Hasan Aksay

Hasan Aksay

Tekere taş koymak ve tekeri döndermek

Tekere taş koymak ve tekeri döndermek

örtü zulmü nedeniyle ihlal edilen temel insan haklarının kullanılabilmesi için yapılan çalışmalarına karşı, Yargıtay eski C. Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, cumhurbaşkanı seçimini imkansız kılmaya yönelik buluşu cinsinden bir tehdit daha keşfetti.
Hak-iş Başkanı Salim Uslu, bu ilkelliğin kaldırılmasına tehdit savuran Kanadoğlu’nun, kendi konusu olan “Ergenekon” çeteleşmesi hakkında bir şey söylememesine hayret ediyor?
Milletçe hayret etmek zorundayız. çünkü hayret düşünmeye açılan kapıdır. Bu gariplikler, milletçe düşünmemiz ve çözüm bulmamız gereken sıkıntıların kaynağıdır. Bu tür akıl almaz garipliklerin çokluğu nedeniyle alışkanlık doğurarak dikkat edemez duruma gelmek ciddi tehlikelere kapı aralamaktır. Mevlana, düşünmenin, araştırma ve bilmenin hayret etmek ve soruşturmakla başladığını söyler. Hayret etme, soruşturma ve vicdanları tatmin edecek bir cevap buluncaya kadar araştırmaya devam etmek doğrulara, çözüme ulaşabilmenin ilk şartıdır. Memleket ve milleti alakadar eden meselelerde ise bu soruşturma milli bir sorumluluktur. “Ergenekon” çeteleşme hareketinin Kanadoğlu sorumluluk zamanından gelen bir çeteleşme olduğu açıktır. Emekli Kanadoğlu’nun bu konularda söyleyecek sözü olmalıdır.
Kanadoğlu geçen sene, Türkiye’yi Cumhurbaşkanı seçemez duruma getirme buluşunu da aynı şekilde yüksek bir öfke ve eşsiz bir keşif heyecanıyla takdim etmiş olması ayrı bir dikkat konusudur. Hiçbir işe yaramadı. ülkeye zaman kaybettirdi. Zarar verdi. Milleti huzursuz etti. Dünya milletlerinin hızla kalkındığı, ileri gittiği bir zamanda, milletin sosyal, siyasi, ekonomik kalkınmasının tekerine konan taş oldu. Memleket ve millet için rakama vurulamayacak derecede önemli kayıplara yol açtı.
Şimdiye kadar görülmemiş ve bundan sonra da dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyecek olan meclislerin ancak _ ekseriyetle toplanabileceği buluşu, millet ve memlekete verdiği zararla da kalmadı. Dostlarına, kendisini takip edenlere ve bu buluşa sarılanlara da zarar verdi. ülke siyasetinde yeni bir yapılanma heyecanına girmiş olan Doğru Yol Partisi ile ANAP, Kanadoğlu’nun kanadı altında kendilerine kolay, emin ve güçlü bir yer ararken hepten kaybettiler. Bütün gayretler adeta sele gitti. Baykal, bu proje peşinde yorgun düştü. Ahmet Necdet Sezer, taşındığı evinden çankaya’ya geri döndü. Devlet ve millet işlerinin geciktirilmesi, tekere taş konması için elinden gelen gayretle uğraştı. Kanunları son dakikasına kadar bekletti. Tarihe kötü bir sayfa ekledi. Netice?.. Olan millete, memlekete oldu. Zamanın değeri bilinerek boşa harcandı.
Kanadoğlu kanatları altında keşfi uygulamak için yorulanlar, bir fayda görmediler. Gelecekte de uygulanabilmesi mümkün değil. “İbret oldu. İbret, yarar değil midir?” denebilir. Evet, ibret yararlıdır. Ancak bunun ibret olacak tarafı da yoktur. Mantık kuralıdır: “Açık hakikatleri ispata gerek yoktur.” Hatta bu kuralı, “açık hakikatleri ispata kalkışmak zeka geriliğinden doğar” şeklinde ifade edenler de vardır. “Bindiğin dalı kesersen düşersin” gerçeği, ibret için denenerek zaman kaybedilmez.
Kanadoğlu’nun, partileri tehdide yönelik son keşfi de kalite ve nitelik bakımından birincisiyle aynıdır. Millet ve memlekete zaman ve imkan kaybından ve peşinden koşanları yormaktan, pişman etmekten başka işe yaramaz.
Zor olan ve başarılması gereken, millete zaman ve fırsat kazandırmaktır. Kavram oyunları gibi ucuz başarılara bel bağlayarak, millete hizmet olmaz. Hizmet için ter gerekir. Milletin tekerine taş koymak, yıkmak marifet değildir. Süleymaniye bir bombayla yıkılabilir. Yapmak için “Bir Süleyman yine lazım, yeniden bir de Sinan!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi