Serdar Arseven

Serdar Arseven

Soros meselesi!..

Soros meselesi!..

“Türban mutabakatı”nın gündemde olduğu şu hassas günlerde...
“Başörtüsünü savunmak kapatılma sebebidir” zırvası pompalanıyor ya...
İşte... Vural Savaş’ın tam zamanı!..
Refah Partisi hakkında “Sorosçu çocuklarının gazetelerinden yaptığı alıntılarla” dolu bir iddianame hazırlayan Vural Savaş, bu marifetinden (!) dolayı tartışma programlarının gözdesi...
Katıldığı her programda da... üç yıl önce kaleme aldığımız o yazıya dikkat çekiyor...
Haberdar olmayanlar için belirtmiş olalım: Bahse konu yazıda, AK Partililerin “Başörtüsü meselesine” çözüm arayışlarına dair bir “kulis bilgisi” dile getiriliyor...
İktidarın, o günkü yönelimleri açısından son derece kritik bir noktada görevlendirdiği bürokrat tarafından bize aktarılan “ilginç” diyalog...
O bürokratın şahit olduğu diyaloğun bir tarafında; ünlü Yahudi Spekülatörü George Soros var... Diğer tarafta ise, AK Parti’nin “Başörtüsü meselesini” çözüme kavuşturmaya çalışan bazı mensupları...
İstanbul-çırağan'da gerçekleştirilen “ABD nasıl daha iyi bir rol üstlenebilir?” konulu etkinlik esnasında...
Soros’a söylenenlerin özeti şöyle: “çok sayıda üniversite öğrencisi, başlarının örtülü olmasından dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Sayısal çoğunluğumuz var ama bir mutabakattan yanayız.
Bu meselenin gerginlikten uzak bir atmosferde çözülmesini arzu ediyoruz. Gerginlik olmaması da, büyük ölçüde bazı medya organlarının tutum değiştirmesine bağlı.
Türkiye’deki bazı medya grupları üzerinde ne denli tesirli olduğunuzu biliyoruz. Medeniyetler ittifakını gerçekleştirme çabamızın sonuca ulaşmasına, bu çevreler üzerindeki etkinliğinizi kullanarak yardımcı olabilirsiniz.
Gerçekten medeniyetler ittifakından yanaysanız bu desteği verirsiniz!..”
Evet... Mealen; “Akredite medyadaki köpeklerinize söyleyin... Başörtüsüne çözüm düzenlemesi için adım attığımızda, havlamasınlar” talebi bu!..
Bu, “şakayla karışık” dile getirilen bir talep...
İşte Vural Savaş, bu “yarı şaka yarı ciddi” sohbeti yansıttığımız o yazıdan bahsediyor, katıldığı her programda...
Ve... Tabii... Anlayabildiği kadarıyla!..
Bugünkü gelişmelerle, taaa üç sene önce yazdıklarımız arasında bağlantı kurma gayreti faydasız...
Zira; Soros da bir “İslâm karşıtı” olduğundan... AK Partililerin, “Köpeklerinizi susturun” teklifine (O ortamda ‘Olur’ falan dediyse de) kulak tıkadı...
Vural Savaş’ın “düşünemediği” işte burası...
SOROS’un köpekleri...
Sayın Başbakan’ın “Velev ki siyasi simge olsun, ne sakıncası var” dediği günden bu yana... Sürekli olarak havlamakta!..
Demek ki, esas patronları Yahudi spekülatör Soros’tan o yönde bir emir gelmemiş!..
Yahudi “Susun” diyecek de... Bunlar “havlayacak!..”
Kolay mı?.. Soros bu, sözünü dinlemeyene kemik atar mı?..

Evet...
Vural Savaş makamına çağırdığı gazetecilere, “Patronlarınıza söyleyin, kapatma davasının iddianamesini ek olarak bassınlar” demeyi bilir de...
Refah’ın ve Fazilet’in kapanması için ellerinden geleni yapan o medya patronlarının... Yahudi sermayesinin güdümünde olduklarını nereden bilecek?!...
Hisse senetlerinin büyük ölçüde “Yahudi sermayesinin” elinde bulunduğunu da “bilemez” tabii...
Vural Savaş, o iddianameyi hazırlarken... Refah’ın kapanmasını en çok medyadaki Sorosçu çocuklarının istediğini de göz önünde bulundurmamıştı!..
Bulunduramazdı!..

Vural Savaş çok zengin bir vatandaş değil...
Kapatma dâvâsını bir yerlerden para aldığı, satıldığı için filan açmamış belli...
O... Bir söyleşimizde ifade ettiği ve bant kayıtlarımızda yer aldığı gibi:
“Gaza getirilmiş!..”
Biraz düşünse oysa... Sevgili evlâdının yüzüne karşı söylediklerini de üzerine koyarak... Birazcık kafa yorabilse... Refah’a yönelik baskılarla, Yahudi lobisindeki D-8 paniği arasındaki bağlantıyı kurabilecek!..
“Satılmış olmadığı” için bunu yapabilir aslında...
Biraz daha düşünsün... Ve bu “Soros” meselesinin üzerine biraz daha gitsin... Bakalım nereye çıkacak...
Soru şu: Milli Görüş’ün yaptıkları, Soros’u ve Sorosçu çocuklarını niçin rahatsız etti?..
Ha gayret Vural Savaş... Biraz daha gayret... Olacak!...
DOGMATİK CELAL!..
Cumhurbaşkanı Gül tarafından “YöK üyeliğine” atanmayı bekleyen Celal Şengör’ün “nasıl kıvırdığını”, “Bilim adamı” unvanına nasıl ihanet ettiğini anlatacağım yazının bu son bölümünde...
Bu zâtın, üniversiteler Arası Kurul üyelerine gönderdiği mektubu okudunuz mu?..
Berbat!.. Alenen İslâm’a saldırıyor...
Mektup; “Başörtüsünün din karşıtlığından dolayı yasaklandığına” dair görüşlere kuvvet kazandırır mahiyette.
Şengör’ün hakaretlerini tekrarlamak suretiyle can sıkmak istemiyorum...
Neşeli bir muhabbet var elimin altında...
Efendim... Ankara Haber Müdürümüz Fatih Akkaya, İslâm’ın “dogma” yani “tartışılamaz” olmasından dolayı “üniversitelerde temsiline” karşı çıktığını öne süren Celal Şengör’e ulaşmaya çalıştı...
önce üniversiteden... Olmayınca evinden...
Eşi “evde yok” dedi...
İki dakika sonra görüştüğü oğluysa: “Uyuyor!..”
Şengör’ün cep telefonu kullanmadığını da öğrenince... Sorusunu mail yoluyla göndermeye karar verdi Fatih Akkaya...
Şöyle bir soru: “Dogmalara yani değiştirilemez hükümlere karşı olduğunuzu belirtiyorsunuz ya...
Anayasa’nın 4. maddesinde ‘Bazı hükümlerin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği’ belirtiliyor. Buradaki ‘teklif dahi edilemezlik’, maddeyi tam mânasıyla dogma haline getirdiğine göre... Bu maddeye de karşı mısınız?..”
Evet... Soru buydu...
Celal Şengör bu soruya beş dakika sonra, “Kendisinin hukukçu olmadığını” belirterek karşılık verdi...
Şu hale bak!...
Mevzu İslâm ise...
“İlahiyatçı” olup olmadığına bakmaksızın ahkâm kesmekte sakınca görmüyor da...
“Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” mevzuuna gelince... “Hukukçu olmadığı için cevap veremeyeceğini” söylüyor...
Seni gidi, Dogmatik Celal!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi