Vakit gazetemiz, seçim gezilerimizin ardından kaleme aldığımız haberleri “il il” basıyor...
Böyle olunca da, bir “il”deki ve “ilçe”lerindeki genel tabloyu, tahminleri, adayların vaatlerini ve en önemlisi vatandaşın taleplerini sadece o “il”de yaşayanlar okuyor...
Biz de, “genele” hitap etmek için bu “köşe”nin imkânlarından faydalanıyoruz...
Bugün de...
Genel tabloyu şöyle bir vermiş olalım:
1-AK Parti bu seçimlerde (sıkça ifade edildiğinin aksine) oy kaybetmeyecek. Ancak, şunu da ifade etmem gerekiyor ki, gittiğim illerin neredeyse tamamında “adayların” çok geri planda kaldıklarını, propagandanın “Varsa Tayyip, Yoksa Tayyip” esasına dayandığını tespit ettim. O kadar ki, bazı adaylar kendilerinin ne yapmayı planladıklarını filan değil de, Erdoğan'ın Davos'ta nasıl kükrediğini, böyle bir Başbakan'a sahip bulunmanın bu ülke için ne kadar büyük bir şans olduğunu anlattılar bana. Bir sistemin en güçlü tarafı aynı zamanda en zayıf tarafıdır. AK Parti bugün için bir kadro hareketinden çok, “lider” hareketi olarak öne çıkıyor. “Ceketimizi koysak kazanırız” ya da “Odunu koysak kazanırız” havası, şu an için “hoş” gelebilir de, orta vadede sıkıntı verir. Ben, bu sıkıntının “AK Partililerin” de aralarında bulunduğu geniş kesimler tarafından dile getirilişine şahitlik ettim.
2-Saadet Partisi, bu seçimde oylarını beklediği kadar artıramayabilir. Ancak bazı illeri alması kuvvetle muhtemel. Saadet ciddi oy artışına ulaşamayacak olursa, faturayı 'Ergenekon' konusunda yanlış anlaşılmaya müsait abuk sabuk mesajlar verenlere çıkarmalı. Bundan başka.... Gezdiğim illerden en az 5'inde “kafaya oynayan” bir Saadet gördüm. Kurtulmuş, tam manasıyla tutmuş. Saadet, bu seçimden ne kadar oy çıkartacağı kadar, hatta belki de bundan da fazla ‘Kurtulmuş'un tutmuş olması’nı önemsiyor..."
3-MHP, oylarını korumaya çalışıyor. Bu partinin teşkilatları her zamanki gibi zinde. Lakin, Bahçeli tabanı tarafından da “lider” olarak görülmeyen bir politikacı. Bırakın “liderliği”, MHP gibi dinamik bir partinin Genel Başkanlık koltuğunu bile dolduramadığını bizzat dile getiren yüzlerce partiliye rastladım. Buna rağmen, konjonktürün MHP'yi boşlamadığını, Genel Merkez ne kadar “sıkıntılı” olursa olsun bu partinin bu seçimlerden kendisi açısından 'iyi sayılabilecek' bir neticeyle çıkabileceğini düşünüyorum.
4-DTP, iddialı olduğu illerden çoğunu alacak gibi görünüyor. Güneydoğu'nun bazı alanlarında derin devletin uzun yıllar boyunca uyguladığı şiddete, baskıya, yok saymaya dayalı politikaları DTP'ye hayli kuvvet kazandırmış durumda. Ben, DTP'nin “derin devletten” farklı bir parti olduğunu düşünmüyorum. Dahası, Ergenekon süreci, “yapılar arasındaki derin münasebetin” ortaya çıkmasını sağladı. Bu böyle olmakla birlikte, Güneydoğu'da “tepki” figürü öne çıkıyor. Ve bu da DTP'ye yarıyor. Bir başka ifadeyle, DTP'yi yanlış uygulamalarıyla “derin devlet” destekliyor!..
5-BBP. Çok yerde aday göstermeyen partinin, Sivas, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi geleneksel olarak güç sahibi olduğu illerde etkili olması beklenmekle birlikte... Bu seçimde BBP'nin 'aslında' olmadığını ve partinin önümüzdeki dönemdeki muhtemel “ittifakla” dirilebilecek potansiyeli hâlâ muhafaza ettiğini söyleyebilirim.
6-CHP: Ankara ve İstanbul'u almasına asla ihtimal vermiyorum. İzmir ve Çankaya gibi yerleri alması kuvvetle muhtemel. Baykal'ı bir süre daha idare edecek bir sonuç çıkartır, CHP. Maksimum %22.
***
Efendim, seçim turuma devam ediyorum.
Bu “seferde” de, Elazığ, Malatya ve Gaziantep yaptım...
Nabzını tuttuğum illerin sayısı 20'yi aştı...
Arada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le birlikte bir “Bağdat” seyahati var...
Dönüşte, “daha detaylı” bir toparlama için vaktim kalıyor galiba...
Kısmetse, “ince”den inceye “son bir tahlil” yaparız...
NEVRUZ TAHRİKİNE DİKKAT!
Başbakan Erdoğan, “Nevruz'da birtakım provokatif eylemlerin gerçekleştirileceğine” dair istihbarat aldıklarını açıklamıştı.
Özellikle Batman ve Diyarbakır'ın “hassas” sivil toplum örgütleri, bu tür duyumların kendilerine de ulaştığını ifade ediyorlar.
“Bir partinin”, seçimde avantaj elde etmek için “tahrik politikası” izleyeceği söyleniyor...
Batman Emniyet Müdürü Sayın Arif Öksüz’ü ziyaretimde de dile getirdim; “Buralarda çok sayıda yüreği nefret dolu” kamu görevlisi var...
Bazılarının olumsuz tavırlarını bizzat “Müdür Bey”e ilettim...
Aman dikkat:
Emniyet “orantısız güç” kullanacak olursa büyük sıkıntı doğar!..
Uyarmış olalım da!..