, daha etraflı plan ve programlara ihtiyaç var. Bu kafa ile şimdilik böyle bir strateji düşüncesi ufukta gözükmüyor.