Gazete sayfalarında dalaşmak Müslüman’a yakışmıyor
Kim haklı olursa olsun, Sayın Bekaroğlu ile sayın Taşgetiren’in karşılıklı sergiledikleri tavırlar dostu üzer, namerdi sevindirir...
Gazete köşeleri Müslüman’a hesaplaşmak yeri değildir...
Ne söylediğimizi belki kulağımız duymayabilir, ama bilmeliyiz ki her bir kelime harfine kadar levh-i mahfuzda kaydedilmektedir...
O büyük mahkemede bu sözlerin hesabı kitabı var...
Atarken, tutarken ne kadar da rahat oluyoruz...
Karşımızdaki düşman olsa, “gavur” diye onun hakkından daha da çok korktuğumuzdan biraz daha insaflı oluruz.
Sıra mü’min kardeşine gelince, ağzın ne fermuarı kalıyor ne de frenleri...
Boşluğa salıyoruz kendimizi... Yazdıklarınızın diplerindeki okuyucu yorumlarını açın da bir okuyun.
Bir bakın...
Sizler atıp tutarken inançlı okuyucu ne hale geliyor?
Kırılıyorlar, dökülüyorlar...
Taşgetiren, aklı başında ve de seviyeli yazarlarımızdan, kardeşimiz, canımız... Aramıza yeni gelmiş olsa, hadi tanımıyoruz diyeceğiz....
Bekaroğlu da hiçbir zaman yabancımız değil...
O da bu kesimin has evlatlarından... Ne var ki Şeytan-ı Lanet öylesine işlevini yürütüyor ki, göz gözü görmüyor, kardeş kardeşi tanımıyor..
Sorsanız bir iş beceriyorlar... Aksine yapmıyorsunuz, inançlı kesimin saf duygularını yıkıyorsunuz... Hani mü’mine şefkatli, kafire ise şiddetli olmak düsturumuz vardı? Hani, iman noktasında kardeşini en az kendi nefsi kadar düşünmeyenin imanının tam olmayacağı hadis-i şerifi vardı?..
Yoksa siyaset mi diyeceğiz?!!
Hani, Bediüzzaman’ın “mineşşeytani siyase” dediği cinsinden mi?
Yoksa ne? Sayın Bekaroğlu, ülkenin nasıl bir cendereden geçtiğini göremeyecek birisi değilsiniz.. İstanbul gibi bir şehre belediye başkan adayı olmanız, bir başka kardeş adaylara şu kritik dönemde dosyalar tutmanız anlamına gelmez... Varsa yanlış yapanlar, onları aday olmadan önce yetkili yerlere deşifre etmek en doğru olanı değil midir?
Haram yeyip de aramızda dolaşıyorlarsa Allah onları kahretsin...
Savaşın en kızışmış anında Timur ordusu saflarına geçenlerin bu tarafa savaşı kaybettirmeleri gibi bir ortamın kimin işine yarayacağını sen benden daha iyi bilmelisin... Sabırlı ve de istikrarlı olmak lazım...
Hata tek taraflı da olabilir, iki taraflı da...
Eleştiri demek isteniyorsa sayın Taşgetiren, ince elekten elemeli...
Sabır eleği, kader eleği, adalet eleği...
Eleştiri, bir başkasına malzeme olacaksa hiç de eleştiri sayılmaz...
Yıllarca birlik olduğumuz arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi bir oy uğruna karalama kampanyasına kim tutarsa tutsun, bilelim ki bu tavırlar sadece ve sadece şeytanın işine yarar, Rahman’ı küstürür.
Gayretullah’a dokunur... Tekrarlamamda yarar var...
Müslümanların hesaplaşacağı veya ithamlaşacağı yer ne televizyon ekranlarıdır, ne de gazete sayfaları... Böyle yapar, birbirimize düşersek Allah da başımıza bir başka kavmi zalim olarak musallat eder...
Sayın Bekaroğlu, Sayın Taşgetiren, Allah(c.c) rızası için bir araya gelin, hem helalleşin ve hem de barışın... Müslüman’a yakışanı budur... Böyle yaparsanız, Allah’ın rızasına nail olursunuz, yok kininiz sizi adaletten, doğru yoldan alıkoyarsa varın gerisini siz düşünün...
Bizden söylemesi... (*) Emekli Hakim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.