Amansız taifesi işi beceremedi
İspanya’ya bir kere daha kaybettik.. Ama bu defaki Barnebau’dakinden de acı oldu..
Son dakika golüyle!..
Türkiye’ye ayak bastığı günden itibaren her hareketi, hatta futbolculuğu bile tartışılan Daniel Güiza’nın Hakan Balta’yı adeta uyutup, topu içeri ortalamasıyla..
Bu pasa lakayt kalmayan Reira’nın ağlarımızı görmesiyle..
Hem de 90+2’de..
Böyle de mağlup olunmaz ki..
Evet, Güney Afrika’da yapılacak olan 2010 Dünya Kupası Finalleri’ne katılmamız bu neticeyle gerçekten tehlikeye girdi..
İspanya yenilgisiz bir biçimde finallere gitmeyi adeta garantiledi.. Biz ikincilik hesabı yaparken 4 gün içinde Belçika’yı iki kere yenen Bosna Hersek bir de baktık ki önümüze geçti..
Ve Bosna’yla bizim Saraybosna’da maçımız var..
Yani; işimiz zor!..
Başlıkta belirttiğimiz gibi bizim “amansız taifesi” işi beceremedi..
Aslında maça iyi başladık..
İspanya’nın alışılagelmiş düzenini sanki birazcık bozduk.. Ancak, ikili mücadelelerdeki kalite açık ara İspanyol futbolcularından yana gözüküyordu.. Bizim takımda bir Riera, bir Xabi Alonso yoktu.. Hatta bir Capdevilla, bir Fernando Torres de yoktu..
Peki, kim vardı?..
Arda vardı İspanyollarla boy ölçüşebilen!..
Semih vardı, biraz da Tuncay’la Gökhan Gönül vardı..
Gerisi?..
Vasat!..
Hakkını yemeyelim, penaltı öncesi yaptığı boşa çıkışla hata yapan Volkan da iyi bir müsabaka çıkardı.. Fatih Terim dahil herkes kaleci Volkan’a yükleniyor ama Volkan’ın çıkardığı %100 toplar neden konuşulmuyor?.. Riera’nın, Fernando Torres’in, Xabi Alonso’nun füzelerini kurtarmak dünyada kaç babayiğit kalecinin harcı?..
Hadi diyelim Volkan hata yaptı ve boşa çıktı, defans nerede?..
İbrahim Üzülmez hentbol oyuncusu mu ki topa elle müdahale ediyor?..
Ya da Hakan Balta’yla Emre Aşık neredeler?..
Bana göre bir hata da kaşalot İspanyol defansının arasında tek başına iş yapamayacağı aşikar olan Batuhan gibi genç ve acemi bir futbolcunun Nihat’ın yerine oyuna sokulması..
Halbuki Nihat bu maçta goller kaçırmasına rağmen İspanya’daki görüntüsünden daha derli topluydu.. Madem Batuhan oyuna alınıyor, bu değişiklik orta sahadan bir elemanla yapılmalıydı.. Hatta Semih de çıkartılmayıp maç 3 forvetle kurtarılmalıydı..
Semih’i çıkar, Sabri’yi al; Nihat’ı çıkar, Batuhan’ı al..
Hocanın taktiğine elbette saygı göstermek gerekir ancak yanlışı da yanlış olarak dillendirmek gerekir..
Netice-i kelam; kısa sürede oynadığımız iki İspanya maçı bir kere daha gösterdi ki, takım olma noktasında daha önümüzde hayli yol var!.. Ve de bu işler reklam filmleriyle, ara gazlarıyla olmuyor!..